27 Kasım 2017 22:53

2 yılda Elçi cinayetini aydınlatacak bir ilerleme yaşanmadı

28 Kasım 2015’te Sur'da katledilen Tahir Elçi'nin ölümünün üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen dosyada hiçbir ilerleme kaydedilmedi.

Paylaş

Fırat TOPAL
Diyarbakır

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin 28 Kasım 2015’te Sur’da Dört Ayaklı Minare önünde öldürülmesinin üzerinden 2 yıl geçti. Elçi’nin ölümünün ardından başlatılan soruşturmada bugüne kadar 3 savcı değişirken, cinayetin ardındaki sis perdesini aydınlatacak hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Soruşturmada ne bir fail ne de şüpheli olarak ifadesi alınan bir kişi var. Elçi cinayeti soruşturmasını yakından takip eden Diyarbakır Barosu Tahir Elçi Cinayeti Soruşturma Komisyonu üyesi avukatlarından Gamze Yalçın, Tahir Elçi’nin failinin bulunmamasında delillerin karartılmasının yanı sıra etkili bir soruşturmanın yürütülmemesinin de payı olduğunu ifade ederek, Elçi cinayetinin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen dosyada ilerleme yaşanmadığını kaydetti. 

Tahir Elçi’nin katıldığı bir televizyon programından sonra hedef haline getirilmesiyle öldürüldüğüne dikkat çeken Av. Gamze Yalçın, “Tahir Elçi’nin katledilmesinin bilinçli bir şekilde gerçekleştiğini düşünüyoruz. Çünkü, Tahir Elçi, çatışmaların son bulması ve diyalog ve müzakere sürecinin yeniden başlaması için mücadele edebilecek kilit isimlerden biriydi. Bu gün Tahir Elçi dosyasında etkili bir soruşturma yürütülmüş olsaydı, Tahir Elçi’nin vurulduğu sokaktaki tüm delilleri muhafaza ederdi. Tahir Elçi cinayeti aydınlatılabilirdi” dedi. 

EN ÖNEMLİ DELİL MERMİ ÇEKİRDİĞİ BULUNMADI

En önemli delil olan mermi çekirdeğinin dosyada olmadığını belirten Yalçın, “1’den 83’e kadar deliller sıralandı, 43’e kadar olan deliller alındı. Özellikle şunu belirtmek istiyoruz. 43’üncü delil Tahir Elçi’nin vurulduğu yere çok uzak bir delil zaten. Tahir Elçi’nin baş ve ayak bölgesine yakın yerde polislerin silahından çıkan birçok mermi ve kovanın bulunduğunu biliyoruz. 43’e kadar delil toplanırken diğer 40 delil neden toplanmadı, bunu soruşturma makamına sorduk. Çatışmalı ortam vardı, operasyonlar devam ediyordu, güvenli olmadığı, kendi can güvenliklerinin olmadığı gerekçesiyle o delillerin toplanamadığına ilişkin açıklamalar yapıldı. O sokak hiçbir zaman devletin hakimiyetinden çıkmadı.Yarın Tahir Elçi’yi o sokakta anacağız belki yine onun katledildiği sokağa giremeyeceğiz. Devletin hiçbir şekilde hakimiyetinden çıkmayan sokak ve devlet bu delilleri toplayamadığını söylüyor. Mermi çekirdeği bulunmuş olsaydı, o merminin hangi silahtan çıkmış olduğuna ilişkin bir kriminal inceleme yapılacaktı. O silah türünü kullanan polis memurlarının şüpheli sıfatıyla tutuklanmaya sevk edilmeleri  gerekirdi” dedi. 

CİNAYETİ GÖREN KAMERALAR DOSYAYA YOK

Dosyadaki eksikliğin sadece mermi çekirdeğine dair olmadığını, kameralar önünde gerçekleşen cinayette hiçbir cinayet kaydının olmamasının kabul edilemez olduğunu dile getiren Yalçın, “Teknik inceleme bakımından da sadece Mardin Kebap Evi görüntüleri değil, Foto film şubeye ait görüntülerde de Tahir Elçi’nin vurulduğu ana denk gelen 13 saniyelik bir kesinti tespit ettik. Biz bu kesintinin kesme, silme, montajlama veya herhangi bir işleme tabi tutulup tutulmadığını tespiti için görüntülerin adli tıp kurumuna gönderilmesini talep ettik. Ancak gönderilen görüntüler, foto film şubenin asıl kamerası ve asıl kartı üzerinden yapılan incelemeler değil. Bu görüntüleri kaydeden foto film şubenin asıl kaydı ve kamerası nerede bilmiyoruz. Bu kamera ve kaydın emniyet müdürlüğüne teslim edildiğine dair bilgimiz var ama sonrası ilişkin herhangi bir tutanağımız yok dosyada. Sadece foto film şubeye ait görüntüler değil PTT kamerasına ait Tahir Elçi’nin vurulma anına denk gelen 17 dakikalık görüntü yok. Mardin Kebap Evinin kamera görüntüleri 2 yıldır bize hiçbir şekilde verilmedi. Savcılık tarafından bunun verilmeme gerekçesi, eski bir kamera olması ve imajının alınamadığını ancak 3 hafta önce elimize gelen raporda Mardin Kebap Evinin kamera kayıtları açıldığı, 4 adet kameradan bunlardan 3 adedinin Mardin Kebap Evi’nin iç kısmını gördüğü, 4 numaralı kameranın da dış kısmı gördüğü ve Tahir Elçi’nin vurulduğu büyük ihtimalle görmesi muhtemel olan kameranın ise görüntü kayıtlarının açılamadığına dair adli tıp kurumu raporunda. Tüm bunlar birleşince bizim açımızdan deliller karartılıyor mu sorusu akıllara geliyor? Tahir Elçi’nin vurulma anını gören kameraların hepsiyle mi oynama gerçekleşti sorusu aklımıza geliyor. Bu böyle değilse bunun adli tıp kurumu tarafından teknik olarak tespit edilmesi gerekiyor” dedi. 

‘O SOKAKTAKİ POLİSLERİN HEPSİ ŞÜPHELİ OLMASI GEREKİRDİ’

Olaydan sonra Türkan Elçi’nin o sokakta bulunan polislerden şikayetçi olduğunu, ancak şikayete ve ateş ettikleri açık şekilde görülmesine rağmen polislerin şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınmadığını dile getiren Yalçın, “Çok basit bir adam öldürme dosyasında bile kameraya ateş ettikleri yansıyan kişilerin hepsinin tutuklanmasına karar verir soruşturma makamı. Ama Tahir Elçi’nin öldürülmesi olayında kameralar önünde ateş ettikleri açık bir şekilde görülen polis memurlarından hiçbirinin şüpheli sıfatıyla ifadesine baş vurulmadı. Bu bize bir noktada faillerin belli mekanizmalar tarafından korunmaya çalıştığını da gösteriyor. Olaydan 4 ay sonra jandarma tarafından bir rapor hazırlandı. Tahir Elçi vurulduğu anda  sokakta bulunan birçok polis memurunun Tahir Elçi’yi vurmaya elverişli olduğuna yönelik bir rapordu. Ancak akabinde Tahir Elçi’yi bu kişiler arasından kimin vurmuş olduğunu fiziken ve tıbben bilinemeyeceğine ilişkin bir rapor geldi. Ama bu incelemeyi yapan uzmanlar arasında fizik uzmanı yoktu” dedi. 

ÖNCEKİ HABER

Ne ÖSP, ne 4-e; güvenceli, kadrolu iş! 

SONRAKİ HABER

Katalonya ve İspanya’da konuşulmayanlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa