Ford Otosan işçisi: Emeğimizin hakkını verin
Kocaeli'den Ford Otosan işçisi, Evrensel'e yazdığı mektubunda üretilen her araçta emeklerinin olduğunu ve emeklerinin hakkını istediklerini belirtti.
Ford Otosan işçisi
Kocaeli
MESS Genel Sekreteri Özgür Barut devam eden grup sözleşmesi görüşmeleri ile ilgili açıklamalarda bulunmuş. İşçi kesiminin istediği ücret zammının kabul edilemez olduğunu söylemiş bu açıklamalarda. Yetmemiş, MESS olarak 3 tane vazgeçilmezleri olduğunu da belirtmiş. Neymiş efendim MESS’in 3 şartı:
1) 3 yıllık sözleşme,
2) İkramiyelerin fiili çalışılan günler için ödenmesi, devamsızlık yapılan günlerin ikramiyesinin kesilmesi
3) Kıdem zammı kabul edilmezmiş.
Sayın Barut, siz 3 şart öne sürmüşsünüz ya, işte ben de Ford Otosan’da çalışan tüm işçiler adına bu şartlarınıza verdiğimiz cevabı anlayın diye tane tane anlatıyorum. Hem size hem de üyesi olduğumuz Türk Metal’e bu mektubu dikkatle okumasını öneriyorum. Dikkatle okuyunuz ki, 2015 mayısında düştüğünüz hataya bir daha düşmeyiniz.
1) Sözleşme süresinin 3 yıl olması bizim için altını bir kez daha çizmekte fayda var, kesinlikle kabul edilmemesi gereken maddelerin başında gelmektedir. Bir önceki sözleşme süresi 3 yıldı. Bu süre zarfında ekonomide bir sürü gelişme yaşandı. Bizi enflasyona mahkum ederek sürenin uzatılmasını isteyenler ürettikleri araçlara her ay zam yapmasını biliyorlar. Madem öyleyse, ‘Onlar da sattıkları araçlara senelik zam yapsınlar’ teklifini kabul ederler mi tabii ki hayır. Bu nedenle bizim de bu üç yıllık sözleşme teklifini kabul etmemiz mümkün değildir.
2) İşçiye çok para veriyorlar gibi utanmadan elindeki üç kuruşluk paraya da göz diktiler. Zaten ikramiyeler maaşın içinde olduğu halde ay sonunu zor getiriyoruz. İnsanlar neden devamsızlıktan dolayı istirahat alıyorlar hiç düşündünüz mü sayın patronlar. Sizler işçiyi işe alırken her türlü muayeneden geçirip sağlam olduktan sonra iş başı yaptırıyorsunuz. Sonra çalışanı bir köle gibi işinizde kullanıyorsunuz, fazla mesai, hafta sonu çalışması, ergenomik olmayan çalışmalar, kapasitesinin üstünde iş, iyileştirme adı altında iki kişilik olan işi tek kişiye indirmeniz gibi koşullar altında çalıştırarak 3-5 sene içinde çalışanı sakata çıkarırsınız. İşte bu sakatladığınız arkadaşlar tedavi olmak için, tekrar sağlığına kavuşmak için rapor almak zorunda kalıyorlar. Bu nedenle çalışanları siz bu hale getirip sonrada ‘Ne güzel bir de parasını keselim’ diyemezsiniz. Zaten işinize gelmeyen çalışanları hukuk gözetmeden işten atıyorsunuz. Sene sonu cirolarınız milyon dolarları görünce seviniyor, ‘Hepimiz biriz’ diye yalandan nutuk çekmesini biliyorsanız, işçinin üç kuruşluk ikramiyesine de göz dikmemelisiniz.
3) Kıdemli işçinin bir fabrikada çok olması o işyerinde memnuyeti, dolayısıyla yapılan işin kalitesini gösterir. Aramızda 15 yılını dolduran arkadaşlarla, yeni iş başı yapan arkadaşlar arasında çok az bir maaş farkı var. Hatta vergilerle neredeyse aynı ücreti alıyorlar. Yapılan toplusözleşmelerde sanki kıdemli işçilerin suçu varmış gibi sürekli maaşlarından kesintiler yaparak oturdunuz masa başına. Bu nedenle ekonomik koşulları giderek zorlaşan kıdemli çalışanlara böyle bir zam oranının talep edilmesi doğaldır. 15-20 yılını veren bir çalışanın liseye, üniversiteye giden çocuklarının masraflarını hemen hemen hepimiz bilmekteyiz. Bir işyerinde insanlar sürekli hesap yaparak ömrünü tüketmektedir. Ekonomide yaşanan gelişmelerle beraber alacağımız zam şimdiden uçup gitti. Her şeye bunca zam yapılırken işveren için çerez bile sayılmayacak zam talebinin görmezden gelinmesi çok komik görünmektedir. Üretirken, kazanırken, servetinize servet katarken biz hep çalıştık. Sıra sizlerde, biraz da sizler bizim için çalışın. Her ay araçlara zam yaparken hiç sesiniz çıkmıyor. Bizim alın terimiz, emeğimiz var her üretilen araçta... Sizlerde bu emeğe saygı duyun ve işçinin hakkını verin.
