Efemçukuru altın madeninde siyanür iddiası Meclise taşındı

ÖzerAKDEMİR
İzmir

İzmir'in 20 kilometre uzaklığında 5 yıldır faaliyetini sürdüren Efemçukuru altın madeninde siyanür kullanıldığı iddiası TBMM’ye taşındı. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan yazılı bir soru önergesi ile, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'ye iddiaların doğru olup olmadığını sordu.

YEMEKHANE GÖRÜNTÜSÜNDE SİYANÜR HAVUZU

İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan'ın gündeme getirdiği ve savcılığa suç duyurusunda bulunduğu Efemçukuru Altın Madeni’nde gizli gizli siyanür kullanıldığı iddialarını TBMM'ye taşıyan Balkan, yazılı soru önergesinde bu iddialara yanıt aradı. Menderes Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen suç duyurusu dilekçesinde “İşletme içerisinde inşa edilen havuzlarda cevher maddesinin bir kısım kimyasal işlemlere tabi tutularak işlendiği, söz konusu havuzun üst kısmına havuzun görünürlüğünü engelleyecek şekilde bin kişi kapasiteli prefabrik yemekhane binası kurulduğu dolayısıyla havuzun gizlendiği, üstü örtülerek gizlenen havuzlarda siyanürleme işlemlerinin yapıldığı, madenden çıkartılan atık maddelerin köyün çevresinde tepeler oluşturacak şekilde yığıldığı, kimyasal madde içeren kirletilmiş suların toprağa karıştırıldığı, yakın zamanda köy içerisinde ve civarında bulunan asırlık çınar ağaçlarının kurumaya başladığı, ekolojik dengenin gözle görülür ölçüde bozulduğu” iddialarını aktaran Bakan, bu iddiaların Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından yanıtlanmasını istedi.

Bakan Çevre Bakanı Özhaseki’ye şu soruları yöneltti:
1) Madenin yasalarda belirtilen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde atıklarını toprağa, suya, havaya karıştırdığı ve maden çıkarmak için burada siyanürleme yapıldığı doğru mudur? Doğruysa sorumlular hakkında işlem başlatılacak mıdır?
2) Efemçukuru yükseltisindeki akarsuların İzmir’in su ihtiyacının karşıladığı Tahtalı Barajı, Seferihisar Barajı, Çatalca Göleti, Balçova Barajı ve Çamlı Barajı'nı beslediği, dolayısıyla maden işletmesinden yayılan  arsenik, kükürt, çinko, demir, bakır, kurşun gibi toksit elementlerin yüzey ve yeraltı sularına karıştığı, bu kirli sularla metropol halkının doğrudan ve yetiştirilen gıdalar yoluyla yaşamsal risk altında olduğu düşünülürse bu konuda Bakanlığınız ne gibi bir önlem alacaktır?