Ekmek ve Gül’ün 2017 Aralık sayısı çıktı
Ekmek ve Gül’ün bu sayısında birbirinden farklı yerlerde birbirinden farklı konularda aynı cümleyi kuran kadınların söylediklerini ortaya koyuyoruz.
Dergimizin bu sayısı, gündemdeki “büyük çalkantıların” içinde görünmezleşen ve önemsizleşen nice “kadınca” dertlerin büyük meselelerle aslında ne kadar da içsel bir bağı olduğunu gösteriyor.
Kadınların gözü gerçeklere kapalı olsun diye, öfkesi içinde boğulup kalsın diye elinden geleni ardına koymayanlara inat hikayeleri taşıyor size.
Bir laborant kadının tacize ve mobbinge, Switlana’nın küçük bir mahalle okulunda paralı eğitime nasıl kafa tuttuklarını, dünyanın ve ülkenin dört bir tarafında kadınların şiddete, kötü çalışma ve yaşam koşullarına karşı mücadelelerini, Emma F. Langdon’ın “Kadının doğal alanı evi olmalıdır, toplumsal yaşam değil” diye düşünürken nasıl militan bir sendikacıya dönüştüğünü okuyacaksınız.
İşte bu gündelik direnişlerde büyük meselelerin karmaşıklığının nasıl açıklığa kavuşturulacağının formülü var. Biz formülü biliyoruz. Dergimizin bu sayısında birbirinden farklı yerlerde birbirinden farklı konularda aynı cümleyi kuran kadınların söylediklerinden biliyoruz... Birliğimizden kuvvet doğar... Yoksulluk, yolsuzluk ve yalan düzeninde yaşamak zorunda kalmayacağımız bir kuvvet.
Ekmek ve Gül Dergisi Aralık sayısının tüm yazılarını okumak için tıklayın