İdam diye bağıranlar kaç kadının öldürülmesine engel oldu?
Şeyma Tiryaki 11 aylık bebeğiyle birlikte katledilen, 9 aylık hamile Emani El Rahmun'u katleden iki sanığın davası ile ilgili izlenimini yazdı.
Şeyma TİRYAKİ
Sakarya
Kaynarca’da 11 aylık bebeğiyle birlikte katledilen, 9 aylık hamile Emani El Rahmun’u vahşice katleden iki sanığın yargılaması Sakarya’da başladı. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan davaya yoğun bir katılım vardı. Duruşmaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkililerinden, Sakarya Barosuna Memur Senden Eğitim Sene çeşitli kuruluşlardan birçok insan katıldı. Adliye girişinde ise KADEM bayrağı taşıyan bir grup kadının ‘idam’ yazılı pankartlarla basın açıklaması yaparak idam sloganları attı. Oldukça küçük olan salona sınırlı sayıda insan girebildi. İHH üyeleri, Memur Sen üyelerinin yanı sıra sınırlı sayıda kadın örgütü temsilcisi ve gazeteci katılabildi. Eğitim Sen temsilcileri duruşmaya alınmadı. Duruşmayı izlemek için bekleyenler olarak sanıklar gelmeden önce dışarı çıkartıldık ve içeriden gelecek haberleri beklemeye başladık.
{{339441}}
BU DAVAYI SAHİPLENMELİYİZ
Duruşma sırasında tek tek konuşan sanıkların, genç kadını, karnındaki 9 aylık bebeğini, kucağındaki 10 aylık bebeğini nasıl katlettiklerini açık bir biçimde anlattıklarını öğrendik dışarıdaki beleyişimizde. İlk ifade veren sanık Cemal Bay Emani’yi ve bebeğini nasıl vahşice katlettiğini anlatmıştı. Bu cinayet bir canilik, bir nefret, bir kadın düşmanlığıydı.
Suriyeli mülteci Emani El Rahmun ülkesindeki savaştan kaçıp Türkiye’de hayata tutunmaya çalışan genç bir kadındı… Mültecilere yönelik şiddet, taciz-tecavüz, cinayet suçlarının giderek arttığı bir süreçten geçerken, Emani davası hepimizin yakından takip etmesi ve sahiplenmesi gerektiği bir dava olarak karşımızda duruyor. Kadın cinayetlerinin her geçen yıl giderek arttığını ve cinayetlerin biçiminin de giderek vahşileştiğini görüyoruz. Bugün Sakarya’da görülen Emani davası bunun en acı örneklerinden biri.
İktidara yakın söylemlerinden bildiğimiz kimi grupların da bu davayı sahiplendiğini biliyoruz. Ve bizler bu saldırıların temel nedenlerinden birinin, hükümetin uygulamış olduğu Suriye politikası ve şu ana kadar yaşanan sorunlara duyarsız kalan yetkililer olduğunu da biliyoruz. Mülteci kadınların ucuz iş gücü olarak kullanılmasına, kayıt dışı çalıştırılmasına göz yuman; onları açlığa, yokluğa, tacize, tecavüze, şiddete mahkum eden hükümet ve yanlıları bugün Emani’nin davasına sahip çıkıyordu. Adliye önünde idam sesleri ile bağıranlar, her gün öldürülen kadınlar için bir şey yapmazken, her geçen zaman kadınların daha fazla şiddete uğramasına; öldürülmesine olanak yaratan yasalar çıkartılmasına göz yumarken nasıl bağırabiliyordu ‘idam’ diye!
Bugün eğer tacize, tecavüze, kadın cinayetlerine dair bir söz söylenecekse bunu kadınlar söyleyecektir. Kadınların yaşadığı tüm hak ihlalleri, ancak kadınların örgütlü mücadelesiyle son bulacaktır. Emani davası son dönemde kadınların, çocukların, mültecilerin yaşadıklarının bir sembolü oldu. Bu vahşetten çıkacak sonuç, en ağır ceza ve kadın cinayetlerinin durdurulması olmalıdır. Kadına yönelik her türlü baskı ve şiddet ortadan kalkana kadar, öldürülen tüm kadınlar için adaleti sağlayana kadar mücadeleye devam edeceğiz.