7 Aralık 2017 02:59

Pakistan’daki gelişmeler ne anlama geliyor?

Kamran ABBAS

Pakistan gazetelerini baskıya yetiştirmek için kayda değer hikayeler arayan gazetecilere göklerden gönderilmiş bir hediye gibi. Sürekli olağanüstü gelişmelerin yaşandığı ülkede son dakika haberlerine rastlanmayan zaman yok. 

Geçen ay boyunca İslamabad’daki Feyzabad kavşağında “Lebbeyk Ya Resulallah Hareketi” (LYRH) adlı siyasi parti taraftarlarının oturma eylemlerine tanık olduk*. Aşırı İslamcı hareket, Sünni İslam içinde Hanefi mezhebine dahil olan Berelvi tarikatına bağlı hareket ediyor. 

KÖKTENDİNCİ BİR KALKIŞMA GİRİŞİMİ

Esasen, oturma eylemleri, Muhammed’in son peygamber olduğu inancını reddeden Ahmedi tarikatına karşı gerçekleştirildi. 

Bahsi geçen oturma eylemleri hükümet ve göstericiler arasında bir çeşit ara buluculuk rolü üstlenen ordunun müdahalesiyle sonlandırıldı. Dikkat çeken nokta ise uzlaşmanın siyasi otoriteden bağımsız olarak bir tümgeneralin inisiyatifiyle gerçekleştirilmesi ve ordunun yol masraflarını karşılamak amacıyla protestoculara nakit para dağıtması oldu. Daha önce ise, hükümet eylemlerin sonlandırılması için ordudan yardım istediğinde ordu, kendi halkına karşı güç kullanmayacağını söyleyip bu talebi geri çevirmişti. Bütün bunlardan seçilmiş sivil hükümete karşı yükselen kökten dinci bir girişimin söz konusu olduğu görülüyor.

Protestocuların ana talebi, Federal hükümetin “Khatam e Nabuwat” adı verilen yasa tasarısını parlamentoya sunulmasından sorumlu adalet bakanının istifa etmesiydi. Tasarı, milletvekilli yemininin bir bölümünde Hz. Muhammed’in Allah’ın son peygamberi olduğuna inandıklarını belirtmelerini içeriyordu. 

LYRH partisi, 2015’te Hadim Hüseyin Rızvi tarafından kuruldu. LYRH, Pencap Valisi Salman Taseer suikastını gerçekleştiren, eski bir polis memuru ve Taseer’in de koruması olan Mümtaz Kadri’yi tamamen sahipleniyor. Kadri, Taseer’i ülkedeki Dine Hakaret Yasası hakkındaki görüşleri nedeniyle öldürmüştü. İdam cezasına çarptırılan Kadri’nin cezası 2016 şubatında infaz edildi ve milyonların önünde gerçekleştirilen idam esnasında bazıları Kadri’yi soğuk kanlı bir katil olarak değil bir şehit olarak kabul etti. 

ORDU İLE GERİLİM SÜRÜYOR

1947’te bağımsızlığına kavuşan Pakistan, 70 yıllık sürenin neredeyse 35 yılını askeri yönetim altında geçirdi. Sivillerin iktidarda olduğu dönemlerde ise ordu ülkenin çıkarlarını savunma adı altında kendi çıkarlarını korumak için her fırsatta müdahalelerde bulundu. 70 yıl aradan sonra bu noktada bir değişim olmadığı aşikar. 

Henüz birkaç ay önce seçilmiş Başbakan Navaz Şerif, statüko tarafından yolsuzluk suçlamalarına dayanan bir yargı kararıyla düşürüldü. Devrik başbakanın partisi Pakistan İslam Birliği -sözde- halen iktidarda ve sivil hükümetle ordu arasındaki gerilim sürüyor. Statüko, gerek duyarsa, sivil hükümeti sıkıştırmak veya devirmek için çeşitli hamleler yapabilir.

Önceleri iktidarın “görünmez el”i, Diyobendi tarikatını kullanırken, son gelişmelerle birlikte farklı bir kartın öne sürüldüğünü görüyoruz. 

DIŞ GELİŞMELERİN ETKİSİ

Bununla birlikte, uluslararası jeopolitik durumdaki değişim Pakistan dış politikasını da etkiliyor. Amerika ve Suudi Arabistan yerine Çin, Rusya ve İran’la daha yakın ilişkiler geliştirilmesi “görünmez el”in ihtiyaç duyduğunda Berelvi tarikatını daha fazla kullanacağını gösteriyor. 

Son olarak, durumun daha iyi anlaşılması için Yargıç Şevket Aziz Sıddıki’nin yorumlarını aktarmak uygun olacaktır: “Ordu ne sıfatla ara buluculuk rolünü üstleniyor? Hangi kanun bir tümgenerale böyle bir yetki vermiştir? Siyasete meraklı askerler görevlerinden istifa edip siyasetle uğraşmalıdır. Karargahtan bakıldığında Feyzabad kavşağı görünüyorsa oturma eylemini kimin yaptığı bellidir!”

*Seçim yasasında yapılan değişiklikle milletvekili adaylarının imzaladığı metinde “Yemin ederim ki Hz. Muhammed son peygamberdir” ibaresi “İnanıyorum ki Hz. Muhammed son peygamberdir” olarak değiştirilmiş ve tepkilere neden olmuştu. 

(Çeviren: Kemal Berkay Baştuji)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et