'Birileri almış yürümüş, işçiye gelince fedakarlık diyorlar'
Esenyurt-Hadımköy’deki depo işçileriyle Man Adası belgelerini, Reza Zarrab davasını ve hükümet kanadından gelen asgari ücret açıklamalarını konuştuk…
Sinan CEVİZ
Murat DOĞAN
İstanbul
Vergi kaçırmak için Man Adası’na gönderilen milyonlar, Zarrab’ın itirafları, asgari ücret, geçim derdi... Esenyurt-Hadımköy’deki depo işçileri gündemdeki bu gelişmeleri hararetli bir şekilde tartışıyor. Hükümeti savunan da var aralarında, eleştiren de. Ama herkes ortada bir yolsuzluk olduğunu söylüyor. Hele sıra ücrete ve geçime geldiğinde hepsi ortaklaşıyor. Ortada dönen paraların büyüklüğü ise işçiye “Bak bir sürü adam bir gecede zengin olmuş, ama biz işçiler açız. Buna dur demeliyiz yoksa millet borçları yüzünden bir birini gırtlaklayacak” dedirtiyor.
Görüştüğümüz ilk işçi, tartışmalara ilişkin genel bilgiyi aktarıyor: “Bizim işyerinde ülkede bir şeyler oldu mu tartışmalar yaşanır. Bazen bir tarafın sesi daha çok çıkar, bazen de diğer tarafın. Şimdi ise CHP’lilerin sesi çok çıkıyor. AKP ve MHP’lilerin sesi biraz daha az. Gerçi MHP’liler hep Bahçeli’ye kızıyorlar. Çünkü bizim depodakiler hep genç. Gençler Bahçeli’yi istemiyor. AKP’liler de biliyor aslında yolsuzlukları ama halen çoğu toz kondurmuyor.”
AKP’YE OY VERMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM
Depoda işçi sirkülasyonu çok oluyor. Bu nedenle 10 yıl ve üzeri işçi sayısı az. 10 yıldır aynı depoda işçilik yapan 3 çocuk babası 39 yaşındaki bir işçi ile sohbet ediyoruz. Görüşlerini paylaşıyor bizlerle: “Ben AKP seçmeniydim. Yalan yok çok da savundum. Bu FETÖ’cü teröristlere karşı darbe günü sokaklara da çıktım, ama bu referandum da ilk kez hayır dedim. Şimdi de AKP’ye oy vermeyi düşünmüyorum. Çünkü kardeşim yolsuzluk herkes yaptı bu ülkede, tamam biraz insan yandaşını kollar da ama bazı şeyler açığa çıktı mı en azından halkın gözüne sokmazsın. Bunlar olana illa yok diyor. Reis, Sayın Cumhurbaşkanım şimdi çıksa kim bulaştıysa hepsini yargılasa o zaman eyvallah diyeceğim. Ama böyle de olmaz. Tamam hani deniyor ülkemizi sevmiyorlar. Doğru ama bence bu rüşvet alanlar da ülkemizi sevmiyor. Bunlarla hesaplaşmak lazım gelir.”
YOLSUZLUK YOK DEMİYORUM AMA...
Bir başka işçi bu görüşün tersini savunuyor: “Valla ben bunun FETÖ’nün bir oyunu olduğunu düşünüyorum. Kılıçdaroğlu’ya kim verdi bu belgeleri acaba? Onu bir açıklasın bakalım ne çıkacak altından. Tamam kardeşim yolsuzluk yok demiyorum, herkes çaldı bunlar da çalıyor ama böyle düşman sevindirmenin de bir alemi yok. En azından bu adamlar çalsa da halka da hizmet ediyorlar. Bazı arkadaşlar etkileniyor, artık oy vermeyeceğim diyen de oluyor. İyi de kardeş kime vereceksin deyince ses yok. Yani varsa daha iyisi biz de verelim ama yok.”
BORÇ İÇİNDEYİZ
Söz asgari ücrete geldiğinde bir dokun bin ah işit durumu yaşanıyor ve işçiler tek ses oluyor: “Geçinemiyoruz.” 4 yıldır aynı depoda çalışan bir kadın işçi “Milyon dolar mı, avro mu dağıtıp durmuşlar, bize gelince bakan demiş ki fedakarlık yapın. Biz de diyoruz e kardeşim ellere var da bize yok mu! Asgari ücret 1404 TL oldu sevindik ama bir yıl geçmedi buhar oldu gitti. İnanınki geçinemiyoruz. Yarı aç yarı tok durumdayız. Ben mesela eşim de çalışıyor, iki çocuğumuz var ikisi de ilkokulda, iki maaş eve girmesine rağmen geçinemiyoruz. Kredi kartları şişti borç içindeyiz. Şimdi bu kadar parayı Zarrab dağıtmış, yandaşlar almış yürümüş. İşçiye gelince yok, biz bunu kabul etmiyoruz” diye konuştu.
ASIL MİLLİ MESELE BİZ İŞÇİLERİN ÜCRETLERİNİN DÜŞÜK OLMASI
26 yaşında bir işçi asgari ücret konusunda oldukça dertli: “Şimdi bana diyorlar ki evlen. Ya ben bekar olmama rağmen 1 kuruş bir kanara bırakamıyorum ki nasıl evleneyim! Evlenen arkadaşların hiçbiri mutlu değil, evliliği sorunlu. Niye çünkü para yok. Biz burada bir birimizi yiyoruz bu hükümet hırsız mı, değil mi diye. Kardeşim durum ortada birileri almış yürümüş, bize gelince fedakarlık yap diyorlar. Açlık sınırı ne kadardı 2 bin mi, 3 bin mi? Bence buna göre zam yapılmalı. Mesela en az 2 bin 500 olmalı. Adam çekirdek dağıtır gibi rüşvet dağıtmış ses yok. Bak bir sürü adam bir gecede zengin olmuş ama biz işçiler açız. Buna tepki göstermeliyiz, dur demeliyiz. Yoksa millet borçları yüzünden bir birini gırtlaklayacak.”
Bir başka işçi ise yaşanan tartışmaların “milli mesele” olarak sunulmasına tepkili: “Şimdi hırsızı, soyguncuyu, kul hakkı yiyeni milli mesele olarak gösteriyorlar. Şimdi belgeler açıklandı Zarrab da dağıttığı rüşvetleri itiraf ediyor. Ortada benim bildiğim 50 milyon avro var. Asgari ücret alan bir işçinin hayal bile edemeyeceği para. Tabii tam bilmiyoruz, televizyonlar hep milli mesele diye veriyor. Bir rüşvetçi ve milyon dolarları götürenler nasıl milli mesele olabilir? Asıl milli mesele biz işçilerin ücretlerinin düşük olması. Milli mesele bizim her şeyi dışarıdan almamız, bu değil bence. Birilerinin korkusu var ondan böyle diyorlar.”