İHD'den etkinlik: OHAL değil, insan hakları

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilciliği, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeni ile İHD İstanbul Şube binasında kokteyl düzenledi. Kokteyle İHD İstanbul Başkanı Gülseren Yoleri, TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, Cumartesi Anneleri, gazeteciler ve çok sayıda kişi katıldı. Kokteylin olduğu salona “OHAL değil insan hakları hemen şimdi” pankartı asıldı. 

‘DEVLETİN HAYATIMIZI KARARTMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ’ 

Burada ilk olarak İHD İstanbul Başkanı Gülseren Yoleri konuştu. Yoleri, “Bundan 69 yıl önce bir zorlama ile belki devletler bir araya geldiler ve bir sözleşme yaptılar. Bir takım hakları tanımladılar. 69 yıl sonra hala bu haklar bile kullanılabilir durumda değil. Hala devletler bu hakların, bu özgürlüklerin kullanımı değil ama yasaklanmasını sınırlandırılmasını sağlamak için yoğun bir çaba içerisindeler” dedi. İçinde bulundukları döneminin toplum üzerinde, insan hakları savunucularına içine alacak şekilde bir umutsuzluğun bir çaresizlik duygusunun yerleşmeye başladığını belirten Yoleri, “Böyle bir tehlikenin aslında çok yakınımızda olduğu bir dönemdeyiz. Nerede ise her alanda karşımıza bu tablo çıkıyor” diye kaydetti. İnsan Hakları Savunucuları olarak bu dönem en büyük fonksiyonlarının çaresizlik duygusunu kırmak olduğunu sözlerine ekleyen Yoleri, bütün meşru mücadele alanlarını kullanarak insan hakları mücadelesini yükseltmek gerektiğini kaydetti. Devletin insanların hayatlarını zindana çevirmek ve hak ihlalleri noktasında çok inatçı olduğunu dile getiren Yoleri, “Ama biz de inatçıyız. Biz de bu fırsatı devlete vermeyeceğiz diye uğraşıyoruz. İktidar odaklarının, devletlerin hayatımızı karartmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Yoleri, dayanışmanın önemine de değinerek, dayanışma ile güçlü olacaklarını kaydetti.

‘BİZ ŞEHİRLERİ KENDİ ELERİMİZLE TOPRAĞA VERMEDİK’

Dünyadaki dengelerin bu yıl  “İnsan hakları için ayağa kalk” sloganını kullandıklarını söyleyen TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, “Her şeyin, özellikle de şiddetin ve devlet egemenlerinin bu kadar olağanlaştırıldığı, saldırıların her geçen gün yoğunluğunun arttığı ve hepimizin ilk kez bunu bu şekilde yaşıyoruz dediği bir dönemden geçiyoruz” dedi. Birçok dönemi yaşadıklarını aktaran Efe, “Ama insan eli ile uygulanan şiddet, tek adam iktidarını güçlendirmek için sürekli kendisini üretirken, muhalifetin tamamını aslında sindirdi. Burada asıl önemli olan şey bunun olağan kabul edileceği bir akın oluşturmasıdır. Biz hiç köylerin ve evlerin insanların üzerine bu kadar topyekun yıkıldığını görmedik. 2015 yılından beri İHD ile birlikte Kürt illerinde Kürdistan’da şehir şehir dolaşıyoruz. Şırnak’ta, Silopi, Cizre, Nusaybin, Gever’de topyekûn şehirlerin bombalarla bu kadar imha edildiğini görmedik” dedi. Çok sayıda insanın bir arada sivil ölüme mahkûm edildiğini görmediklerini aktaran Efe, “Çok şey gördük. İnsan Hakları ve özgürlükler mücadelesinde onlarca arkadaşımızı gömdük ve ellerimiz ile toprağa verdik. Ama biz kentleri ellerimizle toprağa vermedik. Bu kadar duyarsızlık hiçbir dönemde olmadı” diye konuştu. Onlarca insanın tutuklandığına değinen Efe, 277 gün açlık grevinde bulunan Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın durumuna da değindi. Efe, son olarak insan hakları için topyekun mücadeleyi yükseltme çağrısı yaparak, “Bir 30 yıldır biz bu mücadeleyi yürütüyoruz. Belki bir 30 yıl daha çocuklarımız yürütecek ama bu inançla devam edeceğimize inanıyorum” dedi.  
 
Daha sonra hak ihlallerinin sorunlu olduğu alanları anlatan sinevizyon gösterimine geçildi. 

‘SONRAKİ NESİLLER İÇİN MÜCADELE’

Konuşmasına Kürtçe başlayan Eski İHD Diyarbakır şube başkanı Muharem Erbey de “Biz insan hakları savunucuları vicdansızlara vicdanlı olmayı hatırlatıyoruz. Vicdanın üzerine serilen kara bulutları dağıtmaya çalışıyoruz.  Temel derdimiz bu” dedi. Erbay, ayrıca “Bizler sonraki insanların hak ihlali yaşamasın diye mücadele ediyoruz” dedi. 

'HEP BİRLİKTE MÜCADELEMİZİ  YÜKSELTELİM'

EMEP MYK Üyesi Levent Tüzel de “ABD başkanı Kudüs’ü başkent ilan ederek yine Ortadoğu’da halkları birbirine düşürecek bir hamle yaptı. Tabi dünyada emperyalistler ve onların yereldeki temsilcileri bu açtıkları belalara karşı İnsan Hakları Savunucuları ve dernekleri çalışmalar yürütmektedir” dedi.
 
Haksızlıklara karşı bir arada olmak gerektiğini söyleyen Tüzel, “Haklarımızla insanız. Başta yaşam hakkı olmak üzere bir çok hakkımız tehdit altında. Sağlık, barış hakkı, yaşam hakkı, konut hakkı, eşitlik, özgürlük, demokrasi en açık talebimiz. Haklarımız için mücadele edeceğiz. 2018’de OHAL olmaksızın bir Türkiye, bir ülke için hep birlikte mücadelemizi yükseltelim” dedi. 

‘HAYATIMIZA SAHİP ÇIKALIM’

Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi çalışanı İnan Kızılkaya da, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekerek, “Burada sınanan hayat ve hayat karşısında insanın tutumudur. Bu en başta insan cezaevlerinde görüyor” diye kaydetti. Kızılkaya, hasta tutuklularda adli ve siyasi ayrımın yapılmaması gerektiğini aktararak, tutuklu milletvekili, siyasetçilerin ve gazetecilerin durumuna değindi. “Bizim hayata sahip çıkmamız gerekir” diyen Kızılkaya, “Normal hayatımıza sahip çıkmamız gerekir. Normal hayatımıza sahip çıkarsak, onların istedikleri olmayacak” diye ifade etti. 

Konuşmaların ardından kokteyle geçildi. (İstanbul/EVRENSEL)