İsveç’te tartışmalı terör yasası girişimi
İsveç Adalet Bakanı, yeni terör yasa tasarısını kamuoyuyla paylaştı. Tasarı 'Havaya savrulan bir yumruk' olarak nitelendi.
Murat KUSEYRİ
Stockholm
İsveç Adalet Bakanı Morgan Johansson, “terör eylemlerini engellemek ve terör örgütlerine yardım edenleri cezalandırmak” gerekçesiyle bir süredir üzerinde çalışılan yasa tasarısını kamuoyuyla paylaştı. Tasarı, “terör örgütlerinin çalışmalarına katılma”yı suç olarak kabul ediyor ve katılanların 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını öngörüyor. İşlenen suçun ağır olması durumunda ceza 6 yıla kadar yükseltilebiliyor.
Taslak için IŞİD ve el Kaide gibi örgütlere katılımı engellemek gerekçesi sunulsa da hangi örgütlerin “terör örgütü” sayılacağı konusunda bir netlik yok. Yasanın devrimci örgütlere de uygulunması riski tartışılırken, Bakanı’nın “Nazilere uygulayacak mısınız?” sorusunu yanıtsız bırakması da tepki çekti.
IŞİD SALDIRISI SONRASI GÜNDEME ALINDI
İsveç Hükümeti, 7 Nisan’da Stockholm’de bir IŞİD militanının gerçekleştiği 5 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının ardından, olası yeni saldırıların ve IŞİD ve El Kaide türü örgütlerin saflarına katılımların engellenmesi gerekçesiyle “terör” yasalarında yeni düzenlemeye gidilmesinde muhalefette bulunan partilerle görüş birliğine varmıştı.
Hükümet ve muhafetenin üzerinde uzlaştıkları 16 maddelik önlemler arasında “aşırı akımlar”a karşı kalıcı bir ulusal koordinasyon mekanizmasının kurulması, polis sayısının artırılması ve daha etkili silahlarla donatılması, güvenlik kameralarının kullanılmasının yaygınlaştırılması, meydan ve caddelere beton bloklar yerleştirilmesi, polisin internet ve telefon görüşmelerini dinleme ve izleme yetkisinin artırılması da bulunuyordu.
Hükümet, değişikliklerin belirlenmesi için Yüksek Mahkeme Üyesi Stefan Johansson’u görevlendirmişti.
Johansson, Adalet Bakanı ile birlikte basın toplantısında belirtilen suçlardan ceza verilebilmesi için kişilerin “Terör örgütü olarak tanımlanmış” örgütlere katılımının veya ilişkisinin olması gerektiğini söyledi. Ancak değişiklik önerisinde “hangi örgütlerin terör örgütleri kategorisinde sayılacağı”nı gösteren herhangi bir bilgi bulunmuyor.
DEVRİMCİ ÖRGÜTLERE UYGULANMASI RİSKİ VAR
Böylelikle yasanın bazı devletler ve Avrupa Birliği’nin “terör örgütü” olarak damgaladığı ulusal kurtuluş hareketleri ve devrimci örgütlere karşı kullanılma riski bulunuyor. Nitekim basın toplantısında Adalet Bakanı Johansson, hangi örgütlerin “terör örgütleri” olarak görüldüğü sorusunu yanıtlarken IŞİD’ın yanı sıra Kızıl Ordu Fraksiyonu ve IRA’nın adını da vermesi sözkonusu riskin hiç de az olmadığını gösteriyor.
‘NAZİLERE UYGULANACAK MI?’ SORUSUNA YANIT VERMEDİ
Bir diğer tartışma konusu da yasanın İsveç’de göçmen ve mültecilere, ırkçılık karşıtlarına şiddet uygulayan Nazi Kuzey Direniş Hareketi’ne karşı uygulanıp uygulanmayacağı. Gazetecilerin ısrarlı sorularına rağmen Bakan, bu konuda her hangi bir yorum yapmaktan kaçındı.
‘HAVAYA SAVRULAN YUMRUK’ YORUMU
Medyadan da yasaya eleştiriler yükseliyor. Açıklanan önerileri “Havaya savrulan bir yumruk” olarak tanımlayan Dagens Nyheter gazetesinin Başyazarlarından Lisa Magnusson, “Bazı olaylardan hemen sonra alel acele hazırlanan yasaya kuşkuyla yaklaşmak için pek çok neden var” dedi.
IŞİD’ın yenilgiye uğradığı, halifeliğin paramparça olduğu ve 2015’den beri saflarına katılımın azaldığı ve Irak ve Suriye’ye giden IŞİD’cileri geri döndükleri hatırlattıktan sonra “Bu seyahatler için onları yargılama olanağını kaybettik” diye yazdı.
NAZİLER KAPSAM DIŞI BIRAKILDI
Göteborg ilinde Nazilerin göçmenlere yönelik bombalı saldırılarda bulunduğunu hatırlatan Magnusson, yasa önerisinde göçmenlere yönelik yaralama ve öldürme girişimlerinin terör faaliyetleri kapsamında değerlendirilmemesini eleştirdi.
Aynı gazetenin yazarlarından Stefen Lisinki de, dernek kurma hakkının anayasayla güvence altına alındığını, terör örgütü ile ilişkili olarak gösterilebilecek derneklerin bu yasayla kapatılma risiyle karşı karşıya kalabileceklerine dikkat çekiyor.