ZF Sachs işçisi: Aynı gemide değiliz!

Zf Sachs işçisi
Gebze

Merhabalar,
Ben Gebze Organize Sanayi’de çalışan bir metal işçisiyim. Biz yaklaşık 800 işçinin çalıştığı ve Metal Fırtına sürecinde Türk Metal Sendikasından topluca istifa edip Birleşik Metal-İş Sendikasına geçebilen tek fabrikayız. Bizim gibi birçok fabrikada da Renault’daki mücadelenin sayesinde Türk Metal Sendikasından istifalar yaşandı, ama bu süreci başarılı ilerleten tek fabrika Zf Sachs oldu. Şimdi Birleşik Metal-İş Sendikasına bağlı olarak MESS grup toplu iş sözleşmesi sürecindeyiz.

MESS’in açıklamış olduğu teklif ve kırmızı çizgiler, biz işçiler için kabul edilemez bir tekliftir. Her yılın başından sonuna kadar gece gündüz çalışıp patronların kârlarına kâr katıyoruz, bunun karşılığında ise komik zam teklifi sunuyorlar. Biz sadaka değil, hakkımız olan, toplusözleşme taslağımızda belirttiğimiz zammı istiyoruz. Bir de hiç utanmadan televizyon kanallarına çıkan MESS’in Genel Sekreteri Özgür Barut insanların gözlerine baka baka yalan söylüyor. Metal işkolunda çalışan işçilerin ücreti 3000-3500 lira arasındaymış! Fazla zam verirlerse Yunanistan gibi olurlarmış, dünyayla yarışamazlarmış vesaire...

Bu söylediklerinin hepsi yalan arkadaşlar. En çok kâr eden sektör metal ve otomotiv sektörüdür. En somut örneği olarak da kendi fabrikamızdan bahsedeyim. İki yıl önce işçi sayısı 450 iken şimdi 800’lerde, daha önce Gebze Organize Sanayi’de bir fabrikada üretim yaparken şimdi fabrika sayısı ikiye çıktı. Yani yüzde 100 büyümeden bahsediyorum. Gebze’de birçok metal patronu fabrika sayılarını arttırmış, kârlarını büyütmüş ve şimdi de kalkmışlar bizlerle dalga geçer gibi, sadaka verir gibi teklif sunuyorlar. Bu büyüyen kârları ve fabrikaları biz işçiler sayesinde elde ettiler. Bizler bu büyümeden hakkımız olanı istiyoruz. Her TİS sürecinde hep aynı bahanelerle karşımıza çıkıyorlar. Bizim her geçen gün küçülen ekmeğimizi görmezden geliyorlar ve hep kendilerinin büyümesini istiyorlar. Sonra da dönüp biz işçilere aynı gemideyiz diyorlar...

Kardeşler, yıllardır çalışıyoruz; sosyal haklar ve ikramiyeler, asgari geçim indirimi de dahil 2200 lira maaş alıyoruz. MESS Genel Sekreteri yalan söylüyor. 20 yıllık bir işçi ancak bu rakamlara yakın ücret alabiliyor... 5-8-10-13 yıllık işçi 2200 lira alabiliyor o da tüm sosyal haklar dahil. Her zaman bizlerden fedakarlık istiyorlar. Üretim son hızla devam ederken ‘fazla mesaiye kal’ diyerek bizden fedakarlık istiyorlar, ‘ekonomi iyi değil’ diyerek bizden fedakarlık istiyorlar, TİS sürecinde bizden fedakarlık istiyorlar, ‘aynı gemideyiz’ yalanlarıyla bizden fedakarlık bekliyorlar. Biz işçiler insanca yaşamak ve en temel ihtiyaçlarımızı gidermek için, ne ev sahibimizden, ne alışveriş yaptığımız marketten, ne kasaptan, ne giyim mağazalarından, ne de çocuklarımızın eğitim gördüğü okullardan fedakarlık isteyebiliyoruz. Her ay bir sonraki aya borçlu giriyoruz. Çocuklarımızın istekleri ve ihtiyaçlarını hep öteliyor ve erteliyoruz...

Ama siz, Özgür Barut ve sizin temsil ettiğiniz patronlar, zenginlikler içerisinde yaşıyorsunuz. İstediğiniz kıyafeti, arabayı, villaları alıyor, çocuklarınızın ve eşlerinizin ihtiyaçlarını rahatça karşılayabiliyorsunuz. Şimdi soruyorum nasıl aynı gemide olabiliriz? Bizler ayrı gemilerdeyiz. Bizim gemi her zaman su alıyor, sizler ise yol almaya devam ediyorsunuz. Şunu unutmayın sizin yol almanızı sağlayan işçiler şimdi fabrikalarda kendi su alan gemilerinin yol alması için mücadeleyi büyütmenin yollarını, birlik ve beraberliklerini güçlendirmeyi tartışıyor.

OHAL’i fırsata çevirmeye çalışsanız da, arkanıza hükümeti alsanız da metal işçileri geçmiş mücadele deneyimlerinden öğrenek ilerliyor... Tek sorunumuz ise işçiler mücadeleye hazırken sendikaların henüz bu süreçte net, somut bir mücadele yöntemi ortaya koyamamasıdır. Sendikamıza bu süreçte büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bizler hazırız!