696 sayılı KHK ile getirilen tek tip uygulamasına tepkiler
İnsan hak savunucuları ve avukatlar duruşmalardaki tek tip uygulamasını değerlendirdi, Selahattin Demirtaş da uygulamaya direneceklerini açıkladı.
"Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar" nedeniyle cezaevinde hükümlü ve tutuklu bulunanların duruşmalara tek tip kıyafetle getirilmesini düzenleyen 696 sayılı KHK'ye tepki yağdı.
DEMİRTAŞ: KESİNLİKLE TEK TİP KIYAFET ZORBALIĞINI KABUL ETMEYECEĞİZ
Cezaevinde bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tek tip kıyafet uygulamasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Demirtaş, “Zaten ortadan kaldırılmış olan yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma koşulları tek tip kıyafet zorbalığı ile tam bir hukuksuzluğa dönüştürülmüştür” dedi. Demirtaş şöyle devam etti: “Darbeciler tek tip kıyafet giyer mi, giymez mi umurumuzda değildir. Ancak on binlerce siyasi tutsağı darbecilerle eşitleyen bu onursuzluğu asla kabul etmeyeceğiz. Bize tek tip kıyafet verilmesi halinde parçalayıp çöpe atacağız. Düşünün ki, tecavüzcüler kravat takıp duruşmaya çıkarılacak ve bundan dolayı iyi hal indirimi alacaklar. Ama ülkenin yoksul, emekçi çocuklarının onurlu on binlerce evladı, gazeteciler, siyasetçiler, akademisyenler tek tip kıyafete zorlanacaklar. Biz halkımızın onurunu koruyacağız ve kesinlikle tek tip kıyafet zorbalığını kabul etmeyeceğiz.”
Tek tip kıyafetin ABD’de uygulandığı yönündeki ifadeleri eleştiren Demirtaş, açıklamasında “Bize Guantanamo’yu hatırlatanlara biz de Diyarbakır, Mamak, Metris, Ümraniye, Ulucanlar Cezaevi direnişlerini hatırlatırız. Burası ne Amerika’dır ne de Ebu Gureyb. Kimse daha fazla ateşle oynamasın” ifadelerine yer verdi.
“Faşizme boyun eğip tek tip kıyafet giymektense kefen giymeyi tercih edeceğiz” diyen Demirtaş, OHAL’in kaldırılmasını ve KHK’lerin geri çekilmesini istedi. Demirtaş, taleplerini söyle sıraladı:
1- Yargıya müdahaleye derhal son verilmeli, adil yargılanma hakkı bütün sanıklar hakkında güvence altına alınmalıdır.
2- OHAL kaldırılmalı, bütün OHAL KHK’leri geri alınmalıdır.
3- Darbeyle doğrudan ilişkisi olanlar hariç işten atılan herkes görevine iade edilmelidir.
4- Cezaevlerinde devam eden işkence ve onur kırıcı muamelelere son verilmeli, sorumlular hakkında işlem yapılmalıdır.
5- Barış için, birlikte özgür yaşam adına İmralı’daki hukuksuz tecride son verilmelidir.
6- Tek tip kıyafet ve SEGBİS dayatması derhal geri çevrilmelidir.” (HABER MERKEZİ)
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, OHAL’in ‘Muhalefeti susturma aracı’ haline geldiğini belirterek, tek tip kıyafet uygulamasının hukukta, yasada ve insanlık vicdanında yerinin olmadığını söyledi. Hem KHK’lerin yayımlanmasında hem de uygulamanın hayata geçirilmesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın belirleyici rolü olduğunu ifade eden Beştaş, özellikle tek tip kıyafet uygulaması noktasında geçmişten ders çıkartılması gerektiğini aktardı. Beştaş, “İç çamaşırlarıyla mahkeme salonlarındaki görüntüler halen hafızamızdaki yerini çok canlı bir şekilde koruyor. 19 Aralık Katliamı’nın yıl dönümünü daha yeni geçtik. Yüzlerce tutsağın birçok cezaevinde direnişlerde yaşamını yitirdiğini ve bu konuda geri adım atmadıklarını yakın tarih bize gösterdi. Tek tip dayatması bir çıkmaz sokaktır” diyerek tepki gösterdi.
‘YASA KULLUK SİSTEMİNİ YARATMAYA YÖNELİKTİR’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi de, uygulamanın özgürlüklere aykırı olduğuna vurgu yaptı. Zorla kıyafet giydirilme halinin tutuklular üzerinde psikolojik baskı oluşturduğunu dile getiren Tanrıverdi, 12 Eylül sürecinde yaşanan ciddi direnişleri ve ölüm oruçları sürecini anımsattı. Tanrıverdi, burada ısrarın cezaevlerinde yeni katliamların önünü açmak anlamına geldiğini söyledi. Uygulamanın iradeyi kırmaya yönelik olduğuna işaret eden Tanrıverdi, “Bu yasa kulluk sistemini yaratmaya yöneliktir. Biz insan hakları örgütleri olarak bunun doğrudan bir insan hakkı ihlali olduğunu söylüyoruz. Bu yasanın uygulanmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı. (Adana/MA)
ADİL YARGILANMA HAKKINA ‘TEK TİP KIYAFET’ DARBESİ!
Birkan BULUT
Ankara
696 sayılı yeni KHK’ye göre “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar” nedeniyle tutuklu bulunanlar duruşmalara badem kurusu ve gri renklerde tulum ile getirilecek. İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, adil yargılanma hakkının ihlal edileceğini ve tutukluların bunu kabul etmeyeceğini dile getirdi.
Mahkemelerde tek tip uygulaması 696 Sayılı Kanun Hükümde Kararname ile getirildi. Düzenlemeye göre Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamındaki tüm tutuklu ve hükümlüler mahkemeye tek tip kıyafet ile getirilecek. 15 Temmuz darbe girişimi kapsamındaki tutuklu ve hükümlülerden “badem kurusu”, diğer siyasi tutuklu ve hükümlülerden ise gri renkli tulumlar giymeleri istenecek. Hamile kadın ve çocukların dışındaki tüm siyasi kapsayan tek tip uygulamasını kabul etmeyenler mahkemeye getirilmeyecek. Disiplin cezası işledikleri nedeniyle ziyaretçi yasağı verilecek. Tek tip kıyafet uygulaması milletvekilleri, gazeteciler, darbeci askerlere kadar TMK kapsamındaki tüm siyasi sanıkları kapsıyor.
Tek tip uygulamasını gazetemize değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Korktuğumuz başımıza geliyor” dedi. Bu konuda uzun zamandır iktidarın hazırlık yaptığını belirten Türkdoğan, “Tek tip kıyafeti kabul etmeyen mahpuslar mahkemeye çıkamayacak, disiplin cezası olarak ziyaretçi yasağı konulacak. Böylelikle dış dünya ile ilişkileri kesilecek. Bu bir psikolojik şiddettir” dedi.
‘BU UYGULAMANIN SONUÇLARI AĞIR OLUR’
Türkdoğan, “Derneğe gelen mektuplarda, mahpuslar bunu kabul etmeyeceklerini söylüyorlardı. Bunun ağır sonuçları olacaktır. Bunun kaldırılması için tutukluların çeşitli demokratik eylemleri olabilir. Mahkemeye çıkmayacaklar. Bu nedenle hapishanede SEGBİS’ten savunmaları alınacak. Her zaman söylediğimiz gibi SEGBİS problemli bir yöntem. Savunma hakları kısıtlanmış olacak. Adil yargılanma hakkı ihlali karşımıza çıkacak” dedi.
‘DARBECİLER DEĞİL TÜM SİYASİLER’
Tek tip kıyafet uygulamasının TMK kapsamında tüm siyasi yargılamaları kapsadığını kaydeden Türkdoğan, “Çocuklar ölmesin dediği için hüküm giyen Ayşe öğretmene nasıl terörist diyebilirsiniz. Gazetecilere, milletvekillerine nasıl terörist diyebilirsiniz? TMK kapsamındaki tüm tutuklu ve hükümlüler için geçerli. Bu doğrudan doğruya adil yargılanma hakkını da olumsuz etkileyecek bir durum. Bu topraklarda bu çok denendi ve başarılamadı. Bizim sosyal, kültürel yapımız bunu kabul etmiyor. Bir insana tek tip kıyafet giydirdiğinizde direkt suçlu olarak görüyorsunuz” dedi.
‘DEMİRTAŞ KABUL ETMEZ’
“AİHM’in bu hukuksuzluklara el atması gerekiyor” diyen Türkdoğan, “Örneğin; HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Şubat ayında duruşmaya çıkacak. Benim tanıdığım Demirtaş asla böyle bir onursuzluğu kabul etmez. Bir partinin genel başkanını bir yıldan beri cezaevinde tutacaksınız, mahkemeye çıkarmayacaksınız, mahkemeden önce tek tip uygulaması getireceksiniz. Uluslararası yargının devreye girerek bu saçmalığa son vermesi gerek. İç hukukta etkili bir yol yok. Mecburen AİHM’e gideceğiz” dedi.
‘İKTİDAR DEĞİŞTİĞİNDE NE OLACAK?’
“Herkes bir gün TMK’dan yargılanabilir. Bunun için ses çıkarmak gerek” diyen Türkdoğan şöyle konuştu: “İktidar bu kadar sorumsuzca hareket etmemeliydi. Bu yanlıştan vazgeçmeleri gerekiyor. AKP-MHP koalisyonunun çok büyük bir yanlış içinde olduğunu düşünüyorum. Yarın iktidarlar değiştiğinde bu tip kötü düzenlemeleri birbirine karşı kullanabilirler. İnsan haklarına aykırı bu uygulamadan derhal geri dönülmesi gerekiyor.”
'ADİL YARGILAMA İLKESİNE AYKIRI'
Volkan PEKAL
Adana
Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar" nedeniyle cezaevinde hükümlü ve tutuklu bulunanların duruşmalara tek tip kıyafetle getirilmesini düzenleyen 696 sayılı KHK'yi değerlendiren Adana Barosu Cezaevi Izleme Komisyonu Başkanı Av. Tugay Bek, uygulamanın uluslararası alanda bir işkence merkezi olan Guantanamo'yu, içerde ise 12 Eylülcülerin cezaevi dayatmalarını hatırlattığını ifade etti.
Bu suçlardan tutuklu olanların duruşmalara çıkmayı kabul etmeyeceğini tahmin etmenin zor olmadığını ifade eden Bek, "Bu uygulama cezaevlerinde yaygın eylemleri beraberinde getirecek. Tutuklu sanığı olan davalarda duruşmalar sanıksız olacaktır. Bu her şeyden önce adil yargılanma ilkesine aykırıdır"dedi.
’SADECE FETÖ'YÜ KAPSAMAYACAĞINI SÖYLEMİŞTİK’
Düzenlemenin örgütlü suçlardan tutuklu olan tüm tutukluları kapsayacağına dikkat çeken Bek, KHK'nin OHAL'in ilan edilmeli nedeni ile doğrudan ilgili olmadığını belirterek "Uygulama ilk kamuoyuna duyrulduğunda 'sadece FETÖ ile sınırlı olacak' deniyordu. Bizler o dönem de bunun FETÖ'den ziyade diğer örgüt suçlarını hedeflediğini belirtmiştik. Nihayetinde öyle de oldu. KHK örgüt ayrımı gözetmiş değil"dedi. İktidarın cezaevinde yaşanan4 gerilimden siyaseten nemalanmak istediğini dile getiren Bek, "Burdan ortaya çıkacak gerilim ve oluşacak gündemle iktidar 'Bakın terörle mücadele edoyoruz. Siz terörden yana mısınız bizden yana mı?" mesajı vermek ve muhalefeti sıkıştırmak isteyecektir"dedi.
TEK TİP KIYFET TEPKİSİ: İŞKENCE SİSTEMATİK HALE GELECEK
KHK ile karara bağlanan "tep tip kıyafet" uygulamasının masumiyet karinesini ihlal edeceğini vurgulayan insan hakları savunucuları, “Uygulamayla birlikte işkence sistematik bir hal alacak” dedi.
Olağanüstü Hâl (OHAL) kapsamında Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanan 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK) tutuklulara “tek tip kıyafet” uygulaması getirildi. KHK'leri “insanlık suçu” olarak tanımlayan insan hakları savunucuları, hukuki tüm yollara başvurulacaklarını ve tepkilerini ortaya koyacaklarını belirtti.
'KÜÇÜK ABD OLMAK İSTİYORLARDI, OLDULAR'
Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, "tek tip kıyafet" uygulamasının “işkence” olduğuna dair yapılan sosyal ve bilimsel araştırmalar olduğunu ifade ederek, "Öncelikle 'tek tip' giysinin hükümlü dahi olsa ayrımcılık içerir. ‘Tek tip' giysinin insanları damgalayan, toplum gözünde dışlanmaya neden olan ağır bir hak ihlali olduğunu söylemek gerekiyor. Uygulama, adalet mekanizması içinde de masumiyet karinesini ortadan kaldıran ve hem topluma hem de cezaevi personeline bu kişilerin suçlu olduğu algısını yaratan bir olgudur. Bu uygulamayı çıkaranları kutlamak gerekiyor" sözleriyle tepki gösterdi. Guantanamo ve Ebu Gureyb cezaevlerinde ABD'nin uygulamalarının Türkiye'de hayata geçebileceğini ifade eden Fincancı "Eskiden küçük ABD olmak isterlerdi ve şimdi oldular" dedi.
‘İNSANLIK SUÇU OLARAK TARİHE GEÇECEKTİR’
KHK'lerin çıkarılış biçimini de “işkence türü” olarak değerlendiren Fincancı, şöyle dedi: "KHK'ler genelde sabaha karşı ve hafta sonları açıklanıyor. İnsanlar yeniden aşlarından, işlerinden edildi. Çalışmayan bir OHAL Komisyonu ve bu duruma tepkisiz bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) var. Tüm bunlar bir belirsizliği ve bilinmezliği ortaya çıkarıyor. Bu bilinmezlik işkencenin bir türüdür. İşkence kişiye dönük değildir sadece. Bir kişiye yapılan işkence, topluma dalga dalga yayılan bir şiddet suçudur. İşkenceyle toplum sindirilmeye çalışılmaktadır. KHK'ler insanlık suçu olarak tarihe geçecektir. Hesap verilebilirlik ilkesi çerçevesinde KHK'lerin mimarları mutlaka hesap verecektir günün birinde." Fincancı, hukuki sürecini değerlendireceklerini ve tepkilerini ortaya koymaya devam edeceklerini vurguladı.
‘ÇOK AĞIR SONUÇLAR DOĞURACAK'
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri de, “tek tip kıyafet" uygulamasının işkence ve tutukluların kişiliklerine yönelik ağır bir saldırı olduğunu dile getirerek, KHK ile böyle bir uygulamanın gündeme getirilmiş olmasının çok vahim olduğunu ve ağır sonuçlar doğuracağını söyledi. “Tek tip kıyafet”in hukuka aykırı bir düzenleme olduğunun altını çizen Yoleri, sadece “Terörle Mücadele Kanunu (TMK)” çerçevesinde yargılananlara uygulamasını da hem Anayasa hem de uluslararası sözleşmelerde yer alan “ayrımcılık” yasağına aykırı olduğuna vurgu yaptı.
‘İŞKENCE SİSTEMATİK BİR HAL ALACAK’
“Tek tip kıyafet"in masumiyet karinesini de ihlal eden bir durum olduğuna dikkat çeken Yoleri, “Çünkü elbise giydirdiğiniz kişiyi ‘terör’ suçlusu olarak kabul ediyorsunuz. Dolayısıyla o kişi hakkında henüz hüküm verilmediği halde yargılamış ve hüküm vermiş görüntüsü veriyorsunuz. ‘Tek tip elbise’yle gelen kişilerin suçlu olduğuna dair hakim ya da heyette daha kuvvetli bir kanaat oluşuyor. O kişiler daha fazla ceza alıyor. Uluslararası çalışmalarda da mevcuttur. Bu kararla birlikte işkence, sistematik bir hal alacak” diye konuştu.
‘HERKES DUYARLI OLMALI’
KHK’lerin nasıl iptal edilebileceğine ilişkin bir belirlemenin olmadığını ifade eden Yoleri, bireysel başvurularla uluslararası alandaki bazı mekanizmalar nezdinde tekrar değerlendirilebileceğini ancak çok dolaylı ve zaman alacağını kaydetti. Hükümetin bir an önce bu yanlıştan vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Yoleri, sadece insan hakları örgütlerinin değil toplumun tüm kesimlerinin de duyarlı olması gerektiğini söyledi. (İstanbul/MA)