Arçelik demek; sömürü demek: İşçi yoksullaştı, kâr katlandı

5 yılda Arçelik patronu yıllık kâr miktarını yüzde 100 arttı. Aynı dönemde ortalama işçi maliyetlerindeki artış yalnızca yüzde 17 oldu.

24 Aralık 2017 22:24
Paylaş

Cem ŞİMŞEK

Türkiye’nin en zenginleri listesinin ilk sırasında yer alan Koç Holding’e bağlı.
Türkiye’nin en büyük beşinci sanayi kuruluşu.
Türkiye’nin en büyük dayanıklı tüketim eşyası üreticilerinden.
Sloganı, ‘Arçelik demek yenilik demek’.

Bilançolarına bakınca, sloganının değişmesi gerektiğini düşünmeden edemiyor insan! Çünkü bilançolar her yıl artan hasılata, kâra rağmen, işçi sayısının, işçilik maliyetinin sürekli azaldığını gösteriyor.

Faaliyet raporlarında üretim rekorlarıyla övünen Arçelik’te, son yıllarda işçi kıyımlarının yanı sıra ucuz işçilik gündemde. Üretimi artırırken kadrolu işçi yerine sürekli sözleşmeli işçi sayısını artıran Arçelik, bununla da yetinmeyip parası İşsizlik Fonu’ndan ödenen ‘kursiyer işçi’ de çalıştırıyor.

İşçi kıyımlarına ‘Küçülmeye gidiyoruz’ diyerek meşruiyet kazandırmak isteyen Arçelik’in son 5 yıla ait bilançolarını inceledik. Gördük ki, Arçelik ‘küçülmek’ bir yana üretim rekorları kırıyor ve  küçülme sadece işçiler için! Çünkü her üretim rekorunun ardından bir grup işçi kapı önüne konuyor.

İŞÇİ YAŞAMIYOR, NEFES ALIP VERİYOR

Kapı önüne konmayanın işçinin durumu da iç açıcı değil, doğal gaz faturasını ödeyebilmek için telefonunu satacak noktaya gelen Arçelik işçileri var.

5 yıllık dönemde Arçelik fabrikalarından Evrensel’e yansıyan haberler işçilerin durumunu somutluyor. Haberlerde, Arçelik’in farklı fabrikalardan işçiler, her geçen gün daha esnek ve ağır çalışma koşullarının dayatıldığına dikkat çekiyor. Ücretlerinin yüksek oranlı zamlar, döviz kurundaki dalgalanma ve çift hanelere çıkan enflasyon karşısında ezildiğini vurguluyor. İşte birkaç örnek:

İstanbul Beylikdüzü’deki fabrikadan bir Arçelik işçisi (13 Nisan 2017): “Uzun çalışıyoruz. Aile, sosyal hayat kalmıyor. Bir de geçim derdi yaşıyoruz. Bir işçi arkadaşımız cep telefonunu satarak doğal gaz faturasını ödedi. Geçenlerde bir AKP’li işçi ile konuşuyoruz. ‘2 bin lira maaş alıyorum. 700 lira kira ödüyorum. Bir çocuğum var. Pek çok şeyi kısıtlamama rağmen yetmiyor’ diyor. “3 bin liranın altında alıyorsa bir işçi yaşamıyordur, sadece nefes alıp veriyordur” tespitini yapıyor.

Tekirdağ Çerkezköy’deki fabrikadan bir Arçelik işçisi (31 Aralık 2016): “Bütün sözleşmeli işçilerin işten atıldığı kurutma makinesi bölümünde 2016 yılı üretim hedefi 900 bindi. Üretim sayısı 1 milyona ulaştı, rekor kırdık. Robotlarla yarışıyorduk. Neredeyse her banda ve bölüme robotlar konularak çalışma hızı belirleniyordu. İşleri bitince de paçavra gibi kışın ortasında işten atıldık.”

Ankara Sincan’daki fabrikadan bir Arçelik işçisi (4 Ocak 2016): “Bizim fabrikada bulaşık makinesi üretiyoruz. Hedeflenen üretim  5 bin ancak mesailerle bu 7 bine hatta bazen 8 bine kadar çıkıyor. Üretim fazla olunca bize çikolata dağıtıyorlar. Yani, affedersiniz, hayvanın önüne yem atar gibi.”

İstanbul Beylikdüzü’deki fabrikadan bir Arçelik işçisi (26 Ekim 2017): “Bu iki ayda iki hafta boyunca 12 saat çalıştım. Mesai ile birlikte aldığım ücret 2 bin lira. Normalde aldığım ücret de 2 bin lira. Yani çalıştığım iki haftalık fazla mesai devlete vergi olarak gitti. Şu an 2’inci vergi dilimindeyiz, önümüzdeki ay muhtemelen 3’üncü vergi dilimine gireceğiz ve aldığımız ücret 1800 liraya düşecek.”

TATİL YOK REKOR VAR

Ankara Sincan’daki fabrikadan bir Arçelik işçisi anlatıyor: “Benim çalıştığım bant rekor kırıyor, demek ki ben çok çalışıyorum, bunların bir karşılığı olmalı. Yaz geldi geçti çocuklarımla bir tatil yapamadım. İşçinin de hakkı dinlenmek, eğlenmek, ailesiyle zaman geçirmek. Patron kazanıyorsa biz de kazanmalıyız.”

Artık bıçağın kemiğe dayandığı Arçelik’te işçilerinin gözü kulağı Türk Metal’le MESS arasında devam eden toplu sözleşme görüşmelerinde.

İşçiler MESS’in 3 yıllık sözleşme ve yüzde 3.2’lik zam dayatmasına karşı ‘grev’ seçeneği de dahil her türlü mücadeleye hazır olduğunu söylüyor.

İşçilerin tatil yapamaz hale geldiği ve hemen her yıl ‘küçülmeye giden’ Arçelik nasıl oldu da son 5 yılda üretim rekorları kırdı; kârını miktarını nasıl ikiye katladı? Bu soruların yanıtlarını Arçelik’in bilançolarından vereceğiz!

‘KÜÇÜLME’ BAHANE; HASILAT ŞAHANE!

Arçelik’in 2012-1016 yıllarına ait verilerini paylaşmadan önce bu 5 yılda işçiler açısından durumunu özetleyelim: 5 yılda sözleşmeli işçilik yaygınlaştı. Her yıl ‘küçülme’ iddiasıyla işçiler  kıyıma uğradı.

Yıllara göre işçi sayıları ve hasılat miktarı karşılaştırıldığında, ‘küçülme’nin bahaneden ibaret olduğu ve işten atmaları ‘meşrulaştırmak’tan başka bir amaç taşımadığı açıkça görülüyor.

2012 yılında hasılat 10 milyar 556 milyon lira iken; bu rakam 2016’da 16 milyar lirayı aştı. Yüzde 52’nin üzerinde bir artış gerçekleşti.

Aynı dönemde yani 2012-2016 yıllarını kapsayan toplam enflasyonun yüzde 45.5. Demek ki ortada bir küçülme değil açıkça bir büyüme var.

Ayrıca Arçelik bilançolarına göre çalışan başına 2012 yılında ortalama 557 bin liralık değer üretiyorken bu rakam 2016’ya gelindiğinde 744 bin liraya ulaştığının da altını çizelim.

UCUZ İŞÇİLİK GELDİ, KÂR İKİYE KATLANDI

5 yıllık süre boyunca Arçelik her yıl kârını artırdı. 2012-2016 yılları arasında kâr ikiyi katlandı.

2012 yılında 546 milyon lira olan kâr, 2016’da 1 milyar 304 milyon liraya ulaştı. Kâr artışları adeta çılgınca oldu. 2014’te bir önceki yıla göre 91 milyon lira artan kâr rakamı devam eden yıllarda rekor düzeyde artış gösterdi. 2015’te yıllık 893 milyon lira, 2016’da ise 410 milyon lira arttı.

2015 ve 2016’da kâr oranlarının rekor düzeyde artmasının sebeplerinden biri İş-Kur aracılığıyla alınan ‘kursiyer işçiler’. ‘Meslek edindirme eğitimi’ adı altında yürütülen uygulama gereğince Arçelik, İş-Kur’la protokol imzaladı ve mevcut işçi sayısının yüzde 10’u oranında kursiyer işçi çalıştırmaya başladı. Her bir kursiyer işçinin Arçelik patronuna aylık maliyeti yalnızca 13 lira oldu. Düşük ücrete çalıştırılan kursiyer işçilerin ücret ve sağlık primlerini ise İş-Kur karşıladı.

Kâr artışındaki en önemli etkenlerden bir diğeri ise fabrikalardaki sözleşmeli işçi sayısının artırılarak esnek ve güvencesiz çalışmanın her geçen gün yaygınlaştırılması oldu. ‘Sipariş usulü’ çalışmaya başlayan Arçelik, siparişlerin arttığı dönemlerde üretimi yetiştirebilmek için sözleşmeli işçi aldı, kâr ve üretim rekoru kırdı. Siparişlerin azaldığı dönemde ise çalışma süreleri 1 yılı bulmayan sözleşmeli işçiler tazminatsız şekilde kapı önüne konuldu.

İŞÇİ BAŞINA 100 BİN TL KÂR

Türkiye’nin 5. büyük sanayi kuruluşu için ‘2017 nasıl bir yıl?’ sorusunun cevabını da ekleyelim.

Arçelik’in bu yılın ilk üç ayındaki net kârı 240 milyon TL oldu. Bu yılın ilk üç ayında geçen yıla göre kârı yüzde 54 arttı. İkinci üç aydaki net karı 256.6 milyon TL oldu. Arçelik’in yıl sonu satış gelirleri büyüme beklentisi yüzde 25.

Şirket 2016 yılının tamamında 1.3 milyar kâr elde etti. Bu yıl, bu rakam 1.7 milyar liraya  çıkarsa Arçelik işçi başına 100 bin lira kâr elde etmiş olacak. Arçelik’in 17 bin ücretli çalışanı var. Bu rakamı 100 bin ile çarpınca çıkan sonuç bu: İşçi başına net 100 bin TL kâr.

İŞÇİNİN ALDIĞI PAY KÜÇÜLDÜ, PATRONUN EL KOYDUĞU PAY BÜYÜDÜ

Artan kâr oranlarını ve ortalama işçilik maliyetlerini 5 yılın enflasyonundan arındırarak karşılaştırdığımızda kârın yüzde 99.5 artarak neredeyse ikiye katlandığını görüyoruz.

Ortalama işçilik maliyetlerindeki artış ise yalnızca yüzde 17 düzeyinde. Kâr ve maliyet arasındaki bu büyük oran farkı Arçelik’teki ağır sömürünün göstergesi. Başka bir ifade ile, ücretlerin düşmesinin, çalışma koşullarının ağırlaştırılmasının, her geçen yıl işçiye ürettiğinden daha az pay verilmesinin göstergesi!

Özellikle 2013 ve 2015’te ortalama işçilik maliyetlerinin yerinde sayması bilançolarda dikkat çeken nokta. (İşçilik maliyeti olarak ifade edilen payın içerisinde ücret, fazla mesai ve ikramiye gibi doğrudan işçinin cebine giren kalemlerin yanı sıra, sigorta primi, işsizlik primi, vergiler gibi çok sayıda kalem de yer alıyor.)

Net kâr tablosuna baktığımızda Arçelik’in son 2 yıldaki rekor sayılabilecek reel kar artış oranlarını görüyoruz.

2015’te reel karını yüzde 31’in üzerinde artıran Arçelik, 2016’da ise yüzde 37,5 düzeyinde artırdı. Bir diğer ifadeyle önümüzdeki 3 yıllık dönem için metal işçilerine yüzde 3,2’lik ücret artışı dayatan Arçelik patronu, art arda iki yıl boyunca karını yüzde 30’un üzerinde artırdı.

ÖNCEKİ HABER

‘Tarımda bir numarayız’ diyen başbakana: Tarım mı kaldı?

SONRAKİ HABER

‘Bugün yaşamam bile bir mucize’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa