Voltran’ı oluşturalım
Gebze'den bir ZF Sachs işçisi, sendikacılara seslendi: Taslaklarınızı birleştirin, ortak talepler etrafında güç birliği yaparak Voltran’ı oluşturun…
ZF Sachs işçisi
Gebze
Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu bir fabrikada çalışmaktayım. Hepimizin bildiği gibi MESS ve metal iş kolunda örgütlü işçi sendikaları arasında yapılan görüşmeler sona erdi. Sendikaların hazırladıkları taslaklardaki maddelerin çoğu kabul edilmedi, ara bulucu süreci başladı. Büyük bir ihtimalle de bunun sonucunda grev süreci başlayacak.
Sendikamızın sözleşme taslağı daha önce bizlere açıklandı. Açıklanan taslak işçilerin birebir görüşü olmadan hazırlanmış olsa da çok olumlu karşılandı, yüzde 100 destekle kabul gördü. Yüzde 30’un üzerinde zam isteği, sözleşmenin 2 yıllık yapılması, fazla mesai ücretlerinin arttırılması ve sosyal haklarda iyileştirilmeler beklentileri karşılar nitelikteydi. Buna yakın taslakları da diğer sendikaların da hazırlamış olduğunu biliyorduk.
Çok iyimser “Bu sefer isteklerimi alırız” havası çoğumuzda hakimdi. MESS ile yapılan sözleşme görüşmeleri gününde işçilere aktarılıp geçen ve geçmeyen maddeler anlatıldı. Bu iyimser hava MESS Genel Sekreterinin 3 yıllık sözleşme ve yüzde 3.2 zam kırmızı çizgimiz açıklamasına kadar devam etti.
MESS’in teklif ettiği zam emeğe, alın terine işçiler tarafından hakaret ve küfür olarak kabul edilmiştir. Yüzde 40, 50 hatta daha üstü kâr açıklayan işverenlerin işçilere önerdiği zammın mantıkla, ekonomiyle, insanlıkla yani hiçbir şey ile açıklanacak bir tarafı yok. Sermayenin bakış açısı bana kazandırdığın sürece iyisin, hoşsun; emeğinin karşılığında birkaç kuruş zam istediğinde ise kötüsün, boşsun! Sanki işçiler birer robot, onların oturduğu bir evleri veya eşleri ve çocukları yok, yemezler, içmezler, gezmezler, sosyal hayatları olmaz, hastalanmaz, eğitim masrafı olmaz. Kazanılmış bir hak olan ikramiyeler çıkarıldığında alınan ücret, asgari ücrete eşittir. Açlık sınırı 1500 lira, yoksulluk sınırı 4 bin 500 liradır. Ağır iş kolu olan metal işçilerinin ücretleri ise 1500 lira. Harca harca bitmez. Yazıklar olsun!
Sendikalar fazla mesaiye kalmama (Yıl sonu planlanan üretim yapılmış, pek üretime etkisi olmaz), yakalara kokart takılması (Üretime etkisi olmaz), işyerinden sloganlarla çıkılması, yemekhanede masalara vurma (Üretime etkisi olmaz) gibi eylemler planlamışlar ve uygulanıyor. İşçiler yapılan eylemlerden memnun değil fakat katılım yüksek. Eylemlerin şiddetini arttırarak devam etmesi özellikle üretimden gelen gücün kullanılması yönünde talepleri var arkadaşlarımızın. İşçi arkadaşlarımdan edindiğim izlenim mücadeleye sonuna kadar devam ederek istediklerini almak. Çünkü bıçak kemiğe dayanmış, tek düşünceleri başarılı olmak. “İstediklerimizi alamayız” diyen arkadaşa rastlamadım, yeter ki sendikamız olan Birleşik Metal-İş işçiler kadar dirençli ve kararlı olsun.
Sendikalar şunu da unutmasın ki aldıkları her kuruşta işçilerin alın terleri var. İşçiler için, işçilerle beraber mücadele edecek sendikacılarla sonuna kadar beraberiz. İşçilerin alın terini yiyip onların haklarını savunmayanlara çok şey söyleme gerek yok.
Olaya kuşbakışı olarak baktığımız zaman patron sendikası MESS tek başına dimdik ayakta, tabii ki yanında bir dediğini iki etmeyen, hatta emir telaki eden bir hükümet var. Hatta hükümetin valisi, kaymakamı, askeri, polisi onların. Her sorunda özellikle işçiler ile olan sorunlarda patronların yanında.
Peki işçilerin yanında kim var? Sendikaları üçe bölünmüş. Hak-İş’e bağlı Çelik-İş, Türk-İş’e bağlı Türk Metal, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş. Patronlar tek yumruk Voltran’ı oluşturmuşlar, bizimkiler bölük pörçük üçe bölünmüş. Peki sendikacı kardeşlerimiz sizler işçiler için iyi şeyler almak istemiyor musunuz? Neden ayrı ayrı taslak hazırlayıp, ayrı ayrı görüşme yapıyorsunuz. Taslaklarınızı birleştirin, ortak talepler etrafında siz de güç birliği yaparak Voltran’ı oluştursanıza. Önünüzde ne gibi engeller var? Yoksa sizlerin aidatlarını patronlar mı ödüyor?
OHAL koşullarında MESS ve hükümet iş birliği içerisinde. Bu koşullarda hiçbir ön şart olmaksızın sendikaların ortak hareket etmesi gerekmektedir. Metal işçilerinin fabrikalarda konuştukları tek konu metal sözleşmesidir. Kazanım, tüm sendikaların ortak tutum ve eylemleriyle gelecektir. İşçilerin başarısızlığa tahammülü yoktur. Başarısızlık tüm sendikalar için yıkım olabilir. Metal fırtına eylemlerinin daha zorlusuyla karşılaşabilirsiniz.
Görülen, işçilerin sendikadan bağımsız hareket etmedikleri, süreci beraber başarmak istedikleri. Şayet sendikalar şimdi yaptıkları gibi pasif eylemlerle süreci geçirir, işçilerin istemedikleri zamma imza atarlarsa beklenmeyen tepki ile karşılaşabilirler. Elimizdeki tek güç üretimden gelen gücümüz birlikte mücadele edersek başarabiliriz.
Unutmayalım ki; büyük bir çığ yumruk kadar kar parçasının yuvarlanmasıyla başlar.
Ya hep beraber, ya hiç birimiz. Dostça kalın...