Avrupa‘nın ‘İran endişesi’
Avrupa Birliği (AB) ve üye ülkeler İran‘daki protesto gösterileri konusuna ABD’den daha temkinli açıklamalarda bulunuyor.
Yücel ÖZDEMİR
Köln
Avrupa Birliği (AB) ve üye ülkeler 28 Aralık‘ta İran‘da başlayan ve onlarca kişinin hayatını kaybettiği protesto gösterileri konusuna ABD’den daha temkinli açıklamalarda bulunuyor. ABD Başkanı Donald Trump, eylemlerin başlamasından hemen sonra sosyal medya üzerinden rejim değişikliğinin talep edildiği gösterileri desteklediğini açıklarken, AB bir süre daha gelişmeleri izlemeyi tercih etti.
Eylemlerin yayılması üzerine AB Dışişleri Yüksek Komiseri Federica Mogherini, sosyal medya hesabı üzerinden yılbaşı gecesi, "AB İran’daki gelişmeleri takip ediyor. İran yetkilileriyle bağlantı içindeyiz. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin kamuoyuna yaptığı açıklamalardan sonra, beklentimiz barışçıl gösteriler ve düşünce özgürlüğü hakkının güvence altına alınmasıdır. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz" şeklinde bir mesaj yayınladı.
AB HENÜZ TAVRINI NETLEŞTİRMEDİ
Trump ve Mogherini’nin mesajları ton ve söylem bakımından birbirinden oldukça farklı. AB, açık bir şekilde hemen rejim değişikliğine tam olarak destek vermeyi tercih etmiyor. Gelişmeleri bir süre daha izledikten sonra tavrını netleştirmek istiyor.
Zira, şimdiden muhalefetten yana ortaya konulacak net tutumun sonradan AB-İran ilişkilerini etkilemesinden endişe ediliyor. İran ile varılan “Nükleer Anlaşma”nın olduğu gibi devam etmesini, böylece İran ile ticari ilişkilerin geliştirilmesini planlayan AB, muhtemel bir yaptırım ve ambargo kararı durumunda bugüne kadar katedilen mesafenin yok olmasını istemiyor.
Protesto hareketinin rejim değişikliğine yol açacak güce ve kitleselliğe ulaşması durumunda bu tutumumu değiştirerek muhalefete açıktan destek vermesi bekleniyor.
AB’DEN ÖN HAZIRLIK
Almanya’da yayınlanan Süddeutsche Zeitung’da yer alan bir habere göre, AB diplomatlarının aylardır, ABD Başkanı Trump’un İran’la yapılan nükleer silah anlaşmasını iptal etmesi durumunda yapılacaklar konusunda çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda, anlaşmanın iptal edilmesi durumunda AB-İran ilişkilerinin nasıl devam etmesi gerektiği üzerinde duruluyor. Uzun süre Avrupa Parlamentosu Dışilişkiler Komisyonu Başkanlığı yapan Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin Avrupa Parlamentosu Milletvekili Elmar Brok, izlenmesi gereken stratejiyi şu sözlerle özetliyor: “Anlaşmanın iptal edilmemesi için yoğu bir çaba ve İran’da insan haklarının ihlal edilmesine karşı tutum. İnsan hakları konusunda inandırıcılığımızı kaybetmemeliyiz.”
Bu durumda göstericilere yönelik yapılan şiddetin eleştirilmesi planlanıyor. Ancak, İran ile ticari ilişkiler de olduğu gibi sürdürülecek. Bu yaklaşım önceki gün İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile telefonda görüşen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron‘ın mesajlarında da kendisini gösteriyordu. Macron, telefon görüşmesinde göstericilere açık destek vermekten kaçınmış, nükleer anlaşmanın korunmasını istemişti. Ruhani de anlaşmanın yürürlükte kalması için elinden geleni yapacağına dair Macron’a söz vermişti.
EN BÜYÜK ENDİŞE ANLAŞMA İPTALİ
Bütün bunlara rağmen ABD’nin son protesto gösterilerini gerekçe göstererek İran ile Nükleer Anlaşma’yı iptal etmesi, AB’nin en çok endişe duyduğu konuların başında. İran ile girilen ticari ilişkilerin AB ilkelerinde ekonomik canlanma yarattığına işaret eden uzmanlar, İran halkının ise bu ekonomik canlanmadan faydalanmadığı, bu nedenle gösterilerin başladığına işaret ediyor.
Birleşmiş Milletler’in beş daimi ülkesi ile Almanya’nın katıldığı toplantılarda İran ile yapılan pazarlıkların ardından nükleer anlaşma imzalanmıştı. Trump, ABD eski Başkanı Barack Obama’yı İran ile anlaşmaya vardığı için eleştirmişti.