Manisa Alaşehir Cezaevi’nde hükümlüye ırkçı saldırı
Manisa Alaşehir M Tipi Cezaevinde tutulan adli hükümlü Cihat Çelik’in babası İzzettin Çelik, oğlunun Kürt olduğu için darbedildiğini söyledi.
Cansu PİŞKİN
İstanbul
Manisa Alaşehir M Tipi Ceza İnfaz Kurumunda tutulan adli hükümlü Cihat Çelik’in babası İzzettin Çelik, sağ görüşlü mahpuslarla aynı koğuşa konulan oğlunun Kürt olduğu gerekçesiyle darbedildiğini öne sürdü.
Hürriyeti gasp ve yaralama suçlarından 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Cihat Çelik’in tutuklu bulunduğu Manisa Alaşehir M Tipi Ceza İnfaz Kurumunda Kürt olması sebebiyle darbedildiği iddia edildi. İddianın sahibi baba İzzet Çelik gazetemize yaptığı açıklamada, oğlunun Giresun E Tipi Ceza İnfaz Kurumundan Ordu E Tipi Ceza İnfaz Kurumuna sürgün edildiğini ve burada diğer mahpusların şiddetine maruz kaldığını anlattı. Yaşanan darp olayından sonra oğlunun 2 ay önce özel sevkle Manisa Alaşehir M Tipi Ceza İnfaz Kurumuna nakledildiğini aktaran baba Çelik, darbın burada da sürdüğünü ifade etti. Çelik, Manisa’ya nakledildiği ilk gün ranzasında kitap okurken koğuştaki diğer mahpusların saldırısına uğrayan oğlunun, çıkan gürültü üzerine koğuş kapısının mazgalını açan gardiyanlara “Beni kurtarın” dediğini, gardiyanların ise müdahale etmek yerine “Bir şey olmaz” diyerek mazgalı kapattıklarını anlattı.
‘İNFAZ KORUMA MEMURU SALDIRIYA AZMETTİRDİ’
İzzettin Çelik, oğlunun gördüğü şiddet yüzünden iki gözünün de açılmadığını, üç kaburga kemiğinin kırıldığını ve vücudunun birçok yerinde morluklar oluştuğunu aktardı. Çelik, oğlunun can güvenliği olmadığına dair cezaevi idaresine başvurduğunu ve yaklaşık bir hafta önce başka bir koğuşa alındığını söyledi. Cihat Çelik’in yeni koğuşunda başta bir sorun yaşamadığını ancak 1 Ocak’ta orada da darbedildiğini aktaran Çelik, Ekrem adındaki infaz koruma memurunun mahpusları oğluna karşı saldırıya azmettirdiğini savundu. Çelik haftalık telefon görüşmesinde konuşma fırsatı bulduğu oğlunun anlattıklarını şöyle özetledi: “Ekrem adında bir İnfaz Koruma Memuru, ‘Cihat’ı okşadınız mı’ demiş. Bu söylemin ardından Cihat yeni koğuşundaki sağ görüşlü mahpusların fiziki saldırısına uğramış. Oğlum aradığında ‘Beni burada öldürecekler. Bir şeyler yap’ dedi. Uykularımız kaçtı. Elimiz kolumuz bağlı”
DARPLA İLGİLİ DİSİPLİN SORUŞTURMASI SÜRÜYOR
İzmir’de yaşayan baba İzzettin Çelik oğlu ile konuştuktan sonra darp ile ilgili idari bir işlem yapılıp yapılmadığını öğrenmek için cezaevini aradığını anlattı. Çelik, “Telefona çıkan görevliye müdürle görüşmek istediğimi söyledim ama görevli, bu tür konuları müdür beye aktarmaya gerek olmadığını söyleyip beni serbaş memura bağladı. Telefonu açan kişi en başta kendisini ‘Başmemur Ekrem’ diye tanıttı. Cihat’ın hayati tehlikem var dediğini, idari soruşturma başlatıldıysa hukuki yollara başvurmak için dosya numarasını istediğimi anlattım. Disiplin soruşturmasının sürdüğünü söylediğinde, Başgardiyan Ekrem nezaretindeki gardiyanların Cihat’ı copladığını ve endişemiz olduğunu söyledim. Telefonu açtığında kendini Ekrem diye tanıtan şahıs daha sonra ismini sormam üzerine adının İbrahim olduğunu söyledi” dedi.
CİSST HAREKETE GEÇTİ
Durumdan endişe duyan Çelik, 4 Ocak’ta Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneğine (CİSST) başvurarak konunun araştırmasını istedi. İzzettin Çelik’in başvurusu üzerine harekete geçen CİSST, Adalet Bakanlığına ve Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) dilekçe yazarak, can güvenliği tehlikede olan Cihan Çelik’in tek kişilik bir bölüme veya “Kürt” olmaktan ötürü saldırıya uğrama ihtimali olmayan bir koğuşa alınmasını talep etti.
CEZAEVİ İDARESİ BİLGİ VERMEDİ
İddiaları sormak üzere Manisa Alaşehir M Tipi Ceza İnfaz Kurumu'nu aradık. Ancak cezaevi müdürü ve gardiyanların önce öğlen yemeğinde sonra da Cuma namazında oldukları söylendi. Saat 14.40'ta tekrar aradığımız cezaevi santralindeki görevli, bir süre telefonda beklettikten sonra soruşturma devam ettiği için açıklama yapmayacaklarını söyledi.
CEZAEVLERİNDE NELER OLUYOR?
Geçtiğimiz günlerde Balıkesir Kepsut Cezaevinde Ulaş Yurdakul isimli adli hükümlünün diğer mahpuslarca dövülerek öldürüldüğü ve cezaevi idaresinin de sistematik işkenceye göz yumduğu ortaya çıkmıştı. Yurdakul’un öldürülmesinde rolü olan mahpuslardan İ.A’nın annesiyle yaptığı telefon konuşmasındaki, “Millet dağda öldüremiyor biz burada öldürdük teröristi” ifadesi cinayetin ırkçı bir saldırı olduğunu gözler önüne sermişti. Cinayete ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ifade veren bir kısım mahpus, Yurdakul’a yapılan sistematik işkenceden idarenin de haberdar olduğunu söylemişti. Cinayetin ardından olay yeri inceleme ekiplerinin çektiği fotoğraflarda herhangi bir koğuşa yerleştirilmeyen Yurdakul’un merdiven altında yatırılması da idarenin sistematik işkenceden haberdar olduğunun deliliydi. Adli hükümlü olan Cihat Çelik’in de Kürt olduğu gerekçesiyle diğer mahpuslar tarafından darbedilmesi, idarenin şiddete göz yumması ‘Islah evi olan cezaevleri işkencehaneye mi dönüşüyor?’ sorusunu akıllara getiriyor.