06 Ocak 2018 13:09

'Bir kez daha nefessiz bırakıldım'

20 yıllık mücadele sonucu ulaştığı 2 çocuğu ve 2 akrabasının cenazesi Garzan Mezarlığı'ndan çıkarılan Lütfiye Oruç: Bir kez daha nefessiz bırakıldım

Paylaş

Nimet ÖLMEZ

20 yıl boyunca verdiği mücadele sonucu iki çocuğu ve iki akrabasının cenazesine ulaşarak Garzan Mezarlığı'na defneden Lütfiye Oruç, “Bir kez daha nefessiz bırakıldım” diyerek cenazelerin neden çıkarıldığını sordu. 

Bitlis merkeze bağlı Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyündeki Garzan Mezarlığında 267 cenazenin ailelerden habersiz çıkarılarak İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi ve mezarlığın tamamen yıkılması, ailelerin acısını yeniden deşti. 

Mezarlıkta çıkartılan cenazelerin çoğunun ’90’lı yıllarda toplu mezarlarda defnedilmiş insanlara ait olması ailelerin acısının katladı. 

Yıllar önce kaybettiği iki çocuğunun ve iki yeğeninin cenazesini bulmak için uzun süre mücadele veren Lütfiye Oruç, (90), ulaştığı ve gömdüğü cenazelerin yerinden çıkarılmasına “Bir kez daha nefessiz bırakıldım” sözleriyle tepki gösterdi. 

AYNI AİLEDEN 6 SİVİL…

1993 yılında boşaltılan köyler arasında yer alan Ahlât’ın Kırıkkaya köyünde yaşayan Oruç ailesinden 6 sivil öldürülerek köye yakın bir dere kenarına atılır. Bütün köy yakıldıktan sonra Oruç ailesi, Türkiye’deki çeşitli kentlere dağılmak zorunda kalırken, eşini köy boşaltmadan bir yıl önce kaybeden Lütfiye Oruç da 4 çocuğuyla Bursa’ya yerleşir. 

Oruç, yasağın kalmasıyla 2000’li yıllarda yeniden Ahlat’a döner.  

3 çocuğu PKK’ye katılır ve çeşitli aralıklarla hayatlarını kaybeder. 2013 yılına kadar 3 çocuğunun cenazesine ulaşamayan Lütfiye Oruç yürüttüğü mücadele sonunda iki çocuğunun cenazesine ulaşır. Fakat İran sınırında yaşamını yitirdiği belirtilen üçüncü çocuğu Sertip’in cenazesine ise hâlâ ulaşamamış. 

Garzan’da 2013-2014 yıllarında mezarlığın kurulmasıyla önce büyük oğlu Etem’in cenazesini Bitlis’te bulan getiren anne Oruç, daha sonra kızı Şadiye’nin ve iki kuzenin cenazesini Siirt’in Eruh ilçesine bağlı bir köyde bulup aynı mezarlığa defnediyor.

Anne Oruç kızı ve kızlarının 2 kuzeninin mezarının da orada olduğunu ifade ederek “Mezarlığa zarar verilmeden önce en azından gidip başlarında onlarla konuşuyor ve ağlıyordum.

Şimdi öyle bir imkanım da kalmadı. Daha önce mezarlığa zarar verildiğinde oraya gittik ve mezar taşlarının kırıldığını gördüm. Cenazelerin mezarlardan çıkarıldığını yeni duydum.  Zaten hepsi 1990’lı yıllarda hayatını kaybetmişti. 

Biz çocuklarımızın cenazelerini bulduğumuzda sadece kemik kalmışlardı. Şimdi soruyorum; tekrar o kemikleri niye çıkardınız? Bir anne olarak bunun cevabını bekliyorum. Şu an kalbim sıkışıyor, bir kez daha nefessiz bırakıldım. Tek isteğim, onları görebileceğim, ziyaret edebileceğim bir yerde olmalarıydı ama o da çok görüldü” dedi. 

Oruç ailesi, savcılığa ve İHD’ye cenazelerini alabilmek için başvuruda bulunacaklarını belirtti. (Bitlis/MA)

ÖNCEKİ HABER

Cumartesi Anneleri arkadaşlarının yerine sordu

SONRAKİ HABER

HDP'den Münir Özkul için başsağlığı mesajı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa