Muhabirimiz Metin Göktepe, mezarı başında anıldı

Muhabirimiz Metin Göktepe polisler tarafından işkencede katledilişinin 22. yıl dönümünde mezarı başında anıldı.

07 Ocak 2018 09:57
Son Güncellenme Tarihi: 08 Ocak 2018 10:19
Paylaş

22 yıl önce bugün “Mutlaka ben izlemeliyim” diyerek gittiği haberde polislerce gözaltına alınan ve işkenceyle katledilen muhabirimiz Metin Göktepe, İstanbul Esenler'de bulunan Kemer Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı.

Anmaya Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, Cumartesi İnsanları, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Barış Yarkadaş, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat,  Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yöneticileri,  Gazeteci Ahmet Şık'ın eşi Yonca Şık, Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Avukat Kemal Aytaç, Avukat Efkan Bolaç, Makina Mühendisleri Odası Başkanı Battal Kılıç, Evrensel Gazetesi çalışanları, Göktepe ailesi ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Sık sık “İnadına hepimiz birer Metin’iz” sloganının atıldığı anmada “Tutuklu Gazeteciler Serbest Bırakılsın”, “Gazetecilere özgürlük”, “Ahmet çıkacak yine yazacak”, “Gazetecilik suç değildir” dövizleri ve Evrensel gazetesi taşındı.
Göktepe’nin mezarına Evrensel gazetesi ile karanfiller bırakıldı.

‘METİN’İN GAZETECİLİĞİ BİR KUŞAĞIN KARARLI GAZETECİLİĞİDİR’

Metin Göktepe anması

Anmada ilk sözü Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat aldı. Polat, Metin Göktepe’nin 8 Ocak 1996’da Ümraniye Cezaevinde öldürülmüş olan 2 tutuklunun cenazesini izlemek icin Alibeyköy'e gittiğini hatırlatarak Metin Göktepe’nin bu haberi izlemekte ısrar ettiğini aktardı. Göktepe’nin gözaltına alındıktan sonra Eyüp Kapalı Spor Salonu’na götürüldüğünü, polislerce dövülerek öldürüldüğünü anlatan Polat, “Metin Göktepe anmaları bizim için ağıt zamanları değil. Metin kararlı bir gazeteciydi. Mesleğini coşku ile yapan bir arkadaşımızdı. Metin gözaltına alındığında yanında Ahmet Şık vardı. Ahmet, Metin'in davasının en kararlı takipçisiydi. Mahkemelerdeki tutumu ve dik duruşu ile gazetecilik dersi veren Ahmet Şık ve tüm tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için mücadele edeceğimiz sözünü veriyorum. Metin'in gazeteciliği bir kuşağın kararlı gazeteciliğidir.150’nin üzerinde gazeteci tutuklu ise bu aslında ülkede güçlü bir gazeteciliğin olduğunun kanıtıdır" diye konuştu.

Fadime Göktepe‘BEN İYİ BİR DEVLET İSTİYORUM’

Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe ise şunları söyledi: “Bizi gazeteciler, avukatlar, milletvekilleri yalnız bırakmadı. Emekçi kadınlar bizi yalnız bırakmadı. Onlara çok teşekkür ederim. Ben barış istiyorum. Adalet istiyorum. Çocuklarımız cezaevinden çıksın istiyorum.  Ben iyi bir devlet istiyorum. Çocuklar ölmesin, analar ağlamasın istiyorum. Avukatlarımız, başkanlarımız, gazetecilerimiz cezaevinden çıksın istiyoruz. Ahmet Şık, Fatih Polat ve Metin 3'ü kardeş gibilerdi. Onlar yanımdayken Metin de yanımda. Hepimiz birer Metiniz.”

‘KARANLIK DÖNEMİ METİN OLARAK AŞACAĞIZ’

DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren, “Metin’i 22 yıl önce kaybettik, arkadaşımızdı, meslektaşımızdı. Metin ne yazık ki bu ülkede öldürülen tek gazeteci değildi. Metin’den sonra da gazetecileri kaybettik.  Yaşadığımız durum o dönemden farklı değil. Gazeteciler ölümle tehdit ediliyor, hapishanelere atılıyor, öldürülüyor. Karanlık bir dönemdeyiz. Bu karanlık dönemi daha çok Metin olarak aşacağız. Daha çok Metin olacağız. Hepimiz birer Metin'iz” diye konuştu.

‘METİN'İN MÜCADELESİ YENİ GAZETECİLERLE SÜRECEK’

Fadime Göktepe

Türkiye Gazeteciler Sendikası adına Yönetim Kurulu’ndan Vural Nasuhbeyoğlu söz aldı. Nasuhbeyoğlu, “Ben lisede olurken Metin Göktepe katledilmişti. 22 yıl sonra ben de onunla aynı gazetedeyim. Metin Göktepe gerçekleri yazmak istediği için, sesi duyulmayanların sesi olduğu için öldürüldü. Onun izinden yürüyen birçok gazeteci yetişti. Yüzlerce gazeteci bugün cezaevinde olmasına rağmen gerçeklerin peşini bırakmayacağım diyen gazeteciler var.  Artık Metin Göktepe gazeteciliği var. Her türlü zorluğa, baskılara,  hapsedilmelere rağmen gazeteciler yazmaya devam edecek. Metin Göktepe'nin mücadelesi yeni gazetecilerin elinde sürecek”  dedi.

‘CİNAYETİN ÜSTÜNÜN ÖRTÜLMESİNE MESLEKTAŞLARI İZİN VERMEDİ’

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, “22 yıl boyunca bu mezarlığa gelerek, Metin şahsında devlet zulmüne uğramışları, kaybedilenlerimizi anıyoruz. Devletin şiddeti masum halklar ve basın üzerinde sürüyor. 2018 Türkiyesinde de aynı manzarayı yaşıyoruz” dedi.  Göktepe’nin ölümünün üstünün devlet yetkililerince “Duvardan düştü” denilerek örtülmek istendiğini hatırlatan Tüzel, “Ama meslektaşları bu cinayetin üstünün örtülmesine izin vermedi. 11 Ocak günü Metin'i Yenibosna'dan, çalıştığı yerden yüzlerce insan uğurladı. Aynı zamanda faşizmi, diktatörlüğü, işkenceci polis kurumunu lanetleyen bir yürüyüş oldu” dedi. Metin Göktepe'nin sadece gazetecilik faaliyeti yüzünden katledildiğini söyleyen Tüzel, “Ben gazeteciyim. Evrensel Gazetesi muhabiriyim' demesine rağmen bilerek, isteyerek öldürüldü. Meslektaşları bu cinayetin örtülmesine izin vermedi. Metin ilk öldürülen gazeteci değildi. Türkiye’de burjuva diktatörlüğü, faşizm basın üzerinden baskılarını azaltmadı. Gerçekleri halka ulaştıran gazetecilerin üzerinden baskılar, işkenceler, faili meçhuller eksik olmadı. 22 yıl sonra da, OHAL ve KHK'lerle tek adam diktatörlüğü kendinden farklı düşünen ve kendine muhalif olanlara benzer muamelede bulunuyor” diye konuştu.

‘METİN GÖKTEPE HABERCİLİKTE ISRARIN ADIDIR’

CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, “Metin Göktepe gerçeğin peşinde olma adıdır. Metin Göktepe habercilikte ısrarın adıdır. Gazetecilik meşruiyetini sarı basın kartından değil, halkından alan bir gazetecidir. Bizim bugün tam da Metin Göktepe gibi gazeteciler ihtiyacımız var. Bugün Metin’in arkadaşları bir komplo ile cezaevinde. 180 gazeteci uydurma suçlarla cezaevinde tutuluyor. OHAL ve KHK’lerle işçiler sorunları anlatamıyor. Metin’in gazetesi 22 yıl önce de işçilerin sorunlarını anlatıyordu. Bugün de aynı şekilde anlatıyor. Fadime anamız iyi bir devlet istiyor ama devleti yönetenler işcisini sendikasız, kadrosuz çalışmaya mahkum ediyor. Metin özellikle hedef seçildi. Çünkü gazetecilerin gerçeğin peşinden koşması istemiyorlardı.  Ama yıldırmadılar. Metin'in en yakın arkadaşı bir komplo ile cezaevinde. Metin yaşıyor olsaydı, Ahmetle aynı cezaevinde olurdu. Gazetecilerin kaderi o günden bugüne değişmiyor. Biz hem bu ülkenin hem de gazetecilerin kaderini değiştireceğiz. Demokrasiye ulaşana kadar sizin yolumuzdan ayrılmayacağız.”

“Gazetecilerin kaderi ya mezar ya hapishane olmamalı” diyen CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ”Mutlaka bu değişecek” diye konuştu.

Anma, Evrensel Gazetesi Haber Müdürü Ercüment Akdeniz'in İspanya iç savaşında devrimcileri uğurlarken söylenen şiiri okumasıyla sonlandı:

"Ölürsem seher vakti belki yarın
Gelip ağlamayın başında mezarımın
Özgürlük rüzgarıyım
Eseceğim hep üzerinde vatanımın"

Akdeniz, "Metin bir özgürlük rüzgarıydı. Ülkemizin üzerinde esmeye devam edecek” dedi.

'METİN ADALET ARAYIŞININ SESİ OLDU'

Göktepe

Anmaya katılan gazetecilerden Ertuğrul Mavioğlu ve cumartesi insanları gazetemize konuştu. Metin’in katledilmesinin
“Bir çeşit gazeteciliği engellemenin, hakikatin ortaya çıkmasını engellemenin yolu” olduğunu söyleyen Mavioğlu, “Kendimize Göktepe’nin yoldaşı diyorsak, sözümüzü eksiltmememiz lazım” dedi. yıllardır kaybedilen yakınları için adalet arayan Cumartesi İnsanları ise, “Metin bizim adalet arayışımızın sesi oldu, biz şimdi onun için de adalet arıyoruz” diye konuştu.

BİZİ YA ÖLÜMLE YA HAPİSLE TERBİYE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR

Ertuğrul Mavioğlu - Gazeteci: Metin Göktepe, benim mesai arkadaşımdı. Onun kapıdan haber takibine gittiğini şu an net olarak hatırlıyorum, hatta espri yapmıştık giderken... O dönem gazetecileri öldürüyorlardı, sadece Metin değil, Özgür Gündem’in pek çok muhabiri ve dağıtımcısı katledilmişti. Bir çeşit gazeteciliği engellemenin, hakikatin ortaya çıkmasını engellemenin yolu olarak, özellikle direngen sağlam yerlerde duran gazetecileri öldürerek, diğer gazetecilere de mesaj veriyorlardı. Metin Göktepe’nin öldürülmesi de öyle bir saldırıydı, bütün gazetecilere, bütün hakikat arayışına, hakikati arayan herkese “Sonunuz Metin gibi olur” mesajı vermek için Metin’i öldürdüler. Eee şimdi gelinen noktada öldürmüyorlar ama sevinmeli miyiz, hayır. Onun yerine gazetecileri cezaevine atıyorlar; gazeteleri, televizyonları, ajansları kapatıyorlar ve yine hakikatin ışığının ortaya çıkmasını engellemek için hem ellerinden geleni yapıyorlar hem de bu çaba içerisinde olan bütün gazetecilere ağır bir ders veriyorlar. Yani bizi ya ölümle ya hapisle terbiye etmeye çalışıyorlar. Burada söylenecek tek şey var, biz hakikat yolunda bu terbiyeyi kabul etmeyeceğiz, eğer hâlâ kendimize Metin Göktepe’nin yoldaşı diyorsak, sözümüzü eksiltmememiz lazım.

METİN’İN KATİLLERİNİN DE TAKİPÇİSİYİZ

Cumartesi İnsanları

Metin Göktepe’nin mezarı başındaki anmada her cumartesi, Galatasaray Meydanı’nda, kaybedilen-katledilen yakınları için adalet arayan Cumartesi İnsanları da vardı.

1995 yılında gözaltından kaybedilen Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak:
Bizim adalet arayışımızın başlangıcında Metin Göktepe, duruşuyla, kalemiyle arayışımızın penceresi, ışığı oldu. Bu ışığı karartmak, bu pencereyi kapatmak için o koşullarda özellikle bir çaba vardı. Metin Göktepe de o karartma çabasına karşı, bizim yanımızda gerçeği yazan ve bunda ısrar eden bir gazeteciydi. Bu hukuksuzluklar ortaya çıksın diyordu. Şimdi o karanlığa karşı hıncımız daha da büyüdü, adalet arayışımızın bir parçası da Metin Göktepe’nin katillerinin ve sorumluluğu olanların peşine düşmektir. Bu ısrarımızı devam ettireceğiz..

METİN GÖKTEPE BİZİM ADALET ARAYIŞIMIZLA YAŞAYACAK

1995 yılında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız:
Bir gazeteci demek, doğruları yazan, gerçekleri yazan, mazluma uğrayanları yazan kişi demek. Gazeteciler gerçeği yazmasın diye birileri hep onları susturmaya çalışıyor. Bu ülkede gazeteciliğin ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Metin Göktepe gibi gazeteciler gerçeği yazdığı için öldürüldü, bugün gazeteler kapanıyor, televizyonlar kapanıyor. Gazeteciler hapiste. Bizim sesimiz olan, sesimizin duyulması için çalışan gazetecileri susturmak istiyorlar. Onları susturarak da bizim sesimizi kapatmak istiyorlar. Biz adalet arayışımıza devam ediyoruz ve Metin Göktepe de bizimle, bizim adalet arayışımızla yaşayacak

GAZETECİLER ADALET ARAYIŞIMIZIN SESİ

1995 yılında gözaltında kaybedilip, katledilen Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç: Biz yıllardır meydanlarda adalet arıyoruz, kaybedilen katledilen yakınlarımız için adalet arıyoruz. Metin Göktepe gibi gazeteciler de bizim bu arayışımızın sesi oldu, hâlâ da oluyorlar. Bu ülkede gazeteciler gerçekler yazılmasın diye öldürüldü, Özgür Gündem çalışanları, işte Metin Göktepe. Biz de bugün onun mezarındayız, onu saygı ile anıyoruz. Bizim adalet arayışımız Metin içindir de... Katiller ortaya çıkana kadar mücadeleye devam edeceğiz.

KILIÇDAROĞLU: ÖZGÜR, ADİL VE DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE METİN GÖKTEPEYE VİCDAN BORCUMUZDUR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, polislerce gözaltına alınan ve işkenceyle katledilen muhabirimiz Metin Göktepe'nin ölüm yılında Twitter hesabından "Özgür, adil ve demokratik bir Türkiye Metin Göktepe'ye vicdan borcumuzdur!" mesajı yayınladı.

Kılıçdaroğlu mesajında, "Haber peşindeyken gözaltına alınarak öldürülmüş gencecik bir gazeteciydi... Katilleri yargılansa da ne annesinin gözündeki yaş bitti ne de içimizdeki utanç. Özgür, adil ve demokratik bir Türkiye Metin Göktepe'ye vicdan borcumuzdur!" ifadelerini kullandı.

BİLGEN: GÖKTEPE GAZETECİLİK TARİHİNDE UNUTULMAYACAK

HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen MYK toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Gazetemiz Muhabiri Metin Göktepe’nin katledilişinin ardından 22 yıl geçtiğini hatırlatarak, “Metin Göktepe’nin 22 yıl önce katledilişin hazin öyküsü hala hafızalarımızda. Bugün belki gazeteciler daha farklı baskılara maruz kalıyorlar. Yazdıkları, çizdikleri düşmanca algılarla engellenmek isteniyor. Göktepe Türkiye gazetecilik tarihinde hatırlanmaya devam ediyor” dedi.

İHD İSTANBUL ŞUBESİ: METİN GÖKTEPE HALEN ADALET BEKLİYOR

Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin  8 Ocak 1996 tarihinde gözaltına alınıp,  götürüldüğü  Eyüp Kapalı Spor Salonunda dövülerek, işkence edilerek  yüzlerce insanın gözleri önünde  katledilmesinin üzerinden tam 22 yıl geçti.

Metin, gazetecilik görevini yaparken gözaltına alınmış ve “gazetecilere özel muamele” denilip işkence edilerek katledilmiş, ardından da gözaltına alındığı ve ölüm nedeni gizlenmeye çalışılarak, “sandalyeden düştü, öldü” denilmiş olay karanlıkta bırakılmak istenmişti.

Açılan dava İstanbul’dan Aydın’a, oradan Afyon’a sürülmüş, yoğun ve ısrarlı bir çaba neticesinde 1999 yılında,  Metin’in ölümüne neden olan 6 polis memuru hakkında kastı aşmak suretiyle adam öldürme suçundan dolayı ceza verilmiş ve polislere iyi hal indirimi yapılmıştır.

Biliyoruz ki; Metin Göktepe işkence edilerek, kasten öldürüldü. Yargı katilleri korudu, işkenceye iyi hal indirimi uyguladı. Adalet gerçekleşmedi.

İnsan hakları savunucuları olarak, aramızdan ayrılışının 22. Yılında Metin Göktepe’yi ve yaşananları unutmadık, katillerini biliyoruz ve adalet gerçekleşinceye kadar olayın takipçisiyiz. (İstanbul/EVRENSEL)

METİN GÖKTEPE: BU YÜREK HİÇ SUSMAYACAK

ÖNCEKİ HABER

Yuvacık Barajı'nda su seviyesi yüzde 28'e düştü

SONRAKİ HABER

Trans kadınların korunması için uygulama geliştirildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa