Asbest Türkiye’de yasak ama her yerde var!
TMMOB asbest raporu açıkladı: 30-40 yıllık binaların büyük bölümünde var.
Başta kanser olmak üzere pek çok hastalığa neden olan asbest maddesi 30-40 yıllık binaların büyük bölümünde var. Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan binaları hatırlatan TMMOB, hazırladığı asbest raporunda, “Asbest uzaklaştırılmadan bina yıkımında çevreye ciddi miktarda asbest yayılacaktır” uyarısında bulundu.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansının (IARC), “kesin kanserojen” olarak tanımladığı ‘asbest maddesi’ hakkında hazırladığı ‘İstanbul asbest raporunu yayımladı. 2010 yılından bu yana asbestin üretimi Türkiye’de yasak ancak bu, ülkemizde asbestin olmadığı anlamına gelmiyor. 2010’a kadar inşa edilen sayısız ev, devlet dairesi, okul, hastane, askeri üs ve pek çok endüstriyel ürün vasıtasıyla tonlarca asbest halen hayatımızın her anında yer alıyor. Mesleksel temas ve kırsal alanda asbestle temas ile maruz kalınan söz konusu madde kansere neden olmasıyla biliniyor.
BİNALARIN BÜYÜK BÖLÜMÜNDE ASBEST VAR
Rapora göre, asbeste maruz kalma tehlikesinin en yüksek olduğu alanlardan biri kentsel dönüşüm. “Yoğunlaşan kentsel dönüşüm kapsamında eski binaların yıkılıyor olması, binalarda olması muhtemel asbestin çalışanlar ve çevrede yaşayanlar açısından tehlike oluşturmasını kaçınılmaz hale getirdi” denilen raporda şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’deki mevcut binalarla ilgili maalesef elimizde bir envanter çalışması olmasa da 30-40 yıllık binaların büyük bir bölümünde asbest olduğu düşünülmektedir”
TMMOB UYARIYOR
Raporda kentsel dönüşüm sürecinde asbeste maruz kalınabilecek iki durum ise şöyle açıklandı: “Birinci olarak binada eğer asbest varsa, asbest uzaklaştırılmadan bina yıkıldığı zaman çevreye ciddi miktarda asbest yayılacaktır. Bu durum o bölgede yaşayanlar, o bölgeyi güzergah olarak kullananlar ve çalışanlar için ciddi bir risk oluşturmaktadır. İkinci olarak da binadan asbest uzaklaştırma işlemi sırasında gerekli önlemler alınmadığı takdirde yine aynı riskler mevcuttur.”
ASBESTE MARUZİYET
Asbest maruziyeti raporda mesleksel temas ve kırsal alanda asbestle temas başlığı altında değerlendirildi. ‘Kırsal bölgelerde asbest maruziyeti’ başlıklı değerlendirme şöyle: “Asbestli oluşumların/toprakların, köy yerleşim alanlarının içinde, yakınında, yolların kenarında, son derece kolay ulaşabildikleri yakın çevresinde bulunmakta ve hiçbir bedel ödemeden kolayca alıp kullanabildikleri ifade edilmiştir. Bakanlık tarafından yapılan çalışmada, ülkemizin birçok köyünde halkın, hemen yakın çevresinden temin edebildiği bu yumuşak kıvamlı, kolayca öğütülebilen ve canlı renklere sahip toprağı, ısı ve suyu yalıttığından dolayı evlerin ve ahırların damlarına serdikleri, harç ve sıva yapımında kullandıkları belirtilmiştir.”
Mesleki ilişki yoluyla asbest teması ise şu sözlerle değerlendirildi: “Asbest temasının gelişmiş ülkelerdeki nedeni esas olarak madencilik ve endüstri ortamlarında gelişen mesleksel ilişkilerdir. İşçiler asbest madenlerinde ve bazı iş kollarında doğrudan, bazı iş kollarında ise zaman zaman doğrudan veya dolaylı olarak asbest ile temas etmişlerdir. Yine bu maden veya iş yerlerinin çevresinde yaşayanlar ise oluşan çevre kirliliği nedeniyle, daha düşük yoğunlukta da olsa asbest ile temas etmek durumunda kalmışlardır. Dolayısıyla gelişmekte olan ülkelerde asbest teması, sanayinin gelişimine paralel olarak yavaş yavaş artmıştır.”
ASBEST SÖKÜM KURALLARINA UYULMALI
“Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan binada eğer asbest varsa, asbest uzaklaştırılmadan bina yıkıldığı zaman çevreye ciddi miktarda asbest yayılacaktır” denilen raporda şu öneriler sıralandı: “Bu durum o bölgede yaşayanlar, o bölgeyi güzergah olarak kullananlar ve çalışanlar için ciddi bir risk oluşturmaktadır. İkinci olarak da binadan asbest uzaklaştırma işlemi sırasında gerekli önlemler alınmadığı takdirde yine aynı riskler mevcuttur. Kentsel dönüşüm bölgelerinde binalarda ayrı ayrı uyulması gereken asbest söküm kurallarına ek olarak bu bölgelerde düzenli ortam ölçümü de yapılmalıdır.”
KANSERE NEDEN OLUYOR
Asbeste bağlı birkaç on yıl sonra ortaya çıkan hastalıklar ise şöyle sıralandı: Asbestosis, Akciğer kanseri, Plura (Akciğer zarı (pleura) kalınlaşması) ve Mezotelyoma (Akciğer zarının nadir görülen kanser formu).
Türkiye’de her türlü asbest kullanımı ve ticareti 2010 yılında yasaklandı. Ancak rapora göre, 2010’a kadar son 10 yılda 130 bin ton asbest ithal edildiğinin kayıtlardan bilindiği kaydedildi. Raporda, “2008 yılından itibaren asbest kullanımı kontrol altına alınmış, Aralık 2010 tarihinde çıkarılan bakanlar kurulu kararıyla her türlü asbest kullanımı ve ticareti yasaklanmıştır” denildi. (İstanbul/EVRENSEL)