Kılıçdaroğlu'dan OHAL tepkisi: Parlamento askıda
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, OHAL'in uzatılacağı yönündeki açıklamalara tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM'de düzenlenen grup toplantısında gündeme ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL'in 6. kez uzatılacağını açıklayan hükümete tepki gösteren Kılıçdaroğlu, parlamentonun askıya alındığını ifade etti. Taşeron düzenlemesini de eleştiren Kılıçdaroğlu hayata geçirilen düzenlemeyle çifte standart yaratıldığını söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:
"Biz kavga etmek istemiyoruz, ama sorunları da dile getirmek istiyoruz. Gerçekleri dile getirmek bizim boynumuzun borcudur.
2018'in hemen başında 2 kaybımız oldu. Biri Münir Özkul. Türk sinema ve tiyatrosunun önemli bir ismi. Kimi zaman Mahmut Hoca, kimi zaman Yaşar Usta oldu. Aydın Boysan'ı da kaybettik. Her ikisine de rahmet diliyorum. Aydın ve sanatçıları sadece ölümlerinde değil, yaşamlarında da anmak hepimizin görevi olmalı.
Siyasette zaman zaman sert tartışmalar olur. Daha gerilimli bir ortam çıkabilir. Ama ne olursa olsun siyasetin bir amacı var. Her siyasi parti vatandaşa hizmet etmenin yollarını gösterir. Bu sırada asgari değerler vardır. Bu değerleri hepimiz taşımalıyız. Hepimiz demokrasi, insan hakları ve örgütlenmeyi sahiplenmeliyiz. Sendikalaştığı için işçilerin işten atılmasını bir siyasetçinin kabul etmemesi gerekir.
SENDİKALAŞTIĞI İÇİN İŞÇİLER İŞTEN ATILIYOR
Herkes örgütlenebilir, sendikalaştığı için işçiyi kapıya koyarsanız bu olmaz. Herkesin hakkını teslim etmeliyiz, sadece işçinin değil. Herkesin hakkı ve hukukunu teslim etmeliyiz.
Yine siyasetin temel görevlerinden birisi farklı düşüncelere saygı göstermektir. Her düşünceye saygı göstermek insan olmanın da gereğidir. O yüzden bizim gibi düşünmeyenlerin de hakkını koruduk biz.
Siyasetçinin bir başka özelliği ise kendini ve partilileri değil, toplumun çıkarını düşünmelidir. Gelir dağılımını, işsizliği düşünmelidir. Sosyal devlet demek, işsizlikle mücadele emeğin hakkının aranması demektir.
VATANDAŞ HAKKINI ARAYAMAZ NOKTAYA GELDİ
Yine siyasal iktidarı kullanıp baskı yöntemini değil demokrasiyi savunması gerekir. Ben iktidar oldum, her istediğimi yaparım derseniz demokrasiden uzaklaşırsınız. Bunu yaparsanız vatandaş hakkını arayamaz noktaya gelir bugün olduğu gibi.
Biz demokrasiyi geliştirirken üreten bir Türkiye de olsun istiyoruz. Üretip hakça bölüşeceğiz. Ecevit ne diyordu; ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzen diyordu.
Bu hedeflere yaklaşıyor muyuz, yoksa uzaklaşıyor muyuz bu hedeflerden? Bu hedeflerden uzaklaşıyoruz. Toplantımıza katılan işçi arkadaşlarımız bunun göstergesidir. İnsanca çalışma koşulları için sendikaya üye oldular. Çalışma Bakanlığı görmezden geliyor. Ama biz sizin yanınızdayız.
TAŞERON DÜZENLEMESİYLE ÇİFTE STANDART YARATTILAR
Parlamentoya düzenleme getirmek yerine KHK ile taşeronu çözmek istediler ama çözemediler. Çifte standart yaptılar. Kadroya alıyoruz ama kadrolu işçilerle aynı haklara sahip olamayacaksınız dediler. Bu nasıl kadro? Bütün taşeron işçilerine sesleniyorum, önümüzde 2019 var. Benim için de senin için de önemli. 2019'da yetkilendir, kadrolu işçilerle aynı haklardan sen de yararlanacaksın. Bir ayrımcılık daha yaptılar. Bir bölümünü işe aldılar, 50 bine yakın işçiyi kadroya almıyorlar. Neden almıyorsunuz? İşçi değil mi bunlar? Ankara'daki beylerin keyfi öyle istemiş. Biz kim olursa olsun sonuna kadar hepsine kadroyu vereceğiz. Taşeron işçilerle mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu ülkeye birinci sınıf demokrasi gelene kadar mücadele edeceğiz.
KAMYON ŞOFÖRLERİNİN SORUNUNU BİZ DİLE GETİRDİK
Biz kamyon işçilerinin sorunlarını da dile getirdik. İlk kez bunu bütçe görüşmelerinde dile getirdik. Kocaeli'de bir kamyon şoförü pahalı mazot kullanmaktan yakındı, cezalara tepki gösterdi, uzun çalışma saatlerini anlattı. Senin sorunlarını TBMM'de dile getiren benim dedik. Kamyon şoförlerinin derdini dile getirdik. Binali Yıldırım bizi eleştirdi. Onların durumu çok iyi dedi.Bütün kamyonculara sesleniyorum, keyfiniz yerindeyse siz isyan etmeyin. Ama aranızdan bir kişi çıkıp sorunum var diyorsa o bir kişinin sorununa da sahip çıkarım. Arkadaşlarımız bindiler bir TIR'a Ankara'ya geldiler. Bütün belgeleri tuttuk, belgeleri göndereceğiz kendisine. Beni asıl şaşırtan hükümetin kamyon şoförlerinin sorununa duyarsız kalması. Hayatından memnun olan bir tane şoför görmedin ben. Senin sorununu burada bir tek ben dile getiriyorum, senden tek beklentim 2019'da bir oy.
İŞSİZLİĞİ ÇÖKERTECEKLERDİ, NE OLDU?
2017'nin son aylarında bütçe görüşüldü. Yüzde 11 büyüdük. Hükümet övündü. Ama nerede bu büyüme? Asgari ücrette yok, çiftçide yok? Nasıl oldu bu büyüme? Gerçek bir büyüme olsa işsizlik azalır. Milyonlarca genç işsiz. İşsizlikle mücadele edeceklerdi sözde. AKP Genel Başkanı işsizliği çökerteceğiz demişti, ne oldu? İşsizlik çöktü mü? Elin parasıyla büyüme, kalkınma olmaz. Elin parasıyla saray yaparsan ülkeyi aydınlığa çıkaramazsın.
VATANDAŞIN GELİRİ DEĞİL BORCU ARTTI
Büyümeyle vatandaşın gelirinin artması lazım, ama vatandaşın borcu arttı. İcra dairelerinin sayısı 15 yılda 2 katına çıktı. Geçen yıl 433 milyar lira bankalara borç varkeni 499 milyar liraya çıkmış. 66 milyar lira borç artmış. Hani gelir artışı? Borcun düşmesi lazım. Vatandaş bankalara ne kadar faiz ödedi, 2016'da 44 milyar lira faiz ödedi, 2017'de 51 milyar lira faiz ödedi. Madem faize karşıyız diyorsun, düşür o zaman faizi. KHK'yle akademisyenleri üniversiteden atmayı biliyorsun, çıkar bir kararname faizi sıfırla o zaman. Vatandaş hem faiz hem de dünyanın en ağır vergilerini ödüyor. Faize karşıyız diyorlar ama bunlar kadar faizden yararlanan yok, tam faizci hükümet. İçeride 620 milyar liralık faiz ödendi, bu faizi kim aldı?
VATANDAŞ 9 ÇEŞİT VERGİ ÖDERKEN, BEYEFENDİLER PARALARINI MAN ADASI'NA GÖTÜRDÜ
Vergilere gelince, vatandaşı kandırarak ağır vergiler alınıyor. Sabah yüzünüzü yıkamak için musluğu açtığınız anda 5 çeşit vergi alınıyor. Elektriği açtığınız anda 4 çeşit vergi alınıyor. Çocuğu sabah okula görene kadar 9 çeşit vergi alıyorlar. Bunlarda hiç insaf var mı? Bu beyler sizden 9 çeşit vergi alıyor; vergi ödememek için paralarını Man Adası'na götürüyorlar. Ben bounu söyleyince de seni mahkemeye vereceğiz diyor. Vermezseniz namertsiniz.
Bütün bu vergiler toplanıyor ama bütçede açık var. Bu kadar vergi alıp bir de hazine borçlanmasını yüzde 100 artırıyorlar. Her şeyde vergi var, peki bu borç ne? Siz vatandaş olarak sadece vergi ödemiyorsunuz. Bir de müteahhide yaptırılan yoldan para alıyorlar. Bu yoldan geçeceksin diyorlar, parasını alıyor. Vergi niye?
Açıkça bu hükümet nerede bir gariban görüyorsa onu soymaya kalkıyor. Hepsini kuruşu kuruşuna hesapladık. Diyelim bir emekli en pahalı ayakkabıyı, en pahalı gözlüğü, alamaz ya, borçlandı aldı diyelim; yüzde 8 vergi ödüyor. Elektrik su gibi temel maddelere yüzde 18 vergi ödüyor. Bunlarda adalet yok.
2016'da yatlarda ÖTV yüzde 8'di. Limonatada yüzde 0'dı. Bu yıl ÖTV'yi yüzde 0'a indirdiler. Limonata ve soğuk çayda vergiyi yüzde 8'e çıkardılar. Elinde viskiyle yatlarda gezene rahat ol dediler. Çay içene göz diktiler.
Bugün asgari ücret üzerinden prim ödeyip emekli olanın eline 718 lira maaş geçiyor. Bu paradan bir de vergi vereceksiniz. Hangisi adalet hangisi kalkınma? 2008'de reform yapmasalardı, bugün 1800 lira alacaktı. Çünkü aylık bağlama oranını düşürdüler. Emeklilerden reform diye 120 milyar lira kestiler. İşçi, emekçi, emekli kazanmadı ise kim kazandı? Geçen sürede şirketlerin karı arttı, işçi emekçilerin milli gelirden aldığı pay yüzde 35'ten yüzde 30'a düştü.
TERÖRLE MÜCADELE DEYİP VATANDAŞLA MÜCADELE ETTİLER
Devlet adaletle yönetilir. OHAL'in çok kısa süreceğini söylemişlerdi. O günden bu yana parlamentoyu askıya aldılar. Terörle mücadele dediler, gazetecilerle, akademisyenlerle, öğrencilerle mücadele ediyorlar. Boğaziçi Köprüsünde hiç bir sivile dokunmadığı halde boğazı kesilen er var. Kimse bunu yapana dokunmayacak deniliyor. Bu mudur adalet?
HAKİMLER SARAY KURULU OLMAYIN
Hakimler üzerinde büyük baskı var. HSK görevini sağlıklı yapamıyor. HSK üyelerine sesleniyorum; saraydan talimat almayın. ByLock'la ilgili araştırma yapılmalı kararı veren hakimler sürüldü. Şimdi bakıyoruz onlar sürüldü. HSK'ye soruyorum, neden sürdünüz bu hakimleri? Acaba saraydan size bir söz mü verildi? Hakimler Savcılar Kurulu olun, ama Hakimler Saray Kurulu olmayın. Eğer bir ülkede suçluyu hakim değil de siyasi otorite belirliyorsa, orada yargı bitmiştir. Bu konuda mücadele edecek kişi yargıçlardır. Teslim olmaktan kurtulmalıdırlar. Aksi taktirde yargı kan kaybeder. Bu durumda kimsenin can ve mal güvenliği olmaz. Bu modelin adı Hitler modelidir.
Şu anda Ege'deki adalarımız işgal altında. En son Keçi adasını işgal ettiler. Şimdi bu ada kimindir? Çık söyle... Ben merak ediyorum, yoksa siz bu adaları sattınız mı birilerine?" (EVRENSEL WEB TV)