Yazar Aziz Tunç’un eşinin pasaportuna el konuldu
2 yıldır yurt dışında sürgün hayatı yaşayan Yazar Aziz Tunç’un eşinin pasaportuna, Almanya’ya gitmek üzereyken havalimanında el konuldu.
Almanya’ya 2 yıldır görmediği eşini ve oğlunu ziyarete gitmek isteyen Yazar Aziz Tunç’un eşi Fatma Tunç, “Ailenizde sakıncalı kişiler var” denilerek engellendi. Atatürk Havalimanı polisleri tarafından, bir süre havaalanı karakolunda tutulan Fatma Tunç’un pasaportuna da el konuldu. Fatma Tunç durumu 'zulüm' olarak değerlendirirken Aziz Tunç da, "rehin alma tutumu" dedi.
‘OĞLUN VE EŞİN TÜRKİYE’YE GELSİN’ DEDİLER
Polisler ayrıca Fatma Tunç’a yurt dışına çıkabilmesi için eşi Aziz Tunç ve oğlu Feyzullah Tunç’un Türkiye’ye gelmesini şart koştu.
Havalimanı polisleri tarafından verilen tebligatta Fatma Tunç’un pasaportunun iptal edildiği ve pasaportun ‘muhafaza’ altına alındığı ifade edildi.
AZİZ TUNÇ VE OĞLU 2 YILDIR SÜRGÜN HAYATI YAŞIYOR
Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) üyesi olan Yazar Aziz Tunç bir panel için yurt dışında bulunduğu sırada 15 Temmuz Darbe Girişimi yaşandı. Daha önce KCK davasında tutuklu yargılandıktan sonra serbest bırakılan Aziz Tunç’un pasaportu bu sebepten dolayı iptal edildi. Aziz Tunç, 2 yıldan bu yana Avrupa’da sürgün hayatı yaşıyor. Oğlu Feyzullah Tunç da politik faaliyetlerinden ötürü Türkiye’ye dönemiyor.
Fatma Tunç’un evi daha önce defalarca polis tarafından basılmıştı.
FATMA TUNÇ: BU ZULÜMDÜR
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Fatma Tunç, "Diyecek bir şey bulamıyorum. Uzun zamandır görmediğim yol arkadaşımı, eşimi görmek istedim. Bu zulümdür" dedi.
AZİZ TUNÇ: REHİN ALMA TUTUMU
Evrensel’e konuşan Aziz Tunç da durumu, “Bu, resmen rehin alma tutumudur. Eşimin, benimle veya çocuklarıyla ilişkilendirilmesi tamamen rehin almak demektir. Kanunsuzdur, gayri ahlaki ve gayri insanidir” diye değerlendirdi. Aziz Tunç şöyle konuştu: “Bu sadece bana yapılmadı. Türkiye’de benzer birçok kişiye yapıldı. Daha özgün acılar da yaşandı. Eşim bu durumu hak etmedi, hiç kimse hak etmedi. Ancak görüldüğü üzere kuralsız, kontrolsüz bir zorbalık var. Biz bunları dile getirdiğimiz için sürgünde yaşamak zorunda kalıyoruz. Bu tarz şeylerle de cezalandırılıyoruz. Bunları aşmanın tek yolu, direnişi büyütmektir.” (İstanbul/EVRENSEL)