İş kazası geçirdi, borç katlandı… TBMM önünde kendini yaktı
Meclis önünde kendini yakan işçi Sıtkı Aydın, yaşadıklarını anlattı: 'İş kazası geçirdim, kredi çektim… Bir vekil gelseydi kendimi yakmayacaktım'
Derya KAYA
Ankara
İnşaat işçisi Sıtkı Aydın, “Geçinemiyorum” diyerek Meclis Devlet Hastanesinin önünde kendini ateşe verdi. Polislerin müdahale ederek kıyafetlerini söndürdüğü Aydın, hastaneye kaldırıldı. Durumu iyi olan Sıtkı Aydın'ı çaresizliğe iten süreç de ortaya çıktı. İnşaat-İş Ankara Temsilcisi Murat Can Çoban, iş kazası geçiren Ayd'ın çalıştığı şirketin verdiği sözleri tutmaması ve mahkemelerden sonuç alamaması üzerine borç batağına saplandığını, bu nedenle kendini yaktığını söyledi. Öte yandan CHP İstanbul İl Kongresinde konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın'a hitaben "O işçi kardeşime söyleyeyim Meclis'e niye geldin? Git Sarayın önünde yak" dedi. İnşaat-İş'e konuşan Aydın, 'Bir milletvekili gelseydi kendimi yakmayacaktım' dedi.
'GEÇİNEMİYORUM' DEDİ
TBMM Dikmen girişinin yaklaşık 50 metre yukarısında bulunan Meclis Hastanesi önüne elindeki benzin bidonuyla gelen 39 yaşındaki Sıtkı Aydın, "Geçinemiyorum" dedi ve kendini yakacağını söyledi. İnşaat işçisi olarak çalışan Sıtkı Aydın, benzini başından aşağı döktükten sonra çakmağı ateşledi. Meclis polislerinin müdahale etmesinin ardından Sıtkı Aydın'ın alev alan kıyafetleri söndürüldü.
Başının sol tarafında yanık olduğu belirlenen Aydın, olay yerine gelen ambulansla Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Elinde ve yüzünde ufak yanıklar bulunan Aydın'ın tedavisi Numune Hastanesi yanık ünitesinde yapılıyor.
İŞ KAZASI GEÇİRDİ, ŞİRKET VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMADI
Aydın'ı hastanede ziyaret eden İnşaat-İş Ankara Temsilcisi Murat Can Çoban, inşaat işçisini çaresizliğe iten süreci anlattı.
Aydın'ın 2013 yılında Sinpaş Altın Oran’da kalıpçı ustası olarak çalıştığı dönemde gece mesaisinde sırtüstü düştüğünü anlatan Çoban, düşme sonucu Aydın'ın kaburgalarının kırıldığını söyledi. Çoban, Delta isimli şirkete bağlı olarak çalışan Aydın'a kaza sonrası şirket sahibinin kendisini yoklukta bırakmayacaklarını söyleyerek ev, araba vereceklerine dair sözler verdiğini ifade etti. Tedavisi sonrası köyüne gönderilen Aydın'ın, iki ay yatalak olarak yaşamına devam ettiğini anlatan Çoban, şöyle devam etti:
“Delta şirketi Aydın'ı ‘Sana para gönderdik’ diyerek arıyor, ATM’ye gittiğinde 300 lira para görüyor. Aydın'ın kredi borçları olduğundan firmayı dava ediyor. Dava 5 yıldır çeşitli gerekçelerle devam ediyor. Bu süreçte 3 şahit dinleniyor ama hiçbir gelişme olmuyor. En son süreçte Aydın davayı Ziraat Bankası avukatına veriyor. Çalışmak istiyor ama çalışamadığından bu süreçte iyice psikolojisi de bozuluyor. Krediler ve borçları dolayısıyla yaşadığı sıkıntılara dikkat çekmek ve milletvekilleriyle görüşmek için Meclis önüne gidiyor. Orada Aydın'ı köşeye sıkıştırıyorlar. Arkadan biri yaklaşınca da alev alıyor”
‘İŞTE YÜZDE 11 BÜYÜYEN YENİ TÜRKİYE’
Devrimci Yapı, Yol ve İnşaat İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) da Sıtkı Aydın'a ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Bu ateş sizi de yakar” başlığı ile yayınlanan açıklamada, “Geçinemiyorum diyen inşaat işçisi Meclis kapısı önünde kendini yaktı. Memleketin her yanını şantiyeye çevirerek aç gözlü inşaat patronlarının arsızca büyümesini sağlayan siyasi iktidar biz işçileri ise uyguladığı ekonomik politikalar sonucu açlığa yoksulluğa ve ölüme mahkum ediyor” denildi.
İnşaat-İş Sendikası ise konuya ilişkin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada “TBMM önünde kendisini yakan inşaat işçisi arkadaşımız için, Ankara temsilciliğimiz Numune Hastanesine gitti. Takipçisiyiz. Unutmayın” dedi.
İşçi sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, sosyal medya üzerinden Aydın'ın fotoğrafını paylaşarak şu açıklamalarda bulundu: “İşçilerin maddi sıkıntılardan dolayı kendini yaktığı ülke. İşte yüzde 11 büyüyen Yeni Türkiye.”
KILIÇDAROĞLU: MECLİSE NİYE GELDİN? GİT SARAYIN ÖNÜNDE YAK
Öte yandan CHP İstanbul İl Kongresinde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: "Dün TBMM'de bir kişi üzerine gaz yağı döktü ve ateşe verdi. Niye? Geçinemiyorum diye. Bir gencecik vatandaşımız üzerine akaryakıtı döküyor kibriti vuruyor. Gazetelerin birinci sayfasında bile yer almadı. O işçi kardeşime söyleyeyim Meclis'e niye geldin? Git Saray'ın önünde yak. O zaman diyecek ki 'Beni çok seviyor kendisini ateşe verdi.'"
SITKI AYDIN, YAŞADIKLARINI ANLATTI
15 yıllık kalıpçı ustası Sıtkı Aydın, yaşadıklarını İnşaat İşçileri Sendikasına anlattı. Sendikanın Ankara temsilciliğinin Numune Hastanesi’nde ziyaret ettiği kalıpçı ustası Sıtkı Aydın'ın anlattıkları şöyle:
‘’15 yıllık kalıpçı ustasıyım. 2013 yılında SİNPAŞ’a bağlı Delta isimli bir taşeronda çalıştım. 13 Şubat 2013’te hiçbir iş güvenliği olmadığından kaynaklı şantiyenin üçüncü katından düştüm. Kaburgam kırıldı, omuriliğimde ve kafatasımda zedelenme oldu. Hastanede tedavi altına altındım. Omurilik zedelenmeme sebebiyet verdiği için bir aylık tedavi sürem boyunca hastanede hiç kıpırdamadan yatmak zorunda kaldım. Tam bir ay!
Bizlerin ancak cenazesinin değerli olduğu bu ülkede, firma yetkilileri hastanede yanıma geldi. Benim tedavi sürecimde yardımcı olacaklarını, şikayet etmemem durumunda bana ev alacaklarını, araba alacaklarını, para vereceklerini vaat ettiler. Bir ayın sonunda sanki bir köpeği dışarı atarmışçasına hastaneden çıkınca beni sedyeyle evimin kapısının önüne bırakıp çekip gittiler. Ha bir de 200 TL verdiler, sadece 200 lira!
'40 BİN LİRA KREDİ ÇEKTİM'
Bunun üzerine yine 2013 yılında SİNPAŞ’ı mahkemeye verdim. Gerek mahkeme süreci için gerekse çalışamadığımdan dolayı hayatımı sürdürebilmem için çeşitli ihtiyaçlarımı karşılamak suretiyle 30 bin TL kredi çektim. Yetmedi, 10 bin TL daha kredi çekmek zorunda kaldım.
'6 KERE HAKİM DEĞİŞTİ, MAHKEME HÂLÂ SÜRÜYOR'
5 senedir bu mahkeme devam ediyor, bu süreçte işsiz kaldım, tam 6 kere hakim değişti ama mahkeme hâlâ sürüyor.
SİNPAŞ ile mahkemelik olmamdan kaynaklı girdiğim her yerde beni işten çıkartıyorlar. Hatta bu yüzden kimi yerlerde kaçak çalıştım, sırf üç kuruş para kazanabilmek için. İnşaat işçisine her şeyi geçtim ücreti dahi verilmiyor, bedavaya çalıştırmak peşindeler. Sigortalarımız eksik ve gerçek ücret üzerinden değil, asgari ücret üzerinden yatırılıyor. Devletin bize verdiği Asgari Geçim Ücreti’ne patronlarımız sağ olsun el koyuyorlar. Göstermelik iş güvenliğinin olduğu şantiyelerde cambaz gibi çalıştırılmaya mecbur bırakılıyoruz.
'BİR MİLLETVEKİLİ GELSEYDİ KENDİMİ YAKMAYACAKTIM'
TBMM önüne sadece sesimi duyurmak için gittim. Giderken kendimi yakmak gibi bir niyetim yoktu. İstiyordum ki sadece bir milletvekili gelsin, inşaat işçisinin sorununu dinlesin, yaşadıklarımızı bir bilsin. Bir milletvekili gelseydi hiçbir şey olmayacaktı. Sırtımı duvara dayadım, elimde benzin bidonuyla bekledim. Ben bir milletvekilini beklerken, apar topar polisler üzerime geldiler. Hiçbir şey yapmayacaktım aslında. Polisleri öyle görünce, ben de dayanamadım. Üzerime benzini döküp çakmağı çaktım, kendimi ateşe verdim. Sadece bir milletvekili ile görüşmek için illa ölmek mi gerekiyor?
'15 TEMMUZ'DA SOKAKLARDAYDIM, REVA GÖRÜLEN BU MU?'
Ben 15 Temmuz’da iki gün sokaklardaydım. Bana reva görülen bu mu? Tecavüzcüler, hırsızlar mahkemenin ön kapısından girip arka kapısından çıkıyor, ama biz işçiler ölene kadar süründürülüyoruz. Hakkımızı istediğimiz için süründürülüyoruz.
Ben adaletsizliğin her zaman karşısında oldum, ama en ağır biçimde yaşadım adaletsizliği. Sadece sesimi duyurmak istiyorum"