Utanç tablosunu yüzlerine vurmak için…
İstanbul’da bir hastanede 155 çocuğun hamilelik sebebiyle hastaneye başvurduğu ortaya çıktı. Peki, bu utanç kime ait? Bu tablonun sorumlusu kim?
Erciyes Üniversitesi’nden bir kadın öğrenci
Kayseri
İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 155 çocuğun hamilelik sebebiyle hastaneye başvurduğu ortaya çıktı. Çocuklardan otuz sekizinin 13 yaşında olduğu ve bir kısmının Suriyeli mülteci çocuklar olduğu öğrenildi. Türkiye günlerdir bu “utanç tablosunu” tartışıyor. Evet, ortada büyük bir utanç var. Peki, bu utanç kime ait? Bu tablonun sorumlusu kim?
Bildiğiniz üzere 15 yıllık AKP iktidarı döneminde eğitim, hukuk gibi alanlarda birçok değişiklik ile karşılaştık. Özellikle eğitim alanında eğitim sisteminden, müfredatlara, sınav sistemlerine kadar “büyük” değişiklikler yapıldı. Hükümetin tüm bu değişikliklerdeki ana sloganı “Dindar ve kindar bir nesil” yetiştirmekti. MEB yönetmelikleriyle ortaokul ve lise öğrencilerinin nişanlanmasının önünün açılması, evli öğrencilerin açık öğretim liselerine yönlendirilmesi düzenlemeleri yapıldı. Bu düzenlemeler 4+4+4 eğitim sisteminin zorunlu eğitim yılını düşürmesiyle erken yaşlarda evliliğin önünü açtı. Yapılan bu sistemsel değişiklikler erken yaşta evliliğin hali hazırda yaygın olduğu ülkemizde resmen koltuk değneği yerini aldı. Mahkemelerin verdiği kararlar da hükümetin yaptığı sistem değişiklikleriyle bütünleşti.
KOLTUK DEĞNEĞİ OLARAK HUKUKSAL DÜZENLEMELER
Hukuksal alanda yapılan düzenlemeler “geleneklerin yaşatılması ve mağduriyetlerin giderilmesi” yolunda “büyük kazanımlar” sağladı. AYM resmi nikahtan önce imam nikahı kıyan çiftlere ceza uygulayan yasayı iptal etti. Cinsel ilişkide rıza yaşını 15’ten 12’ye düşürerek erken yaşta çocuk sahibi olmanın bir sorun teşkil etmediği düşüncesine hukuksal zemin hazırladı. Bizlere yasaların yeri geldiğinde toplumda yer etmiş zararlı ve bozuşturucu “gelenekleri” ortadan kaldırmak için düzenlemeler yapmakla sorumlu olduğu öğretildi. Fakat AYM verdiği kararlarla çocuk gelinlerin artmasının, kız çocuklarının eğitim ve sosyal hayattan mahrum bırakılmasının sorumlularından biri haline geldi. Öyle ki birçok vatandaşın bu düzenlemenin yapılmaması nedeniyle “mağduriyet” yaşadığını iddia ederek yasanın geri çekilmesi için mücadele eden kadınları “ikna etmeye” çalıştı.
UTANMASI GEREKEN KİM?
Tüm bunlar 115 çocuğun göz göre istismar edilmesinin ve bu durumdan utanması gerekenin kim olduğunu göstermektedir. Hatta sadece olayda valiliğin “soruşturmaya gerek yok” diyerek soruşturma izni vermemesi, bu durumu ifşa eden sosyal hizmet görevlisinin sürgün edilmesi bile bizlere utanması gerekenin kim olduğunu kanıtlamaktadır. Bu utanç tablosunun sorumlusu, meclisten “istismar yasaları” geçirmeye çalışanlar, Ensar Vakfı’ndaki cinsel istismar skandalının araştırılmasını reddedenlerdir. Bu durumdan utanması gereken siyasal iktidarın ta kendisidir. Biz gençlere düşen ise çocukların ve kadınların eşit, huzurlu ve güvenceli bir yaşam sürmesi için mücadele etmek ve bu utanç tablosunu sorumluların yüzüne vurmaktır.