'Savaşa karşı barış, OHAL'e karşı demokrasi talep ediyoruz'
Eskişehir’de HDP, EMEP, ÖDP, EHP ve Halkevleri yaptıkları ortak açıklamayla Afrin operasyonuna tepki gösterdi.
Eskişehir’de siyasi partiler yaptıkları ortak açıklamayla Afrin operasyonuna tepki gösterdi. Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Halkevleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin (ÖDP) Eskişehir il örgütleri tarafından, EMEP İl binasında yapılan açıklamada, “Türkiye'nin Afrin'deki siyasi ve askeri bu çıkışı halkımızın yararına değildir; ABD ve Rusya'nın temsil ettiği Ortadoğu'daki emperyalist işgalin çıkarlarına hizmet etmektedir” denildi.
Operasyonun Türkiye'yi çıkmaza sürükleyeceğine işaret edilen açıklamada “Bu savaşın faturası bizlere açlık, yoksulluk ve en acısı ölümlerle geri dönecektir. Savaşa karşı barışın, OHAL rejimine karşı demokrasinin, gericiliğe karşı laikliğin, yükseltilen şovenizme karşı kardeşliğin bayrağını yükseltmek için emek, demokrasi ve barış güçlerini mücadele etmeye çağırıyoruz” ifadeleri yer aldı.
Açıklamanın tam metni şu şekilde:
" ‘Milli güvenlik' meselesi gibi gösterilen Türkiye'nin Afrin'deki siyasi ve askeri bu çıkışı halkımızın yararına değildir; ABD ve Rusya'nın temsil ettiği Ortadoğu'daki emperyalist işgalin çıkarlarına hizmet etmektedir. Çünkü 7 yıldır süregelen Suriye savaşının faturasını kitlesel göç, mezhepsel ve etnik çatışma, dibe vurmuş ekonomi, her yerde patlayan bombalar ve çevre ülkelere düşman bir dış siyaset iflası olarak AKP Türkiye'si ödemeye devam etmektedir.
Barışı simgeleyen 'Zeytin Dalı' adıyla başlatılan bu operasyon; içeride ve dışarıda yan yana dizilmiş tabutlara ve sıvasız yoksul evlerin bahçesine kurulmuş taziye çadırlarına yol açacaktır.
İş bulamayan emekçilerin meclis önünde bedenini ateşe verdiği, Diyanet fetvasıyla 9 yaşındaki kız çocuklarıyla evlenmenin caiz görüldüğü bir toplumsal çürümenin kıyısında savaşa gidiyor Türkiye.
Sefalet ücretine mahkûm edilen milyonların sırtına binmiş vergi yükünün öfkesini boşaltmak için, ülkeyi bir açık hapishaneye dönüştüren OHAL rejimine karşı halkın demokrasi, özgürlük çıkışını kırmak için Afrin savaşı bir devlet bekası ve milli mutabakat hükümetini oluşturmak için pompalanıyor.
Emperyalist devletlerin önce Irak ve ardından Suriye'de sahneye koydukları bu kanlı oyuna dahil olan AKP'nin savaş ısrarı, yağmacı devletlerin egemenlik siyasetine hizmet edecek ve bu bataklığın ilerleyen evrelerinde bütün halkımızın güvenliğini tehdit eder boyutlara gelecektir. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adıyla onlarca kez isim değiştiren IŞİD ve el Kaide türevi eli kanlı cihatçı çetelerin iktidardan gördüğü himaye halkın güvenliği önündeki en büyük tehdittir. İnsanlık suçu işleyen bu çetelerin iki Türk askerini diri diri yaktıkları vahşetin hesabı hala sorulmuş değildir.
MHP ile kader birliği yapan, ancak ittifakına yeni partileri ve aktörleri katamayan saray siyaseti bu savaşla sağda birliği kurmayı, saray katında oluşan çatlakları gidermeyi amaçlamaktadır. Öte yandan tek adam düzenine karşı çıkan 'Hayır' cephesinin bütün toplumsal güçlerini bu zorlama operasyona dahil etme, olmuyorlarsa 'hain' ilan etme seferberliği en yetkili ağızlardan ilan edilmektedir.
Ülkenin bütün birikimini ve geleceğini bir adamın varlığına emanet eden AKP cephesi 'önümüze çıkanı ezeriz' sloganıyla 2019 seçim kampanyasını Afrin’den başlatmıştır. Patlayan bombalar ve dökülen kanlar ile 1 Kasım seçimlerini, YSK darbesi ile 16 Nisan referandumunu gasp eden bu siyasetin ülkeye, emekçilere, halklara ve geleceğimize vadedeceği tek bir şey kalmıştır; diktatörlüğe karşı çıkan herkese ve her şeye topyekün savaş..
İktidarın kendi çıkarı için dayattığı bu savaşın faturasını ödemek istemiyoruz. Türkiye'ye yönelen tehdidin kaynağı bölgemizin ezilen halkları değil; bizzat emperyalist sömürgelik siyasetinin savaş tezgahıdır.
Afrin'e yönelen bu savaş Türkiye'yi büyük bir çıkmaza sürükleyecektir, Suriye'deki iç savaşın sona ermesi yönünde ortaya konacak barışçıl müdahaleler Türkiye'nin temel politikası olmalıdır. Bir an önce bu savaş cephesi sonlandırılmalı ve şiddetten beslenen siyasetin yerini koşulsuz barış ortamı, yeniden kardeşleşme ve birlikte yaşama isteği almalıdır.
İktidarın kendi çıkarı için dayattığı bu savaşın faturası bizlere açlık, yoksulluk ve en acısı ölümlerle geri dönecektir. Savaşa karşı barışın, OHAL rejimine karşı demokrasinin, gericiliğe karşı laikliğin, yükseltilen şovenizme karşı kardeşliğin bayrağını yükseltmek için emek, demokrasi ve barış güçlerini mücadele etmeye çağırıyoruz." (HABER MERKEZİ)