Ragıp Duran: Gazetecinin görevi gerçekleri yazmaktır
Binali Yıldırım’ın medyaya verdiği 15 maddelik ‘yayın tavsiyesi’ni değerlendiren Gazeteci Ragıp Duran 'Gazetecinin görevi gerçekleri yazmaktır' dedi.
Gazeteci Ragıp Duran, Başbakan Binali Yıldırım’ın medya temsilcilerine verdiği 15 maddelik ‘yayın tavsiyesi’ni Zafer Arapkirli ile Seyr-i Sabah programında yorumladı. Duran, “Gazetecinin görevi halkın morali değil, gerçeklerdir” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye ve diğer ülkelerde kriz zamanı iktidar yanlısı söylemler artar” diyen Duran şunları söyledi: “Gerçekler moral bozuyorsa, bunun sorumlusu gazeteci değildir. Savaşlarda pembe haberler yayımlandığı zaman halk elbette mutlu oluyor. Buna Vietnam’da da rastladık. Vietnam savaşı boyunca yapılan haberler yüzünden, ABD vatandaşları uzun süre oraya demokrasi götürüldüğünü zannetti. Sonradan bir sorun olduğu ortaya çıktı askerlerin Vietnam sendromuyla neler yaşadığı ortaya çıktı.” Duran, “Eğer gerçekleri eğmeden bükmeden gazetecilik yapılırsa belki o zaman çok iyi bir medyadan bahsedebiliriz. Bir gazetecinin görevi onun bunun moralini yüksek tutmak değil, gerçekleri yazmaktır” dedi.
‘GAZETECİLİK KAHVE MUHABBETİ DEĞİLDİR’
“Bir gazeteci, editör, muhabir kendi ülkesinin ordusunu canı gönülden destekleyebilir. Ama gazetecilik bir kahve muhabbeti değildir” diyen Duran, “Bir ülkenin bir devletin bir liderin çıkarlarıyla bir gazetecinin yani gerçeğin çıkarları her zaman birbirini tutmayabilir. Gazeteci mesleğine sadıksa gerçeği savunmak zorunda o yüzden de iktidarla çatışma ihtimali çok yüksek. Bence başbakanın şunları yapsanız iyi olur memorandumu gereksizdi. Türk medyası eskiden beri TSK’nin ve hükümetin fikirleriyle paralel görüşler yansıtıyor zaten. Öyle eleştirel bir yapısı yok medyanın” ifadelerini kullandı.
‘SAVAŞTA GERÇEKLER DE ÖLÜR’
Avrupa’da barış gazeteciliği diye bir tür geliştirilmek istendiğini belirten Duran, “Gazetecilik ancak huzurlu dönemlerde yapılan bir şey. Çünkü savaş zamanlarında gazeteciler zaten istedikleri gibi çalışamazlar. İnsanlar ölüyor. Bizim gazeteci olarak sadece ideolojik olarak değil mesleki olarak da karşı çıkmamız lazım. Maalesef savaşta sadece insanlar değil gerçekler de ölüyor. Barış gazeteciliği ihtilafların savaş olmadan çözülmesini öneriyor. Mısır ve Suudi Arabistan’da yapılan gazetecilikle Fransa ve ABD’de yapılan gazetecilik arasında fark var ve bu rejim ve geleneklerle ilgili. Ne kadar demokrasi o kadar gazetecilik diyebiliriz. Bir ülkenin demokrasi standartları düşükse gazetecilik standartları da o kadar düşük oluyor” değerlendirmesinde bulundu. (MEDYA SERVİSİ)