Parıltı
Adnan Özyalçıner'in 4 Şubat 2018 tarihli Değinmeler'i: Parıltı...

SAVAŞIN ACISI
Savaş bitse de acısı sürüyor hep. İki yanda da. Yenen kim, yenilen kim belli olmadan.
GECELER BOYU
Geceler boyu takırdayıp duruyor kargalar, baykuşlar çığrışıyor, köpekler havlamayı bıraktı uluyor. Geceler boyu. Ay bulutun ardında hep. Yıldızlar da görünürde yok. Işımıyor. Bir karabasandır sürüyor. Geceler boyu. Karanlık bastırdıkça bastırıyor. Gün, gün ışımıyor. Karanlıktan.
KIPIRDAMADAN
Kış ortasında tam bir yaz havası. Herkes sokaklara uğradı, kırlara çıktı, deniz kıyılarında dinleniyor sanırsınız. Ne gezer? Herkes evinde barkında şimdi. Kilitli. Sıkışıp oturuyor. Savaş haberleriyle kucak kucağa. Kıpırdamadan.
GENEL DURUM
Ortalık toz duman günlerdir. Göz gözü görmüyor. Uğultudan kimse kimseyi duymuyor. Duysa da ne dendiği anlaşılmıyor. Rüzgar alıp götürüyor.
BEKLENTİ
“Güneş de doğar” umudu içinde geçiyor günlerimiz. Bekleyerek. Güneş doğuyor. Doğuyor da pek bir şeyin değiştiği yok şimdilik. Sisin, “Gün ortası karanlığın”, batağın, fırtınanın, gök gürültülerinin ardı arkası kesilmiyor.
GÜNEŞLE
Ay üç kez renk değiştirdi. Gece karanlığını alt etmek için. Dünyanın dört bir köşesine sinen karanlığı. Üç kez direndi karanlık. Son bir şansı kaldı. Dördüncüsünde yenilecek. Açan güneşle...
BARIŞ
Barış: Özgürce açan çiçek, uçan kuş. Sonsuzluğa doğru sakince uzanan deniz. Masmavi gökyüzü altında koşuşan çocuklarımız. Gülüşerek. Gülüşleriyle geceyi gündüze, kışı yaza çeviren.
PARILTI
Uçsuz bir buğday tarlası. Gözalabildiğine. Sarı, sarıdan da sarı enginliğiyle. Rüzgar estikçe dalgalanan sapsarı bir deniz sanki. Göz kamaştırıcı başaklarıyla salınan. Birer birer patlayacak olan milyonlarla başakların milyarlarla tanesiyle parıldayan.
Güneşmişçesine...
Evrensel'i Takip Et