04 Şubat 2018 22:09

Hindistan'da bulunan taş aletleri kim yaptı?

Hindistan’da bulunan taş aletler, insanoğlunun sanıldığından çok daha erken tarihlerde Afrika kıtasından yeryüzüne dağılmış olabileceğini gösteriyor.

Paylaş

Sarah KAPLAN

İnsanlığın kökeni sorunu geçtiğimiz yıllarda giderek içinden çıkılmaz bir hale geldi: Yeni araştırmalar ‘homo sapiens’in diğer türlerle etkileşimde olduğunu, çiftleştiğini Afrika’dan birden fazla dalga halinde temkinli bir biçimde çıktığını gösterdi.

Araştırmacılar antik çağı J. R. R. Tolkien’in Orta Dünyası ile karşılaştırdı fakat hobitler, cüceler ve elfler yerine bizim gezegenimiz Afrika’da modern insanları, Avrupa’da Neanderthalleri, Asya’da ise Homo erectusları kapsıyordu.

TAŞLAR BİR MİLYON YILLIK TARİHE SAHİP

Şimdilerde eski taş aletlerin hazinesi insanların modern yaşama uzanan dolambaçlı yolunun Hindistan’dan da geçtiğini belirtiyor.

Geçtiğimiz çarşamba günü “Nature” dergisinde yayımlanan bir makalede, araştırmacılar güney Hindistan’da bir arkeolojik sit alanı olan Attirampakkam’da ortaya çıkan binlerce taş aleti tanımladı. Söylenenlere göre aletler yaklaşık bir milyon yıllık bir tarihe sahip ve aynı zamanda büyük ve kör el baltalarının ince bir şekilde yontulmuş taş aletlere evrimini gösteriyorlar. İleri alet yapım kültürünün, 385 bin sene öncesinden -modern insanlığın Hindistan’a ulaştığı düşünülen tarihten çok daha önce- buralarda geliştiği görülüyor.

ALETLERİN YANINDA HİÇBİR KALINTI BULUNAMADI?

Peki bu teknikler Hindistan’a nasıl bu kadar erken ulaştı? Kalıtım Eğitimi için Sharma Merkezi’nin kurucusu ve raporun eş yazarı arkeolog Shanti Pappu’nun söylediğine göre milyon dolarlık soru tam da bu.

Hindistan’daki aletlerin yanında hiçbir kalıntının bulunmaması bu araçların modern insanlar tarafından mı yoksa insanın yakın akrabalarından biri tarafından mı üretildiğini belirlemenin imkansız olduğu anlamına geliyor. Eğer bu araçlar bizim türümüzün üyeleri tarafından üretildiyse bu önemli ölçüde insan evriminin tarihi çizelgesini değiştirebilir. Fakat bu Pappu’nun da kabul ettiği gibi oldukça büyük bir varsayım.

Pappu araştırmanın en azından Hindistan’da gizemli olan insana benzeyen türler ve onların dünyanın dört bir yanındaki akrabaları arasındaki karmaşık ilişkiyi belirttiğini dile getiriyor. Pappu bu dağılımın yalnızca belirli bir zaman diliminde basit doğrusal anlatıların yanlış olduğunu gösterdiğini söylüyor.

Modern insanlar Afrika’da evrimleşti ve muhtemel bir şekilde bizim türümüze ait olduğu bilinen en eski kemikler 300 bin sene önce Moroccon mağarasında bulundu. En son İsrail’de bir mağarada keşfedilen insan fosilleri insanların 194 bin yıl önce farklı kıtalarda bulunduğu anlamına geliyor.

Afrika’yı terk edene kadar, Homo sapiens’ler bir dizi yakın akrabası ile tanışmış olabilir. Paleoantropologlar insana benzeyen ilk türün Afrika’yı 1,7 milyon sene önce terk ettiğine inanıyor. Tabii hâlâ bu göçmenlerin hangi türlere ait olduğu hakkında bir tartışma sürüyor.

ARKALARINDA BIRAKTIKLARI TAŞLARDAN İZLERİNİ SÜRÜYORUZ

Ulaşılabilen sınırlı sayıda fosil ile insan evriminin ve göçünün hikayesini yeniden inşa etmeye çalışmak köşe ve kenarlar olmadan yalnızca ortadaki parçaların varlığının bilgisiyle içinden çıkılamaz bir iş haline geliyor. Bilim insanlarının atalarımızın izini arkalarında bıraktıkları taş aletler sayesinde izlemeleri gerekiyor.

ALETLERİ YANLARINDA MI GÖTÜRDÜLER?

Afrika’yı ilk terk eden insana benzeyen tür, her kim ise, yanlarında oval ve armut şeklinde el baltaları taşıdılar. Acheulean teknolojisini kemiği dövmek ve iliği sıyırmak için kullandılar. 1 milyon seneden daha uzun bir geçmişe dayanan Attirampakkam’da bulunan en eski aletler, bu gelenek sayesinde el ustalığı ile yapıldı.

Ancak, 385.000 ila 172.000 yıl önce (iki ucunda artı veya eksi yaklaşık 50.000 yıl) kapsayan bir kaya katmanından çıkan ikinci bir uygulama grubunda, bu ağır el baltaları yerini daha küçük, daha karmaşık aletlere bırakır. Aletlerde bulunan oyuklar mızrak gibi silahların yapımını sağlayan bağlantıları oluşturur.

BU ALETLER SOYUT DÜŞÜNME YETİSİ OLMADAN TASARLANAMAZ

Bu tarz bir teknoloji Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’da Neanderthaller ve Homo sapiens’ler ile ilişkilendirildi. Bu teknolojinin insanlar 100.000 sene önce güney Asya’ya varmadan Hindistan’a ulaşmış olabileceği düşünülmüyor. Levallois olarak bilinen bu tekniğin insanların bilişsel gelişimindeki önemli ilerlemelerle bağlantılı olduğu düşünülüyor. Çünkü böyle araçlar soyut düşünme ve geleceği planlama yetisi olmadan ustalıkla işlenemez.

George Washington Üniversitesinde paleantropolog olan Alison Brooks, Pappu tarafından tarif edilen küçük aletlerin gerçek Levallois noktaları taşıdığına ikna olmadığını belirtiyor.

“Bu hâlâ kocaman bir kıtada ufak bir nokta” diyen Brooks bu bulguyu bir bağlama yerleştirmek adına daha fazla araştırmanın gerekli olduğunu dile getiriyor.

Bu, aynı zamanda Pappu’nun da umduğu bir şey. Pappu’nun belirttiğine göre görece az paleontoloji kaynağı Hindistan’da yatırımda bulundu. Bilim insanlarına göre de bir tarihe dayanan ve Attirampakkam’da bulunan ilk aletler Hindistan’da bulunan ilk keşifler arasında yer alıyor.

Pappu bu araştırmanın Hindistan gibi bölgelere yeni bir bakış açısı ile bakmak adına bir sıçrama noktası olmasını umduklarını dile getirirken “Onların da anlatacağı bir hikâye var” vurgusunu yapıyor.

Başlık ve arabaşlık Evrensel’in tercihidir.
Washington Post’tan çeviren: Hazal Göçmen

ÖNCEKİ HABER

‘Kahveler işsiz dolu demek ki savaşmak huzur getirmiyor’

SONRAKİ HABER

Almanya’da 2,7 milyon işçiye yasal asgari ücret ödenmedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa