Betra Prefabrike işçileri, ‘Sarı öküzü vermeyeceğiz’ dedi

Sakarya Pamukova’da kurulu Betra Prefabrike AŞ’de DİSK/Cam Keramik-İş’e üye olan 3 işçinin işten atılması üzerine işçiler üretimi durdurdu. Fabrikada çalışan 45 işçinin tamamı Cam Keramik-İş’e üye olurken patron tüm işçileri işten atmakla tehdit etti. İşçiler, işten atmaların sürmesi halinde fabrikaya kapanma eylemine başlayacaklarını duyurdu. İşçilere eş ve çocukları da fabrika önüne gelerek destek verdi.

Fabrikadan “Ölmek var, dönmek yok”, “Köle değil işçiyiz, sendikayla güçlüyüz” sloganlarıyla çıkan işçiler fabrika önünde açıklama yaptı. Saat 13.00’e kadar fabrikada işbaşı yapılmadığı taktirde tüm işçilerin işten atılmakla tehdit edildiğini söyleyen Cam Keramik-İş Genel Sekreteri Ergin Ay, “Saat 13.00’ü 5 geçiyor. Siz onurlu ve kararlı bir şekilde atılan arkadaşlarınıza sahip çıktınız. 'Sarı öküzü vermeyeceğiz' dediniz. 'Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz' dediniz. Eninde sonunda hep beraber kazanacağız” dedi.

‘HAK İSTEMEK YASAK’

Fabrikada 10-15 yıllık işçilerin asgari ücret aldığını söyleyen Ay, “Bu fabrika trilyonlarına trilyonlar katarken sizler asgari ücretle, sağlıksız koşullarda çalışıyorsunuz. Duyduğumuza göre kısa bir süre önce bir arkadaşımızın parmağı kopmuş. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmıyor. Sorunlarınızı dile getirmek için gayet insani bir şekilde imza topladınız ve verdiniz. Onların cevabı, 'Sizi işten atarız' oldu. ‘Hak istemek yasak. Mücadele etmek yasak bize biat edeceksiniz, sizler bizim kölemizsiniz’ dediler” diye konuştu. “Hükümet açıklama yapıyor ‘Yüzde 11 büyüdük’ diyor. Büyük patronlar yüzde 50 kârlar açıklıyor” diyen Ay, “Memlekette hangi işçinin maaşı yüzde 50 arttı? Emeğiyle geçinenler niye payını alamıyor?​” diye sordu.

'HUKUKU ÇİĞNEYEN İŞVEREN'

Ay şöyle konuştu: “Anayasamıza göre, hakkını aramak isteyen işçi eylem yapabilir. Üretimi de durdurabilir. ‘Sendikaya üye olduğu için işçi işten atılamaz’ diyor Anayasa. Sen hangi hakla yasayı çiğniyorsun? Sizin yaptığınız iş hem ahlaki hem hukuki hem anayasaldır. Burada hukuku çiğneyen işverendir. Biz kendilerine görüşme talebimizi ilettik. ‘Biz sorunu çözmek için buradayız. Üretimin bir an önce başlamasından yanayız’ dedik.

Bunun için küçücük bir adım atmanız yeterlidir. Kimsenin işten atılmayacağını, ücretlerde  iyileştirme yapılacağını beyan etmeniz, seçilen işçi temsilcileriyle ve sendikayla bu konularda müzakere etmeniz yeterlidir. Biz üretimden yanayız. Biz kalkınmadan yanayız ama bu işçiye başka çare bırakmıyorsunuz. ‘Bırakın kartınızı, çalışmayın gidin’ diyen sizsiniz. İşçileri üretimi durdurmaya zorlayan sizsiniz. Atacağınız adımla bu sorun 15 dakikada çözülebilir. Biz bekleyelim bölmeye çalışalım, korkutmaya çalışalım burayı dağıtalım diye bekliyorlar. Bu süreç bu yüzden uzuyor. Siz bu kararlı duruşunuzu sürdürdüğünüz sürece hep birlikte kazancağız.” 

SARI ÖKÜZÜN HİKAYESİ

İşçilerin “Sarı öküzü vermeyeceğiz” demesine neden olan meşhur hikaye şöyle: “Çevredeki birkaç aslanın asla erişemediği bir öküz sürüsü varmış. Bir gün, aslanlardan biri bir hinlik düşünmüş ve sürü başına gidip, ‘Biz aslında sizi rahatsız etmek istemiyoruz ama şu sarı öküz çok dikkatimizi çekiyor; onu verirseniz siz de kurtulursunuz, biz de rahatlarız’ demiş. Sürünün önde gelenleri toplanıp ‘Sürünün menfaatleri adına’ sarı öküzü kurban etmişler. Ta ki aslanlar kısa bir süre sonra benzer bir bahaneyle kapılarına dayanıp başka bir kurban isteyene kadar… ‘Menfaatler adına’ kurban vermede öyle bir noktaya gelinmiş ki, sürü küçülmüş ve sonunda aslanlara tamamen yem olmuş. Aslanlara sürekli olarak kurban vererek kurtulacağını zanneden sürü liderleri, ‘Biz bu savaşı ne zaman kaybettik?​’ sorusuna cevap aramış. Ve “Bu savaşı, sarı öküzü verdiğimiz gün kaybettik’ demişler.” (Sakarya/EVRENSEL)