Meslek odaları yine iktidarın hedefinde
Erdoğan ‘Türk Tabipleri Birliğinin başındaki ‘Türk’ ifadesinin çıkarılması lazım’ dedi.
Birkan BULUT
Derya KAYA
Ankara
Cumhurbaşkanı Erdoğan meslek odalarını bir kez daha hedef aldı. Erdoğan, bu kez de “Türk Tabipleri Birliğinin başındaki ‘Türk’ ifadesi zaten Bakanlar Kurulu kararıdır. Bir defa onun oradan hemen, süratle çıkarılması lazım. Sadece Tabipler Birliği değil, Türkiye Barolar Birliği ile ilgili de aynı şey” dedi. İktidar ile ittifak halinde hareket eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, TTB’nin kapatılması gerektiğini savundu. Peki meslek odaları neden iktidarın hedefinde? Meslek odaları temsilcileri konuya ilişkin Evrensel’in sorularını yanıtladı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, meslek odalarının AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana hedefte olduğunu söyledi. AKP iktidarının yerli ve yabancı sermayenin çıkarlarının sözcülüğünü yaptığını söyleyen Koramaz, bu nedenle iktidarın TMMOB ve benzeri meslek odalarının kamu yararına yönelik söylemleri, davaları, raporları, özelleştirme politikalarına karşı vurduğu darbelerden rahatsız olduğunu vurguladı.
Koramaz, OHAL’in ilanından sonra Meclise gelen kanunlardan biri ile yeniden bunun denendiğini söyledi. Koramaz, “AKP’nin yaptığı hiçbir şey yerli ve mili değildir. En kritik sektörler emperyalist şirketlere, tekellere devredilmiştir. AKP her konuda olduğu gibi milliyetçiliği de hamaset olarak kullanmaktadır” dedi.
‘SEÇİMLE ALAMADILAR, HEDEFE KOYDULAR’
Meslek odaları organlarının tüm üyelerinin katıldığı seçimlerle belirlendiğini kaydeden Koramaz, meslek odalarına üye olmanın da zorunlu olduğunu söyledi. İktidarın demokratik seçimlerle ele geçiremediği meslek odalarına saldırdığını belirten Koramaz, şu anda genel kurul sürecinde olduklarını ve AKP yanlıların seçimleri kaybettiğini dile getirdi.
‘BAKANLAR KURULU KARARIYLA KALDIRILAMAZ’
Koramaz, “Fabrikaları, sanayiyi, tarımı, dereleri sadece kâr mantığıyla değerlendirenler, kentsel dokuya ve tarihsel mirasa değer vermeyen anlayış TMMOB’yi hedef almıştır. Dün Cumhurbaşkanının ‘Türk’ ve ‘Türkiye’ ibarelerinin kaldırılacağını açıklaması cehaletin yansımasıdır. Odalar Anayasa’nın 135. maddesine göre kurulmuş kamu niteliğindeki kuruluşlardır. Derneklerle kamu niteliğindeki kamu kuruluşlarını aynı sanan bir söylem geliştirilmektedir” dedi. Koramaz, bunun için ayrı ayrı kanun değiştirmeleri ya da KHK çıkarmaları gerektiğini söyledi.
'HUKUKA UYMUYORSA TEPKİ GÖSTERMEK GÖREVİMİZ'
Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran da Türkiye Barolar Birliği (TBB) adındaki “Türkiye” ifadesinin Bakanlar Kurulu kararıyla verilmediğine dikkat çekerek, Cumhurbaşkanının yanlış yönlendirildiğini söyledi. Anayasa’nın 135. maddesine göre kanunla kurulan bir meslek örgütü olduklarını belirten Canduran “Cumhurbaşkanı açıklamalarını bir parti başkanı olarak mı, bir Cumhurbaşkanı olarak mı yaptığı ayrımını ortaya koyamıyor. 2019 seçimleri henüz yapılmadı. Yeni Anayasa hükümleri devreye girmedi. Cumhurbaşkanı hükümetin lideri değil şu anda. Bir yemin etti. Tarafsız olmak zorunda. En önemli görevi ülkeyi bütün ve birlikte tutmak zorunda. Bu bir Anayasa ihlalidir. Bunu kimse sorgulamıyor” dedi. TBB’nin Türkiye’nin bir olması, bir bütün olarak kalmasından yana çaba gösterdiğini vurgulayan Canduran, buna aykırı bir tane baro kararı bulunamayacağını kaydetti. TBB’nin insan hakları, hukukun üstünlüğü ve parlamenter düzene ilişkin tavrını sürdüreceğini belirten Canduran, “Türkiye” ibaresini kaldırarak bunun engellenemeyeceğini kaydetti.
‘HERKES BENİM GİBİ DÜŞÜNMELİ’
Canduran, Cumhurbaşkanı ve hükümetin kendi gibi düşünen bir Türkiye yaratmak istediğini vurgulayarak, “Ben ne düşünüyorsam herkes böyle düşünmeli diye bakıyor” dedi. Canduran, hukukun üstünlüğünü bir kenara bırakmanın marifet haline getirildiğini belirterek, TBB ve baroların hukuka uygun olmayan her duruma tepki göstermesinin yasal yetkisi olduğunu kaydetti. Canduran, bunun hukuka uygun olmayan durumların fark edilmesi, vatandaşın bilgilendirilmesi açısından önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Hükümet ya da tek bir kişi olarak tek tip yaratmak peşinde iseniz hukuku savunan bir kurumu yanınızda istemezsiniz. Yargı yolu da fiilen kapalı olduğundan, hükümetin önünde onun hukuka aykırılığını değerlendirecek yargı sistemi de ortadan kaldırıldığından sizin gibi düşünmeyen her kurumu kapatma yönünde hareket edersiniz” dedi.
{{345033}}