'Cezaevlerinde ihlal edilmeyen bir hak neredeyse kalmadı'
Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu, hak ihlallerini tespit etmek amacıyla 20 cezaevinde yaptığı incelemeyle ilgili raporu açıkladı.
Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu, hak ihlallerini tespit etmek amacıyla Türkiye genelindeki 20 cezaevinde yaptığı incelemeyle ilgili hazırladığı raporu açıkladı. Rapor, cezaevlerindeki hak ihlallerinin ne boyuta ulaştığı hakkında detaylı veriler sunuyor.
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini incelemek amacıyla Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu, 20 cezaevinde 98 tutukluyla yaptığı görüşmeyle hazırladığı raporu açıkladı. Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Neşet Girasun, baroda düzenlediği basın toplantısında, 18 ayrı hak ihlali raporu hazırladıklarını söyledi. Komisyonun sahip olduğu koşullar ve mevzuatın izin verdiği sınırlar dahilinde tutuklularla görüşmeler gerçekleştirdiklerini anlatan Girasun, şöyle konuştu: “Komisyonumuzun sahip olduğu koşulların ve mevzuatın izin verdiği sınırlar dahilinde olabildiğince çok sayıda cezaevi ziyaret edilmiş ve farklı hukuki statüde bulunan çok sayıda tutuklu ve hükümlü mahpus ile görüşülmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede 20 Aralık 2016-31 Aralık 2017 tarihleri arasında Türkiye’nin farklı bölge ve illerinde bulunan 20 ceza infaz kurumu, 40 defadan fazla ziyaret edilmiş ve 92 mahpusla görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmeler neticesinde 18 ayrı hak ihlalleri raporu hazırlanmıştır.”
Rapora göre cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri şu şekilde sıralandı:
OHAL’DE İHLALLER TAVAN YAPT
* Çocuk cezaevlerinin kapatılmasının tartışıldığı günümüzde, birçok cezaevinde çocuk mahpusların şiddetin birçok türüne maruz kaldığı gözlemlenmiştir.
* Sağlık hakkına erişimin engellenmesi ( Kelepçeli muayene, revirde yeterli sayıda hekim bulundurulmaması, hastane sevklerinin ve revir muayenelerinin gecikmeli yapılması) ziyaret edilen cezaevlerinin neredeyse tamamında temel bir problem olarak ifade edilmiştir.
* Elazığ Kampüs Ceza İnfaz Kurumu’nda birçok ağır hak ihlalinin gerçekleştiğini belirtmek gerekmektedir. Süngerli oda, darp-işkence ve kötü muamelenin yanı sıra cinsel saldırı iddialarının da yoğun olarak meydana geldiği bir cezaevi olarak gündemden düşmemiştir.
* Mahpus olan anneleri ile birlikte cezaevlerinde yaşamak zorunda kalan küçük yaştaki çocukların ve annelerinin bulundukları ortamın şartlarından psikolojik ve fiziksel açıdan olumsuz etkilendikleri gözlemlenmiştir.
* Birçok cezaevinde mahpusların çeşitli nedenlerle cezaevlerinden nakilleri sırasında kelepçenin tersten takılması ve cezaevi personellerinin sözlü ve fiziki tacizlerde bulunması, banyo ve tuvaletleri görecek şekilde kameraların yerleştirilmesi, mevzuata aykırı olan kimlik kartı taşıma dayatması ve bazı mahpusların kameralarla donatılan, her tarafı sünger veya benzeri bir malzeme ile kaplı “süngerli oda” olarak tabir edilen odalarda keyfi bir şekilde tutulması gibi birçok uygulama, kötü muamele ve işkence yasağının ihlali anlamına gelmektedir.
* Siirt E Tipi Ceza İnfaz Kurumu ve Tarsus Kadın Ceza İnfaz Kurumu’nda avukat görüş odalarında kamera sisteminin tüm odayı gözetleyecek bir şekilde kurulu olduğu komisyon üyelerimiz tarafından tespit edilmiştir.
* OHAL’in ülke genelinde ilanından sonra, cezaevlerinde yıllardır yaşanan hak ihlalleri ve sorunlar gözle görülür ve hissedilir bir şekilde artmıştır.” (Diyarbakır/EVRENSEL)