HDP'nin yeni eş başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli
HDP 3. Olağan Kongresi baskı ve gözaltılara rağmen toplandı. Yapılan oylamada, Pervin Buldan ve Sezai Temelli Eş Genel Başkan olarak belirlendi.
Birkan BULUT
Buse VURDU
Ankara
HDP 3. Olağan Kongresi günlerdir süren gözaltılara, güvenlik önlemi adı altında engellemelere ve baskılara rağmen Ankara'da toplandı. Kitlesel katılım ve coşkunun damga vurduğu kongrede, tek adam rejimine karşı mücadele ve barış mesajı verildi. Kongrede delege oylarının tamamını alan Pervin Buldan ve Sezai Temelli Eş Genel Başkan seçildi.
HDP 3. Olağan Kongresi tüm baskı, gözaltı ve engellemelere rağmen "Dirençliyiz, Umutluyuz, Kararlıyız" sloganıyla Ankara Spor Salonu'nda toplandı. Kongre yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. Ankara Valiliği'nin kongreye gelenlere koyduğu 'çanta yasağı' da genişletildi. Yasaklara ruj, çakmak gibi eşyalar dahi eklendi. Üç farklı arama noktası kuruldu. Gazetecilere sarı basın kartı şartının yanı sıra laptop, şarj aleti, kulaklık gibi birçok engel konuldu. Bu nedenle birçok gazeteci sorunun çözülmesi için uzun süre arama noktasında bekledi. Kongre için saat 10.00'da toplanma çağrısı yapılmıştı. Ancak saat 10.15'te sahnenin arkası dahi dolmuş, salon tıklım tıklımdı. Milletvekilleri hep birlikte salonun ortasında tur atarak partilileri selamladılar. Kongre programının başladığı dakikalarda salonda oturacak yer bulamayanlar ayakta, giremeyenler de dışarıda bulunuyordu. Kongrenin başlamasından itibaren salondaki coşku saatlerce sürdü.
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, HDP eski milletvekili ve EMEP MYK üyesi Levent Tüzel, Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş ve Nuri Günay, ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş, TKP Genel Başkanı Erkan Baş, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun, KESK Eş Genel Başkanları Aysun Gezen ve Mehmet Bozgeyik, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, TTB ve birçok sendika ,demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. Öte yandan yurtdışından birçok sol, sosyalist ve devrimci örgüt ve partilerden kongreye temsilciler geldi. Geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan HDK ve bileşenlerinin eş bakanları, yöneticileri de kongreye selam gönderdiler.
SLOGANLARA MÜDAHALE TEHDİDİ
Oldukça kalabalık olan salonda polis, sloganları gerekçe göstererek “yasadışı sloganlar atılması” durumunda müdahale edileceği tehdidinde bulundu.
GAZETECİLER GİRİŞTE ENGELLENDİ
Basın mensuplarının salona bilgisayarlarını içeriye alabilmeleri polis engeline takılırken, tüm girişimler sonuçsuz kaldı ve hiçbir basın mensubu bilgisayarını içeriye koyamadı. Gazetecilerin verdiği bilgiye göre, AA başta olmak üzere birçok basın kuruluşunun İçişleri Bakanlığı’yla bu yasağın kalkması için iletişime geçti. Uzun süren görüşme trafiğinin ardından kongrenin başlamasına dakikalar kala gazetecilerin bilgisayarlarıyla salona girmelerine izin verildi.
Birçok yurttaşın ise telefonlarını kullanarak, kişisel sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayın yaparak salondaki atmosferi takipçileriyle paylaşmaya çalıştığı görüldü.
Kongre başlamasına dakikalar kalırken, salon tamamen doldu. Bu nedenle önceden kapalı kalması planlanan bölümlere de yurttaşlar alınmak zorunda kaldı.
İRADE BİRLİĞİ VE HALKIN DESTEĞİ
Geçen hafta CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nın yapıldığı aynı salon, dolmasına rağmen ruhsuz bir kurultaya sahne olmuştu. Kılıçdaroğlu'nun yeniden genel başkan seçildiği kurultayda Muharrem İnce'nin konuşması dışında salonu heyecanlandıran bir hava söz konusu değildi. CHP'nin adı gibi "olağan" kurultayından bir hafta sonra yapılan HDP'nin kongresine ise çeşitli engellemelere inat coşku ve kitlesellik damgasını vurdu. CHP'nin kurultayı ile karşılaştırıldığında iki şey öne çıktı: Partideki irade birliği ve halkın desteği. Kongrenin her türlü engele rağmen yapılacak olması bekleniyordu ama bu ilgi sürpriz oldu. Eş genel başkan tartışmaları kongre öncesinde tüketilerek Sezai Temelli ve Pervin Buldan'da karar kılındı. HDP Kongresi mücadele mesajını irade birliği ile verdi
AÇILIŞ KONUŞMASI BEŞTAŞ VE ÖNDER'DEN
Meral Danış Beştaş, Kürtçe açılış konuşmasına gelen katılımcıları selamlayarak başladı. Beştaş, “Bugüne kadar HDP kongresini toplayamaz diyorlardı. Ama şu salon onlara en net cevaptır. Bugün faşizm, zulüm ve karşısında birlikteyiz. Dünden bu yana kongreye katılımları engellemek için her şeyi yaptılar. Yapmadıkları bir şey kalmadı. Ancak gelişinizi engelleyemediler. O nedenle emeğiniz kutsaldır. Yeniden hoş geldiniz” dedi.
Kongrenin özgürlük, barış ve birlikteliğe vesile olması temennisinde bulunan Beştaş, tutuklu milletvekilleri ve belediye başkanlarının rehin olarak tutulduklarını söyledi ve kendilerine salondan selam gönderilmesini istedi. Selamlaması salonda büyük alkış topladı.
'32 BİN KATILIM SAĞLANDI'
Sırrı Süreyya Önder ise “Bu dayanışmaya hepiniz hoş geldiniz. Bu barış ve özgürlük şölenine şeref verdiniz” diyerek konuşmasına başladı.
Önder, şöyle konuştu: “Bu halk ne zaman ihtiyaç olsa kundakta çocuğunu bırakıp özgürlük ve barış mücadelesi için seferber olmuştur. Ne mutlu size ne mutlu sizin temsilciniz olana. Bu iradenin gücünü kırmak için zalimce zorbaca zindanda tutulan başa eş genel başkanlarımız ve bütün vekil arkadaşlarımızı ve belediye başkanlarımızı selamlıyoruz. Onların bize devrettiği bayrağı biz de devredene kadar yere düşürmeme sözü veriyoruz.”
Önder, “An itibariyle salonda ve dışarıda yer alan misafirlerimizin katılımcılarımızın sayısı 32 bine ulaşmıştır” dedi.
KEMALBAY: TEK ADAM REJİMİ DAYATILIYOR
'TEK ADAM MI KAZANACAK, HALKLAR MI?'
HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay açılış konuşmasında, iktidarın siyasi darbe ile OHAL ve KHK'lerle halkı sindirmeye çalışarak tek adam rejimlerini dayatmaya çalıştıklarını söyledi. Kemalbay, "Biz özgürlük ve demokrasi için mücadelemizi sürdürüyoruz. 2018 yılında halklar mı kazanacak, tek adam mı kazanacak sorusunun yanıtını arayacağız. O yüzden bütün toplumsal muhalefeti ezilenlerin, hele de kadınların gençlerin taleplerini birleştirmek boynumuzun borcu olsun" dedi.
Erdoğan ve AKP rejiminin bu mücadeleden korktuğu için herkese saldırdığını belirten Kemalbay, sadece HDP'ye değil, TTB, KESK, Furkan Vakfı, gazeteciler de dahil olmak üzere herkese saldırdığını ifade etti. Türkiye'de tek adam rejiminin ilan edilemesi için itildiği karanlıkta artık halkın nefes alamadığını belirten Kemalbay, "İşçiler, emekçiler seslerini bedenlerini yakarak duyurmaya çalışıyorlar" dedi.
'ULUSLARARASI MAHKEMELERDE YARGILANACAKLAR'
Türkiye'nin Afrin'e saldırmasının Türkiye halkları için hiçbir gerekçesi olamayacağını ifade eden Kemalbay, Afrin'deki sivil ve çocuk ölümlerine dikkat çekti. Kemalbay, bunun sorumlularının uluslararası mahkemelerde yargılanacaklarını söyledi. Asker ölümlerine de tepki gösteren Kemalbay, "Askeri de yaşatmalıyız. Askerlerin tabutuna dirseğimizi koyup konuşamayız" dedi.
Kemalbay konuşmasında konferans sonuçlarına da yansıyan özeleştirelere de değindi. Dönemin ihtiyaçlarına yanıt verecek bir mücadeleyi geliştiremediklerini kaydeden Kemalbay, "Özellikle Sur'da Cizre'de direnişlerde yaşamını yitirenlerin mücadelesini büyütmekte yeterince başarılı olamadık. Halklarımızın bize gösterdiği cesareti çok daha iyi değerlendirebiliriz" dedi.
İhsan Çaralan yazdı: HDP, legal siyasetin dışına itilme kuşatmasını kıracaktır!
DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ'IN MESAJI OKUNDU
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden onbinlerin katıldığı partisinin kongresine mesaj gönderdi. 4 Kasım 2016 tarihinden bu yana tutuklu olan ve büyük kongrede aday olmayacağını açıklayan Demirtaş’ın kongre mesajını divan eş başkanı Sırrı Süreyya Önder okudu. Kalbim olanca sıcaklığıyla kongre salonunda atıyor” diyen Demirtaş, “Direnişe faşizmin cevabı tutuklama olacaksa, bin tane daha yeni hapishane yapsalar, bizi dolduracak yer bulamamalılar” diyerek partililere çağrıda bulundu.
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi'nden kongreye mesaj gönderdi. 4 Kasım 2016 tarihinden bu yana tutuklu olan, hem milletvekilliği hem de parti üyeliği düşürülen Yüksekdağ'ın kongre mesajını divan eş başkanı Meral Danış Beştaş okudu. Bugün yeni bir ufkun yükseldiğini belirten Figen Yüksekdağ, "Ankara’dan Afrin’e bizleri birleştiren aynı ufka bakıyor olmaktır. Ve bütün inancımızla bir kez daha söylüyoruz; Savaşa karşı, ölüme karşı yaşam zaferimiz olacak" dedi.
BALUKEN: AMAÇ MÜCADELEMİZİ TASFİYE
HDP'nin tutuklu eski Grup Başkanvekili İdris Baluken de mesajında "Bu tarihi kongremizin gerçekleşmemesi için üç yıla yakın bir süredir yürütülen siyasi soykırım operasyonlarının amacı siyasi mücadelemizi tamamen tasfiye etmekti. Bugün gerçekleştireceğimiz kongre siyasi soykırım operasyonlarının sonuca varamadığının kanıtıdır. Aynı şekilde halklarımızın kongremize yönelik taşıdığı coşkunun kendisi siyasi soykırım operasyonlarına en büyük cevaptır. İçerideki koşullar ne olursa olsun, mücadelemizin zafere ulaşacağı güne kadar kararlı irademizi tereddüt etmeden sürdüreceğimizi tüm halkımızın bilmesini isteriz" dedi.
LEYLA HALİD: SAVAŞA KARŞI SESİMİZİ SİZLERLE YÜKSELTİYORUZ
Kongrede konuşan, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Üyesi Leyla Halid de Türkiye sokaklarında gördüğü manzarayı Filistin’e benzettiğini belirterek, Afrin savaşına değindi. Halid, şöyle konuştu:
"Sizlere Filistin halkının selamını getirdim. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Sekreteri, İsrail zindanlarında yatıyor. Onları ve tüm yoldaşlarını ve ayrıca Selahattin Demirtaş ile yoldaşlarını selamlıyorum.
Zindanların kimlikleri yoktur. Zindanlar aynıdır. Hepsinin işlevi demokrasiyi ve özgürlüğü engellemektir. Bunu biz Fransız zindanlarından öğrendik. Bizler, sizinle dayanışma içinde olarak yeryüzündeki tüm zindanları yıkıp onların yerlerine kültür merkezleri ve okullar açacağız.
‘TÜRKİYE’DEKİ MANZARAYI FİLİSTİN’DE GÖRÜYORUZ’
Bugün Ankara’da iki görüntü gördüm. Sokaklardaki ve bu salonun etrafındaki polis güçlerini gördüm. Aynı manzarayı biz Filistin’de görüyoruz. Ancak bu salona girdiğim zaman Türkiye halklarını ve Kürdistan halklarını gördüm. Bu salondan yükselen sesler bütün zindanlardaki zincirlerin sesini bastıran, her taraftan yankılanan halkların sesidir.
‘AFRİN’DEKİ SAVAŞA KARŞI SESİMİZİ SİZLERLE YÜKSELTİYORUZ’
Sömürgeciliğin, baskının ve şiddetin olduğu her yerde direniş mutlaka yükselecektir. Sizler direniyorsunuz. Sizler, sömürüye karşı verilen mücadelenin sesisiniz. Direnen Filistin halkı adına sizleri selamlıyorum. Bizler, Afrin’deki savaşa karşı sesimizi sizlerle yükseltiyoruz. Savaşlar hayatı değil ölümü yaratır. Halklar yaşamı ve geleceği yaratırlar. Bu salondan mücadele eden tüm halklara selam olsun.
Sizden bir ricada bulunacağım; İsrail’e karşı boykot hareketini yükseltmenizi istiyorum. Bu siyonist güçler nerede olurlarsa olsunlar mücadeleyi omuz omuza yükseltmemiz gerekir.
Dayanışmamız sizlerle. Halkların mücadelesi yaşayacak!"
PERVİN BULDAN: SAVAŞLAR EN BÜYÜK FELAKET VE YIKIMDIR
3. Olağan Büyük Kongresi'nde eş genel başkan adaylarının konuşmasına geçildi. "Kararlılık ve cesaret yol haritamızdır" diyen HDP Eş Genel Başkan Adayı Pervin Buldan, "Çözüm savaşta değil barıştadır. Çözüm ölme ve öldürmede değil, yaşama ve yaşatmadadır." çağrısında bulundu.
Buldan'ın konuşmasının satır başları şöyle:
"Bütün ayrıştırmalara, ötekileştirmelere, düşmanlaştırmalara karşı HDP kardeşliğin, bir arada eşit ve özgürce yaşamın kendisidir. Partimiz; Türkiye’nin çoğulcu çok kimlikli yapısını oluşturan Kürt, Türk, Laz, Arap, Çerkez, Alevi, Ermeni, Süryani ve Ezidi halklarını, tüm inançları, ezilen, ötekileştirilen tüm kimlikleri temsil eden Türkiye demokrasisi için bir siyasi değerdir. İşte bizi güçlü kılan da temsil ettiğimiz bu değerler ve ortak vatanı hep birlikte inşa etme iddiamız, kararlılığımızdır. Karşımızdaki güçler tekçiliği ne kadar dayatırsa dayatsın biz çoğulculuğu, farklılığı, çok renkliliği savunmaya ve yaşatmaya devam edeceğiz.
'HDP DİZ ÇÖKMEDİ BU DA ONLARA DERT OLSUN'
"HDP, onurlu ve büyük insanlık yürüyüşünün adıdır. HDP barıştır, HDP özgür yaşamdır. Ve bu büyük yürüyüşü kimsenin engellemeye gücü yetmeyecektir. Seyit Rıza’nın 'Ben hilelerinizle baş edemedim, bu bana ders olsun. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim. Bu da size dert olsun' demişti. HDP tüm baskılara rağmen diz çökmedi, çökmeyecek, buda onlara dert olsun."
'TÜRKİYE AFRİN'E BAŞLATTIĞI SALDIRILARLA KANLI SÜRECİN İÇERİSİNE DAHİL OLDU'
"Değerli dostlar, hepinizin bildiği üzere hem küresel hem bölgesel olsun büyük yıkımların yaşandığı oldukça zorlu ve karanlık bir süreçten geçiyoruz. Yakın tarihte olduğu gibi Ortadoğu ve yaşadığımız bölge kirli hesapların ve savaşların hedefi konumunda. Bir yanda emperyal politikalar ve bunu sonucu olarak sürdürülen vesayet savaşları, yıkımlar diğer yanda ise halkların özgürlük ve demokrasi mücadelesi onurlu direnişi var. Suriye’de yaşanan acı ve yıkıma hepimiz tanığız. Orada Suriye halklarının kendi geleceğine dair karar vermesini engelleyen bir savaş sürdürülüyor. Ne yazık ki; Türkiye de, Afrin’e başlattığı saldırı ile Suriye’deki bu kanlı sürecin içerisine dahil oldu."
"Oysa Rojava halkları birkaç yıldan bu yana özelde Suriye, genele tüm Ortadoğu’ya model olabilecek demokratik bir yönetimin inşası için muazzam bir çaba sürdürüyordu. O topraklarda var olan bütün etnik aidiyetlerin ve inançların eşit şartlarda birlikte yaşama olanağı yaratıldı. Din, dil, ırk, inanç, mezhep ve cinsiyet ayrımcılığının olmadığı eşit ve ekolojik bir toplum. Türkiye’ye bugüne kadar bir tek kurşun sıkmamış, dayanışma ve dostane ilişkiler kurmayı önermiş bu halka devlet aklı ne yazık ki yüzyıldır yürüttüğü hasmane politikalarla cevap vermeği yeğ tuttu. Geçmişten bugüne karakollarla, mayın tarlalarıyla toplumsal olarak sınırın bu tarafından ayrıştırılan Efrin halkı günümüzde sınıra örülen duvarlarla dışlandı. Ve şimdi ise kendi topraklarındaki varlıklarına da açılan savaş ile son verilmek isteniyor."
Yurtiçinde ve yurtdışında barıştan yana açık tutum alıyoruz. Barışı savunuyoruz. Çünkü geçmişten bugüne tüm zamanlarda insanlık tarihi tanık olmuşturki savaşlar en büyük felaket en büyük yıkımdır. O nedenle barış elzemdir. Barış ahlaklı olandır, erdemli olandır. Barış kötülüklere, kötülüklerden beslenenlere karşı durmaktır. Barış varlığımızı, evlatlarımızı, geleceğimizi kurtarmaktır.
'ANNELERİN AYAKLARININ ALTINA CEHENNEMİ SERDİNİZ'
"Yıllardır bu toplumu ırkçı söylemlerle, sahte tehdit algılarıyla ölmeye, öldürmeye ikna etmeye çalıştılar. Fakat biliniz ki hiçbir anne savaşlarda ölsün, sakat kalsın diye çocuk doğurmaz. 40 yıldır evlat acısıyla yaktığınız annelerin ayaklarının altına cehennemi serdiniz. Mersin’den İstanbul’a Isparta’dan Hakkâri’ye Ardahan’a Samsun’a… Hiçbir anne babaya evladının, hiçbir kadına nişanlısının, eşinin, sevgilisinin, hiçbir çocuğa babasının tabutunu göndermeyin. Zira hiçbir mertebe dindirmez bu acıyı, hiçbir mükâfat dolduramaz yitirilmiş canların yokluğunu."
'TTB'Yİ DAYANIŞMAYLA SELAMLIYORUM'
"Tüm bunlara karşı oluşturulan bu otoriter rejimin gölgesinde savaşa karşı durmak, ses çıkarmak, barışı yaşamı savunmak anında infazı gerektirecek bir suç haline getirildi. Oluşturulan bu hukuksuz ortamda estirilen milliyetçi-militarist ruhla sanatçısından, aydınına, gazetecisine, doktoruna sıradan yurttaşına herkesimden insan gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, yaşamı tehdit ediliyor. O nedenle yaşamı savunmanın haklılığından ve bunu ifşa eden hakikat yanlılarından alabildiğine korkuyorlar. Bunca baskı bunca zulüm zorbalık bu nedenledir. Ben buradan bu vesile ile yaşamdan barıştan yana tavır alan, Türk Tabipleri Birliği’nin değerli yöneticilerini, değerli barış akademisyenlerini, onurlu basın emekçilerini saygı ve dayanışmayla selamlıyorum.
Akabinde toplumun tüm duyarlı kesimlerine buradan sesleniyorum. Milliyetçi-Tekçi rejimin isteklerine, uygulamalarına, felaketlerine mecbur değilsiniz. Ülke olarak buna mecbur değiliz!"
'ÇÖZÜM YAŞAMA VE YAŞATMADADIR'
"Bu gidişat durdurulmazsa ülkemiz uçuruma doğru hızla sürüklenecek. Buradan bir kez daha iktidara çağrı yapıyoruz. Yol yakınken, bu ülke daha kan kaybetmeden bu politikalarınıza son verin. Acı ve yıkımlara neden olan savaş politikalarından vazgeçin. Çözüm savaşta değil barıştadır. Çözüm ölme ve öldürmede değil, yaşama ve yaşatmadadır."
"Bütün çabam, mücadelem bu emaneti bu zor zamanların altında ezmeden layıkıyla, taşıyabilmek; barışa ve aydınlık bir geleceğe bütün varlığımla katkı sunabilmek üzerine olacaktır. Sözlerimi bitirirken belki kişisel gözüken ama gerçekte bu ülkede binlerce ananın yazgısı kılınmak istenen bir durumu anmak istiyorum. Ben, 'faili meçhul'lerin kol gezdiği bir zamanda babası katledildiği gün doğan bir evladın anası oldum. Ölüm nedir bildim. Zulüm nedir gördüm. Elimde sihirli bir program yok. Ama acı deneyimlerle edindiğim gerçek bir bilgi var. En zayıf barış bile bir günlük bir savaştan daha iyidir. Eğer savaştan medet umanlar bir gün barışı ve yaşamı düşünme noktasına gelirlerse onlara, acısını yüreğine gömmüş binlerce ananın sesi ve uzatılan eli olmaya hazırım. Siyasi yaşantımı barış için aktif sorumluluklar alarak kinden ve intikam duygusundan uzak durarak bugüne getirdim. Bugünden sonra da bedeli ne olursa olsun bir barış nöbetçisi olarak devam edeceğim.”
TEMELLİ: İKTİDAR YAŞAMIN HER ALANINA SALDIRIYOR
Pervin Buldan’ın ardından diğer aday Sezai Temelli kürsüye çıktı. İstanbul doğumlu olan Temelli, salonu selamlayarak konuşmasına başladı.
Temelli, “Umutla ve cesaretle geldiniz ama gelirken bir rekora da imza attınız. Dünyanın GBT (Güvenlik Bilgi Taraması) rekorunu kırdınız” diyerek, dünden bu yana kongreye katılmak için yollarda olan binlerce kişinin yaşadıklarına dikkat çekti.
İktidar milli mutabakat yoluyla, kirli ittifak yoluyla sadece ekonomiye değil yaşamın her alanına saldırıyor. En çok zarar gören de yine emekçiler. Sadece 2017 yılında 2 bin 6 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Güvencesiz çalışmak iş hayatı haline dönmüştür. İş yerinde güvenlik koşulları yoktur. Türkiye ucuz emek cehennemine dönmüştür. İktidarın ötekileştirdikleri bu cehennemin en çok sömürülenleridir. Emekçiler sadece sömürüye maruz kalmamaktadır. İşsizlik baskısı en şiddetli baskıdır.
'DUR DEME ZAMANI GELMİŞTİR'
Asgari ücret Türkiye’de açlık sınırının altındadır. Bugün asgari ücret alanlar hiçbiri insan ihtiyacını karşılayamaz durumdadır. Enflasyonla uygulamış olduğu yanlış iktisadi politikalarla. İşsizlik, enflasyon çift hanelidir, halk yoksuldur. Bu çift hanelerden kurtulmanın yolu tüm emekçilerle tüm çiftçilerle bu mücadeleyi yükseltmektir. Hükümet ne zaman hesapları tutturamasa yeni vergiler çıkarmakta ve yükünü yoksullara yıkmaktadır. En ciddi adaletsizlik vergi adaletsizliğidir. Her 100 liralık verginin 70 lirası dolaylı vergi. Bu dolaylı vergilerle hükümet savaşı, sarayı finanse etmektedir. Buna dur deme zamanı gelmiştir.
BU ÜLKEYİ YÖNETMEYE ADAYIZ
Onları bir arada tutan, onları yurttaş yapan aslında bütçe hakkıdır. Bütçe hakkının gasp edilmesi sosyal haklarımızın gasp edilmesidir. Hükümet, bu faşist zihniyet yoksulluk üzerinden kitle desteği sağlıyor. Yoksullara yönelik sosyal yardımları kendisi bahşediyormuş gibi sunmaktadır. Bu süreci biz yöneteceğiz nasıl kendimizi yöneteceğiz diye yola çıktıysak şimdi de bu ülkeyi biz yöneteceğiz. Buna imkanımız var. En önemli hedef budur. Halklarımızla emekçilerle kadınlarla tüm toplumla beraber bu ülkeyi yönetme adayız. Bunun için önümüzdeki süreçte demokrasi cephesinde yer alan herkesle yan yana mücadelemizi yükselteceğiz.
16 Nisan’da bunu gösterdik. Herkes kendi hayırıyla geldi. Şimdi gene yan yana gelebiliriz. Bu yoksulluğu, bu savaşı bitirebilir. Buna inanmalı bunun için çalışmalıyız.
CESARETİ HERKESE BULAŞTIRACAĞIZ
Bizler nasıl buraya umudu yüklenerek geldiysek şimdi bu kararlılıkla mahallelerimize, iş yerlerimize sokaklarımıza döneceğiz. Bir kez daha örgütleneceğiz, bir kez daha güçleneceğiz. Hep beraber radikal demokrasi anlayışımızla Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle, Sünnisiyle, Romanıyla, Hıristiyanıyla sınıf mücadelesi aklıyla örgütleneceğiz ve iktidara gideceğiz. İşte stratejik hedefimiz bu. Tüm örgütlerimiz mahallelerde, iş yerlerinde, tarlalarda halkla buluşacak. Bizler kara deryalarda bir feneriz. Umudun yolcularıyız. Dönen dönsün yolundan biz dönmeyiz. Cesaretliyiz, kararlıyız. Cesareti herkese bulaştıracağız. Unutmayın biz haklıyız. Mutlaka kazanacağız.”
PERVİN BULDAN VE SEZAİ TEMELLİ EŞ GENEL BAŞKAN SEÇİLDİ
823 delegenin oy kullandığı kongrede Pervin Buldan ve Sezai Temelli oyların tamamını alarak Eş Genel Başkan seçildi.
Oylamanın ardından teşekkür konuşması yapan Sezai Temelli, "O kadar uzun bir teşekkür listesi var ki, kolaylaştırmak için şöyle yapalım: Herkes herkese teşekkür etsin, herkes herkese sarılsın hepimizin verdiği sözler var. Bu sözleri tutacağız. Mutlaka kazanacağız." diye konuştu.
Teşekkür konuşması yapan Pervin Buldan da, "Emeği geçen tüm arkadaşlarımıza, Türkiye’nin her yerinden gelen halklarımıza , bugün burada bu emeği sarf eden tüm arkadaşlarıma, yoldaşlarıma en içten sevgilerimi sunuyorum. Hepimizin yolu açık olsun. Hep birlikte kazanacağız. Selahattin başkanın dediği gibi o gemiyi limana ulaştıracağız" ifadelerini kullandı. (ANKARA)
KONGREDEN NOTLAR:
· 10 Ekim Katliamı'nda yaşamını yitirenler adına 10 Ekim-Der divana kırmızı bir karanfil gönderdi. Sırrı Süreyya Önder'in "katliamda yaşamını yitirenlerin önünde saygıyla eğiliyoruz" sözleri üzerine salon ayakta alkışladı.
· Salonun dört köşesine "adalet", "özgürlük", "demokrasi" ve "aşitî" yazan pankartlar asıldı.
· Feleknaz Uca Ermenice, İngilizce , Kürtçe, Almanca dahil 15 dilde katılımcıları selamladı.
· Kongreyi izlemek isteyen gazeteciler zor anlar yaşadı. Gazetecilerin bilgisayar, şarj aleti, güç kaynağı, hatta kalem gibi araç ve gereçleri salona alınmadı. Gazeteciler birbiriyle dayanışma ile ekipmanlarını paylaşarak çalışabildiler.
· Kongre salonunda en çok alkışı Türkiye ve Afrin'de barış çağrıları, Sur ve Cizre'de yaşanan katliama gösterilen tepki, tutuklu milletvekillerine verilen destek ve Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebi aldı.
{{345147}}