'Hayal bile edemeyeceğimiz sıfırlar dönüyor'
“Hayat standartlarımız oldukça düşük, attığım her adımı düşünmek zorundayım çünkü her adım para demek.”
Kübra LAZ
Burak İNCE
Kocaeli Üniversitesi
Ülkemizde işçi-işsiz, öğrenci olup çalışmak zorunda kalan, mezun olup iş bulamayan ya da mesleğini icra edemeyen birçok genç var. Gençlerde işsizlik oranı %20,1’e, üniversite mezunu gençlerde ise %30’a kadar yükselmiş durumda. Bahsedilen yüzdeler üniversite öğrencilerinde yüksek bir kaygıya sebep oluyor. Aynı zamanda üniversite okuyan gençlerin birçoğu öğrenim hayatları süresince bir yandan çalışmak durumunda kalıyor ve sistem içerisindeki yarışta da geriye düşüyor.
Gazetecilik bölümü örgencisi olan Melike üniversitenin kampüsünün bulunduğu İzmit ilçesinde bir kafede çalışıyor. Biz de onun yanına çay içmeye gidiyoruz. Şans bu ya Giray’ı da yakalıyoruz orda; Giray Enerji Mühendisliği bölümünü bitirmiş, altı aydır işsiz. Sohbet ederken mevzu ekonomik sorunlara geliyor.
“ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIYORUM”
Giray, her şeyin giderek pahalı olduğunu insanların temel ihtiyaç maddelerini alırken dahi alım güçlerinin çok düşük olduğunu ve bu konunun kendisi için de bir sorun olduğunu söylüyor. Melike de devletin herhangi bir yardımda bulunmadığından yakınarak, “Dört kardeşiz, hepimiz okuyoruz. Ailem yeteri kadar katkıda bulunamıyor bu sebeple çalışmak zorunda kalıyorum.’’ diyor. Günün sekiz saatinde çalıştığını, çok yorulduğundan okul için sadece 2-3 saatini ayırabildiğini söylüyor.
“HER ADIMIMIZ PARA DEMEK”
Çalışmak zorunda olmasının okulunu da etkilediğini söyleyen Melike aldığı eğitimin tamamen teorik olduğunu ve pratikte bir gazete bile göstermediklerini belirtiyor. Hayatının en verimli dönemlerinde olduğunu ancak sıkışmışlık içerisinde yaşadığını dile getiren Melike, “Hayat standartlarımız oldukça düşük, attığım her adımı düşünmek zorundayım çünkü her adım para demek.” diyor. Yeni yılda gelen zamları faturalardan gördüğünü belirtirken “Yeni yılda asgari ücrete de zam geldi ancak yapılan zammı asla yeterli bulmuyorum. Asgari ücret harici her şeye kat kat zam yapılıyor. Bizim ülkemizde var olana biat etmek gibi bir huy var. Daha kötüsü ile kıyaslayıp bulunduğumuz durumu iyi görmeye çalışıyorlar. Asgari ücrete bu zammın yeterli ve iyi olduğunu söyleyen bakanlar veya çocukları bir ay geçinebilsin bu parayla o zaman kimse bir şey demez zaten.” diyerek tepkilerini dile getiriyor.
“DAYIN-AMCAN YOKSA TERMİNATÖR OLMAN GEREKİYOR”
Yoksulluk sınırının ülke içerisindeki duruma göre belirlendiğini söyleyen Giray, “Asgari ücret yoksulluk sınırının çok altında kalıyor. Her şeye şükür edebiliriz ancak ülkede şartları varken asgari ücretin bu kadar düşük olması şükür edilebilecek bir şey değil.” diyor ve gençlerin çalışmak zorunda olduğunu, ülke içerisinde kayıt dışı çalışma oranının da oldukça yüksek olduğunu bu yüzden gençlerin bu düşük rakamlara çok ses çıkaramadığını söylüyor. Üniversite mezunu olduğunu ancak Kocaeli gibi bir sanayi kentinde işsiz kaldığını söyleyen Giray, “İşe girmem için fiziksel bir engelim yok. Türkiye şartlarında mühendislik oldukça iyi bir bölüm ancak çok fazla mezun var. Okullarda verilen eğitimler farklı, çok iyi okullar dahi olsa eğitimin niteliği oldukça düşük. Okullarda öğrettikleri ile işverenin isteği arasında uçurumlar var. Benim durumum vardı, bir şekilde bütün eğitimlerimi alabildim; ancak önemli olan bu değil, dayın-amcan yoksa bir işe giremiyorsun ya da terminatör olman gerekiyor.” dedi. Düşük meblağlara çalışıp hiç yoktan tecrübe kazanmak istediğini orada bile amca-dayı istediklerini de ekliyor.
“DEVLETİN BEKASI İÇİN İYİ BİR GEREKÇE ASLINDA”
Ekonomik mevzulardan başlayan sohbet metal sektöründeki grevlere geliyor. Ülkenin savaşa girmiş olduğundan dolayı milli güvenliği zedeleyeceği söylenerek lokavt kararı verilmişti. Bunun üzerine Melike “Son zamanlarda birçok şey bu bahaneyle bastırılıyor. Sonuçta sınır güvenliği diyorlar, devletin bekası için iyi bir gerekçe aslında. Dışarıdan bakıldığında mantıklı gibi dursa da aslında bizim için bahaneden başka bir şey değil. Ülke olarak savaşa girebilecek şartlarda değiliz, ileride de olamayacağız.” diyor. Savaşa yatırılan milyonlarla çok daha iyi şeyler yapılabileceğini ekliyor.
“SAVAŞIN SONUÇLARI HALKA KESİLECEK”
Yapılan harekât ile ilgili çok bilgisi olmadığını söyleyen Giray, “Türkiye jeopolitik olarak çok şansız bir yerde. Sınırın olduğu her yerde bir sıkıntı olabilecek bir pozisyona sahip.” diyor. Sınırlarımıza bombaların düştüğünü, savaşın etkilerini maddi-manevi hissedeceğimizi söylüyor. Savaşa hayır diyenlerin terörist ilan edildiğini konuşuyoruz. Giray, insanların ifadelerinden dolayı bu şekilde yaftalanmasının doğru olmadığını belirtiyor.
Savaşın sonuçlarının halka kesileceğini söyleyen Melike “Bahsettiğimiz olaylarda hayal bile edemeyeceğimiz sıfırlar dönüyor. Haliyle devlet verginin vergisi diyerek bu sıfırları bizden çıkaracak.” diyerek tepkisini dile getiriyor. Melike, “Olaylar barışla çözülemiyorsa savaş en kısa süreye indirilmelidir.” diyerek bitiriyor sözlerini.