11 Şubat 2018 11:58

Türkiye işçi sınıfı tarihi: 1970’li yıllar

Türkiye’de işçi sayılarına ilişkin sağlıklı verilere ulaşılması mümkün olmasa da 1970 sonrasında toplam işçi sayısında büyük bir artış olmuştur.

Paylaş

1970’li yıllar, işçilerin tüm baskı ve engelleme girişimlerine rağmen çeşitli nedenlerle hareketlendiği, örgütlenmeye ve talepleri için mücadeleye giriştiği, kendisi için sınıf olma çabası içine girdiği bir dönem olarak bilinmektedir. İşçiler bu dönemde, sendikaların işyeri düzeyinde örgütlenmesi ve toplusözleşme imzalayabilmesinin de verdiği avantajları iyi kullanmış, önemli örgütlenme başarıları ve mücadele deneyimleri yaratmıştır. Bu dönemde özellikle işçilerin kendi inisiyatifleri ile gerçekleştirilen işçi eylemlerinin son derece etkili ve caydırıcı olduğu görülmüştür. Dönem dönem işçi eylemleri, sendikal yapıların önüne geçmiş, böylesi durumlarda harekete geçen sendikal bürokrasi birçok eylem ve direnişin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur.

İŞÇİ SAYISINDA ARTIŞ

Türkiye’de işçi sayılarına ilişkin sağlıklı verilere ulaşılması mümkün olmamasına rağmen, 1970 sonrasında toplam işçi sayısında büyük bir artış yaşanmıştır. Bu yıllarda ülkede hızlı bir sanayileşme süreci yaşanmış, sanayi dışındaki alanlarda da üretimin boyutu ve teknolojisi önemli ölçüde gelişmiştir.1970’li yıllarda, başını özel sektör işçilerinin çektiği çok sayıda işçi eylemi yaşanmıştır. Özellikle 1970’lerin ikinci yarısından itibaren ekonomik krizin derinleşmesi ve siyasal krizin sık sık hükümet değişikliklerini zorunlu kılması nedeniyle, kitlesel işten atılmaların yoğunlaşmasına bağlı olarak işçiler, 1970’li yılların ikinci yarısından itibaren hareketlenmeye başlamışlardır.
1970’lerin ortasından itibaren gerek sendikal mücadele alanındagerekse siyasal mücadele alanında karşıt güçler son derece kesin bir biçimde ayrılmış, sonraki süreçteki çatışma çok sert bir biçimde gelişmiştir. Metal işçilerinin Metal Eşya Sanayicileri Sendikası’na (MESS) karşı yürüttükleri grevler ve giderek yoğunlaşan yasa dışı grev ve işçi direnişleri sınıf mücadelesinin son derece gerilimli bir ortamda gelişmesine neden olmuştur.

MESS’E KARŞI GREVLER

1970’li yıllarda en dikkat çekici eylemlerin başında MESS’e karşı metal işçilerinin (DİSK ve Maden-İş’in) yürüttüğü grevler gelmektedir. 1976-77’deki ilk MESS grevlerinde en önemli tartışma, sözleşmenin her bir işyerinde ayrı ayrı patronlarla mı, yoksa MESS ile Maden-İş’in bütün işyerleri ve bütün işçiler için tek bir grup sözleşmesi olarak mı yapılacağı üzerinde olmuştur.
DİSK’in en büyük sendikası olan Maden-İş, grup sözleşmesinin patronları birleştireceğini ve birlikte davranmaya iteceğini, bunun da MESS üyesi patronlarla işçiler lehine sözleşme yapmayı zorlaştıracağını belirterek, “grup sözleşmesine evet” demenin işçi sınıfına ihanet olacağını ifade etmiştir. Grup sözleşmesi yapılmasının temel amacı, işçilerin daha fazla sürece katılabildiği işyeri toplu sözleşme düzeninin yerini işkolu sözleşmesine bırakmasıdır. Böylece bir işçi sendikası, o işkolundaki işveren sendikasına üye tüm işyerlerini aynı anda birleşmiş bir şekilde karşısında bulmaktadır. Genel grev, dayanışma grevi, uyarı grevinin olmadığı, grev hakkının alabildiğine kısıtlandığı dönemin koşullarında grevin hemen hiçbir etkinliğinin kalmayacağı Maden İş’in yayınlarında açıkça belirtilmiştir. 
Maden İş’in bütün itirazlarına rağmen dönemin DİSK yönetimi, MESS’in bu tehlikeli tuzağını dikkate almayarak, grup sözleşmesi yapmanın, işçilerin lehine olduğunu, bunun burjuvazi karşısında işçileri birleştireceği ve daha güçlü kılacağı, bu nedenle grup sözleşmesi yapmanın sınıf açısından daha yararlı olacağı propagandasını yapmış ve sonuçta MESS’in istediği olmuştur.

MESS’E BAĞLI İŞYERLERİNDE YAPILAN EYLEMLER 

1974 ve sonrasında ise işçi eylemlerinin ve bu eylemlere katılan işçilerin sayısı artmış, eylemlerin biçimleri sertleşmiştir. Bu dönemde yaşanan ekonomik gelişmelerin de etkisiyle kamu kesimi işyerleri de hareketlenmeye başlamış, hatta bazen işçi eylemlerinin odak noktası haline gelmiştir. MESS verilerine göre, 1976 ve 1977 yıllarında sadece MESS’e bağlı işyerlerinde yasadışı eylemlere ilişkin veriler şöyledir:

Eylem biçimi    1976     1977 
Oturma grevi    22             7
İşgal                    1              1
Verim düşürme 13            8
Yemek boykotu    5           3
Diğer                      4           6
Toplam                45          25

EYLEMLER BÜYÜYOR

1977’de MESS’e karşı yapılan grevler, metal işkolunun o güne kadar tanık olduğu en büyük grevler olmuştur. MESS’in tespitine göre, 1977 grevleri, yalnızca o işkolunun sınırları içinde kalmayıp bütün işkollarındaki işçi-işveren ilişkilerini yakından ilgilendiren bir mücadele haline geldiği gibi, Türkiye solunun iktidardaki Milliyetçi Cephe Hükümeti’ni düşürmek için yürüte geldiği mücadelenin de merkezi olmuştur. Böylesi geniş ölçekli ve etkili sonuçlar yaratan bir kitle grevinin nedenlerinin salt işkolunun ve işyerlerinin ekonomik koşulları ve işçi talepleri çerçevesinde açıklanması elbette mümkün değildir. 
İşçilerin yasaları karşılarına alarak gerçekleştirdikleri eylemler, özellikle 1980 yılında artarak yaygınlaşmış, işyeri işgalleri ve güvenlik güçleriyle çatışma biçiminde de görülmüştür. Ayrıca yine bu dönemde farklı sendikalara üye işçilerin de ortaklaşa eylemler yaptığı görülmüştür.

ÖNCEKİ HABER

Ders yok, stajda iş çok

SONRAKİ HABER

‘Bir şeyler yapmalıyız’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa