Mücella Yapıcı: AKM'de yıkım bir an önce durdurulsun
AKM’de yıkım çalışmaları başladı. Bugüne kadar gelen süreci Evrensel'e değerlendiren Mimar Mücella Yapıcı, yıkımın durdurulmasını istedi.
Eylem NAZLIER
İstanbul
Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezinin (AKM) yıkımı için çalışmalar, bakanlık ve mahkeme kararlarına, meslek odalarının, kent savunucularının itirazlarına rağmen başladı. Yıkıma itiraz eden kent savunucuları ise, AKM’nin yıkılmasının hukuka aykırı olduğunu savunuyor.
AKM’de yapılan çalışmaları Evrensel’e değerlendiren Mimar Mücella Yapıcı, AKM’nin İstanbul’da herkesin belleğine yerleşmiş bir yapı olduğuna dikkat çekti ve ekledi: “Daha da önemli kamusal bir kültür alanı. Opera binası. Bugün AKM’nin fonksiyonunu taşıyan kamusal olan başka bir bina yok. Süreyya Operasını yaptılar, ama Süreyya Operasının teknik donanımı, opera için uygun değil. Prova salonları yok.”
AKM’DE YAPILAN ÖZELLEŞTİRME
AKM işletmesiyle ilgili yenileme kurulu kararına tepki gösteren Yapıcı, “Oradaki mesele bir kültür varlığının yıkılıp, orada devasa bir bina yapılması ve işletmesinin özel işletmeciye verilecek olması. Kamusal alan olan bir kültür varlığını kaybediyoruz. Yenileme kurulunun aldığı karar son derece yanlış. Garip emirle alınmış bir karar” dedi.
‘AKM KÜLTÜR VARLIĞI OLARAK TESCİLLİ’
AKM’nin Taksim Anıtı ve Gezi Parkı gibi kentsel sit alanı olduğunu söyleyen Yapıcı, yıkımın koruma hukukuna aykırı olduğunu şu sözlerle anlattı: “AKM’de çok önemli kurul kararları var. Önce meydanın tescil kararı yani meydanı tanımlayan AKM, Anıt, Gezi Parkı gibi tanımlanan bir meydan. Etrafındaki kültür varlıklarıyla tanımlanıyor. Bu da yetmedi anıt eser olarak tescilinin üstüne 2007’de bir de grup tayin edildi, ayrıca birinci derece kültür varlığı olarak tescil edildi.”
‘TESCİL KARARI GİZLİ KAPAKLI KALDIRILDI’
En son iki kez AKM’nin onarımı hakkında Kültür Bakanlığı tarafından projenin onaylandığını söyleyen Yapıcı, “Erdoğan ‘Bir proje hazırlıyoruz’ diye ortaya çıktığında biz dedik ki ‘bir durum’ 2013 gezi eylemleri sırasında özellikle meslek insanları ve odaları canımız pahasına AKM’yi koruduk. Aman bir şey olmasın diye. Daha sonra AKM’nin içine girdiğimizde gördüğümüz manzara bizi hayret ettirmişti. Hiçbir şey yapılmamıştı. Onun üzerine defalarca suç duyurularında bulunduk, siz burada ne yapıyorsunuz diyerek. Bu proje ortaya çıkmadan bir ay önce, AKM’nin tescil kararı kaldırıldı. Biz bunun üzerine dava açtık. Geçtiğimiz gün acil yürütmeyi durdurma kararı alınsın diye tekrar mahkemeye gittik. Davamız var, birlikte ne yapabileceğimizi konuşuyoruz. Bir an önce yürütmeyi durdurma kararı verilmesini istedik” değerlendirmesinde bulundu.
‘ASBEST BÜTÜN İSTANBULUN SORUNU’
AKM’de çalışmaların asbest nedeniyle durdurulması ile ilgili de uyarılarda bulunan Mimar Mücella Yapıcı, “Bu mücadele sürerken asbest meselesini ortaya atmak yanlıştır. Alırlar kimyasalla, naylonla kapatır biz de asbestten kurtulduk deriz. Asbest yüzünden yıkmayakcaklar mı? Asbest bir binanın yıkılması için neden değil. Çözüm asbestli imalatın yenisiyle değiştirilmesiydi. Onarımda zaten bu değişecekti.” sözleriyle asbest tartışmasının yıkımı meşrulaştırmak için bir argümana dönüştürüldüğüne dikkat çekti. Yapıcı şöyle devam etti: “Asbest çok ciddi bir mesele. Sadece AKM’nin yıkılmasıyla ilgili bir mesele değil. Bu ne binanın yıkımını etkiler, ne de yıkılması için nedendir. Asbestli malzeme temizlenir hiç kimsenin bilmediği bir şey var. Bazı ilçeler hâlâ asbestli borulardan su içiyor. Bütün İstanbul’da önlem alınması lazım. ’70’li ve 80’li yıllarda yapılan bütün yapıların içinde asbest kullanılmıştır. Bütün yıkımlarda özellikle Bağdat Caddesi’nde , kontrolsüz bütün yıkımlarda asbest problemi var. Hatta kent sempozyumunda buna dikkati çektik. Bütün İstanbul bu saldırının altında.”