17 Şubat 2018 01:01

İhraç edilen eğitimciler: Yaşadıklarımız ufkumuzu açtı

Geçen yıl şubat ayında, çoğu Çorlu’da olmak üzere Tekirdağ’da ihraç edilen Eğitim Sen üyesi eğitimcilerle bir yıl içinde neler yaşadıklarını konuştuk.

Paylaş

Tuncay SAĞIROĞLU
Çorlu

15 Temmuz darbe girişiminden sonra “Darbeciler ile hesaplaşma, devletin FETÖ’den temizlenmesi” gerekçesiyle ilan edilen OHAL, süreç içinde AKP tarafından  kendi muhaliflerini susturmak, emek ve demokrasi güçlerini baskı altına almak için kullanıldı. Gazete ve televizyonlar kapatıldı, kültür dergileri ve yayınevlerinin kapısına kilit vuruldu, şirketlere ve bankalara el konuldu, sendikalar ve dernekler kapatıldı, gazeteciler işsiz kaldı... Ama toplumu birebir etkileyen binlerce kamu emekçisinin KHK’lerle mesleklerinden ihraç edilmesi oldu.

‘KAZIM HOCA HEPİMİZİN EN KARARLISIYDI’

İhraçlardan, darbe girişimi öncesinde hem Gülen Cemaatine hem de AKP Hükümetine karşı mücadele eden kamu emekçileri ve akademisyenler de nasibini aldı. Geçen yıl şubat ayı içinde çoğu Çorlu’da olmak üzere Tekirdağ’da ihraç edilen Eğitim Sen üyesi eğitim emekçileriyle, bu bir yıl içinde neler yaşadıklarını konuştuk. Kahvaltıda bir araya geldiğimiz eğitim emekçileri, söze Kazım Hoca’yı anmadan başlamadı. İki dönem Eğitim Sen Çorlu Temsilciliği, ihraç edilmeden önce de Tekirdağ Şube Sekreterliği yapan Kazım Hoca’nın, geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybetmesi onları çok etkilemiş. Kazım Hoca ile ihraç olmadan önce aynı okulda görev yapan İbrahim Hoca, onu anlatırken şunları söylüyor: “Her dönem mücadeledeki tutumu ile bize moral vermiştir. Her koşulda mücadeleyi sürdürmekte kararlıydı. Kimseyi dışlamadan bir çalışma yürütürdü, türbanlı öğretmenlerin sorunlarıyla da ilgilenirdi. En çok zoruma giden geri dönüş mücadelesini kazanmadan aramızdan ayrılması oldu.”

'ASLINDA İŞÇİ HAREKETİNE SALDIRDILAR'

Aynı KHK ile 32’si Eğitim Sen Tekirdağ Şube üyesi olmak üzere toplam 42 eğitimci ihraç edilmişti. Barış Hoca, birçok ile kıyasla bu kadar fazla eğitimcinin ve üstelik aynı anda ihraç edilmesini şöyle değerlendiriyor: “Başta Çorlu ve Çerkezköy işçi merkezleri. İşçi hareketinin de kısmen ileri olduğu bir yer. Eğitim Sen bu bölgedeki işçi mücadelesinin en büyük destekçisi ve hatta örgütleyici konumundaydı. İşçi sendikaları ile platformlar kurup 1 Mayıs’ın kitlesel kutlamalarının öncülüğünü yapıyordu. Bunun için Tekirdağ’da Eğitim Sen’e dolayısıyla aslında işçi hareketine saldırdılar.” 

'EN BAŞARILI ÖĞRETMENLER ATILDI'

İhraç edilen öğretmenlerin, okullarındaki en yetkin ve verimli çalışan eğitimciler olduğunu kendileri değil, öğrencileri, meslektaşları ve yaptıkları çalışmalardan aldıkları ödüller söylüyor. Beden eğitimi öğretmeni olan Sevda Hoca “Gönüllü ve ücretsiz olarak çalıştırdığım takımlar başarılar kazandı. En büyük üzüntüm benden sonra bu takımlarla kimsenin ilgilenmemesi” diyor. 

Fen lisesinde yaptığı etkinliklerle okulun ödüller aldığını anlatan Nurşen Hoca, şöyle devam ediyor: “Atılan bütün arkadaşlar okullarının en başarılı öğretmenleriydi. Ergene Halk Eğitim Merkezinde görevliyken ihraç edilen eğitimci arkadaşlardan biri, kırk kadar kadın öğrencisinin bulunduğu sınıfına gidip ihraç edildiğini söyleyince kadınların ‘Evet hocam duyduk. Çorlu’nun en iyi öğretmenleri atılmış’ dediğini söyledi.”

‘İHRAÇ EDİLECEĞİMİZİ DÜŞÜNMEMİŞTİK’

AKP Hükümetinin “OHAL ve KHK’leri darbecilerin yargılanması için yapıyoruz” açıklamasını hatırlatan eğitimciler, ilk başlarda ihraç olacaklarını akıllarına bile getirmediklerini belirtiyor. İbrahim Hoca, ihraç olduğu gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “O gün okula geldim ve ihraçları duydum, ama kendi üzerime hiç almadım. Çünkü KHK’ler FETÖ’cüler için yayımlanıyordu. Bir baktım ki ihraç listesinde benim de ismim var. Bundan sonra ne olacak, diye düşündüm. Artık işe gitmeyecektim, işimden alınmıştım. İlk başta sanki bir boşluk hissettim...”

Nurşen Hoca ise yaşadığı ilk duyguları şöyle aktarıyor: “Ben ADD’ye giden, Atatürkçü bir öğretmendim. İlk başta beni ihraç etmelerine bir anlam veremedim. Niye ben, diye kendi kendime sorardım. İşimi, okulumu severdim. Çalışkan bir öğretmendim...”

Barış Hoca ise farklı bir bakış açısı getiriyor: “Ben AKP’nin yerinde olsam aynısını yapardım. Çünkü AKP’nin eğitim sistemini değiştirdiği 4+4+4 uygulamasına, eğitimin gericileştirilmesine, tacizlere karşı çıkan, barış diyen bizlerdik. Sisten bizim üzerimizden diğer eğitimcilere ve topluma gözdağı veriyor.”

‘ŞİMDİ DAHA GÜÇLÜYÜM’

Sohbetimizden ihraç edilen eğitimciler arasında duygu ve düşünce birliğinin geliştiği anlaşılıyor. Aynı saldırıyla karşılaşmış olmaları, geri dönüş için birlikte verdikleri mücadeleler onları birbirine yakınlaştırmış. Bir araya gelip sohbet etmekten zevk alıyorlar. Hayatlarındaki bu olumsuzluğun olumlu etkileri de olduğu konusunda hemfikirler. “Daha önce okulla ev arasına sıkışan bir hayatım vardı” diyen Nurşen Hoca, “Şimdi ufkum açıldı. Yaşamımda başka bir pencere açıldı. Kendimi güçsüz görürdüm, şimdi daha güçlüyüm. Direnmeyi, mücadele etmeyi öğrendim. Değişik çevrelerden birçok tanıdığım oldu” diye devam ediyor. Hatice Hoca da “Bizi ayakta tutan en önemli güç örgütlü olmamız” diyerek, ona destek veriyor.

EN ÇOK ÇOCUKLAR ETKİLENDİ

İhraç edilenlerin aile yaşamı da değişti. Bu değişiklikten en çok çocukların etkilendiği görünüyor. Eşi ile birlikte ihraç edilen Hatice Hoca, sıkıntıları çocuklara hissettirmemeye çalıştıklarını belirterek, “Eşim ihraç olunca bir fabrikada bekçilik yapmaya başladı. Ama çocuklara okula gidiyor dedik. Bu sefer de çocuklar, babam niye hep geç geliyor demeye başladı” diye anlatıyor. Ekonomik zorlukları çocukların yanında çok konuşmadıklarını söyleyen Makbule Hoca da “Bir gün komşum ile dertleşirken kızım duymuş. Bana gelip, bize niye söylemiyorsunuz, diye çıkıştı. Anne bize yoksa yok diyebilirsiniz, diye ağlamaya başlaması beni çok etkiledi” diyor. 

HEM OHAL’E HEM SAVAŞA KARŞIYIZ

Sohbetin sonuna doğru OHAL’in ilanından sonra ülkenin geldiği noktayı ve son gelişmeleri de konuştuk. Özellikle ihraç edildiklerinden sonra geçen bir yılı değerlendiren Barış Hoca, şöyle diyor: “Biz atılırken OHAL vardı, şimdi savaş hali de var. Her açıdan daha kötüye gidiyoruz. AKP kendi iktidarını sağlamlaştırmak için Afrin operasyonunu kullanıyor. Biz daha önce de savaşa hayır diyorduk, şimdi de... OHAL’e de savaşa da karşıyız.”

ÖNCEKİ HABER

Lena ve Leyla’da kendimizi görmek

SONRAKİ HABER

73 yaşında, tek suçu ‘barış ve kardeşlik’ demek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa