17 Şubat 2018 14:26

Cumartesi Anneleri 673. kez bir araya geldi

Cumartesi İnsanları 673. haftada Rıdvan Karakoç’un akıbetini sordu: İfade özgürlüğü engelleniyor, failler hâlâ korunuyor.

Paylaş

Cumartesi İnsanları, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 673. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Eylemde, üzerine kırmızı karanfiller bırakılan “Failler belli kayıplar nerede” pankartı açılarak kayıpların fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. Oturma eylemine çok sayıda yurttaş katıldı. Bu haftaki eylemde 1994’te kaybedilen Rıdvan Karakoç’un akıbeti soruldu.

CHP Milletvekili Hilmi Yarayıcı’nın da destek verdiği eylemde ilk olarak konuşan gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ağabeyi Hüseyin Ocak, "23 yıllık yaşantımızda Rıdvan en az kardeşim kadar önemli bir yer tuttu. Onun işkence edilmiş bedeninin ilk tanıklarından biriyim. Dosyada bir adım bile ilerleme yok, belge yok. 23 yıldır adalet arayışını devam ediyor” dedi. Ardından Rıdvan Karakoç’un ağabeyi Hasan Karakoç, 23 yıldır adalet arayışında olduklarını söyledi.

‘ADALET VARSA SORUMLULAR YARGILANIR’

Deniz Yücel'in serbest bırakılmasına da değinen Karakoç, “Almanya’nın başbakanı kendi vatandaşı ile ilgili size bir şey söyleyecek, anında serbest bırakacaksınız. Bırakmanız gerekiyorsa önceden bırakacaksınız" diye konuştu.

Yabancı uyruklu insanların cinayetinin etkin olarak soruşturulduğuna dikkat çeken Karakoç, "Amerika vatandaşı da surların dibinde kuyuya atılmıştı, adım adım takip ederek o insanı cesedini ve katilini buldular” dedi.

Karakoç, “Namaz kılmak, dua etmekle bu işler çözülmez. ‘Çocuk da olsa gerekeni yapacağız’ dediniz. 70-80 yaşındaki insanları saçlarından sürükledinız. Taybet Ana'nın cansız bedenini günlerce sokak ortasında bıraktınız ve adaletten bahsediyorsunuz. Adalet varsa bizim kayıplarımız bulunur, sorumlular yargılanır” dedi.

‘FAİLLER KORUNUYOR’

673. haftanını basın açıklamasını Gönül Sonbahar okudu. İfade özgürlüğünün baskılandığını anlatan Sonbahar, bununla paralel olarak kayıpların faillerinin de “korunduğunu” söyledi.

Daha sonra gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç’un durumuna değinen Sonbahar, “İstanbul’da yaşayan 34 yaşındaki Rıdvan Karakoç, 90’lı yıllarda Kürt siyasi partileri ile sanat ve kültür kurumlarında çalışmalar yürütüyordu. 1994 yılında gözaltındaki bir kişinin verdiği ifade doğrultusunda hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Bu kararın ardından Rıdvan Karakoç’u arayan polis, ailesinin evini abluka altına aldı. Sık sık evi basan polisler aile bireylerini darp ediyor, ‘Rıdvan gelip teslim olmazsa biz bulur öldürürüz’ diye tehdit ediyordu. Evine gidemeyen Rıdvan, ailesi ve avukatı Eren Keskin ile düzenli haberleşiyordu. Bu haberleşme 15 Şubat 1995 tarihinden sonra kesildi. Karakoç ailesinin evindeki polis ablukası kalktı, ev baskınları son buldu ve Rıdvan Karakoç’tan bir daha haber alınamadı” dedi.

Karakoç ailesinin gerekli tüm mercilere başvurduğunu anlatan Sonbahar, ailenin her yerden “bizde yok” cevabı aldığını ve 110 gün sonra 3 Haziran 1995 tarihinde Karakoç’un cansız bedenine Altınşehir Kimsesizler Mezarlığında ulaşıldığını belirtti.

‘KARAKOÇ İŞKENCE İLE ÖLDÜRÜLMÜŞ’

Sonbahar, “Böylece Rıdvan Karakoç'un işkence ile öldürülmüş bedeninin 02 Mart 1995 tarihinde Beykoz’da ormanlık alana atıldığı, ölü muayenesi sonrasında fotoğraflarının çekildiği, parmak izlerinin alındığı, 26 Mart 1995 tarihinde de Adli Tıp'a teslim edildiği gerçeği açığa çıktı” ifadelerini kullandı.

Sonbahar, Karakoç Ailesi’nin hakikat ve adalete ulaşma girişimlerinin sonuçsuz bırakıldığını ayrıca 23 yıldır Beykoz Savcılığının 1995/805 esas sayılı soruşturma dosyasında, rutin yazışmalar dışında hiçbir işlem yapmadığını sözlerine ekledi. (İstanbul/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

TAYAD'lı aileler tek tip elbise uygulamasını protesto etti

SONRAKİ HABER

8 Mart’a giderken kadınların konuştukları ve konuşamadıkları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa