Yüksel Taşkın: AKP zayıf olduğu için ittifaka mecbur kaldı
AKP- MHP ittifakını yorumlayan Prof. Dr Yüksel Taşkın, demokratik cephenin seçimleri kazanmasının imkansız olmadığını söyledi.
Çağrı SARI
İstanbul
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önceki gün yaptığı görüşme sonrası ittifak konusunda mütabakata varıldığı duyruldu.
İttifakta hazine yardımının paylaşılma şekli, bir ön mutabakat metninin hazırlanıp partilerin imzalaması, yüzde 10 seçim barajının korunması konularının konuşulduğu basına yansıdı.
AKP- MHP ittifakına BBP ve Vatan Partisini de ekleyen ve bunu bir ‘koalisyon’ olarak tarif eden Siyaset Bilimci Prof. Dr. Yüksel Taşkın, bugün eski Türkiye’yi savunanların “Milliyetçi Muhafazakâr Cehpe” koalisyonunun yan yana geldiğini söyledi. Taşkın, AKP’nin 2019 seçimleri için böyle bir ittifaktan başka şansı kalmadığını ifade etti. Yüksel Taşkın, demokratik ittifakın bir araya gelmesi gerektiğini ifade ederek, “Ortak aklı mı kullanacağız yoksa dışlayıcı bir duygusallıkla birbirimizi yok saymaya devam mı edeceğiz?” diye sordu. Demokratik ittifakın kazanmasının imkansız olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Yüksel Taşkın, bunun kilidinin açılmasının yolunun da Kürt seçmenleri kapsaması olduğuna işaret etti.
Evrensel'e değerlendirmelerde bulunan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Yüksel Taşkın “AKP, OHAL koşullarında yangından mal kaçırır gibi geçirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini överken ‘koalisyonlar devri sona erecek’ demişti. Oysa bunun tam tersinin olacağı belliydi. AKP-MHP-BBP ve Vatan Partisi koalisyonu, bugün eski Türkiye’yi savunanların Milliyetçi Muhafazakâr Cehpe koalisyonu haline geldi. Bu koalisyon korku üzerine kuruludur. Değişimi durdurma, eski Türkiye’yi muhafaza etme anlayışı üzerine bina edilmiştir” dedi.
16 Nisan referandumunda bu koalisyonun istediği sonucu alamadığını ifade eden Taşkın, “Milliyetçi Muhafazakâr Cehpe için beklenen oy en az yüzde 62’ydi ama yüzde 50’yi geçip geçmediği tartışmalı…” dedi.
‘AKP, MHP’Yİ İSTEMEDEN SIRTINDA TAŞIYOR’
AKP’nin ‘bu cepheye mecbur kaldığı tespitinde bulunan Yüksel Taşkın, AKP’nin yüzde 50’yi başka türlü geçemeyeceğine inandığını söyledi. AKP’nin MHP’yi aslında çok da istemeden sırtında taşıdığına dikkat çeken Yüksel Taşkın, “En azından 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için başka bir alternatif kuramayacak. Yeni değil eski olanla gidecek seçmenler karşısına” dedi.
DEMOKRAT İTTİFAKIN KAZANMASI İMKANSIZ DEĞİL!
Toplumda statükocu koalisyona dair tepki olduğuna işaret eden Yüksel Taşkın, demokratik siyasetin görevinin de bunun karşısına umuda dayalı bir demokratik ittifak ortaya koyabilmesi olduğuna dikkat çekti. Taşkın “Bunun da kilidi açık ki Kürt seçmenleri kapsayabilmek veya kapsayamamak olacaktır. Bu kadar basit” ifadesini kullandı.
AKP’nin liderliğindeki ‘Milliyetçi Muhafazakâr Cephe’nin tüm hesabının, “CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi eksenli bir ittifakın asla oluşamayacağı” yönünde olduğuna dikkat çeken Taşkın “Ama ya bu başarılabilirse? İşte en büyük korkuları budur” dedi.
AKP-MHP ittifakı ile “İki partili bir Meclis oluşturulmak isteniyor” tartışmalarını da cevaplayan Yüksel Taşkın, anketlere göre HDP’nin baraj altı kalmadığını söyledi. Bu sonucun HDP’nin mütedeyyin Kürtler ve gençler gibi yeni kesimleri partisine kattığını gösterediğine işaret eden Yüksel Taşkın, “İYİ Parti’nin performansını da bilmiyoruz. Bir yandan AK-MHP bir yandan CHP ile sınırlı bir Meclis çıkabilir mi? Çok ciddi bir baskı ortamında bu olabilir ama bizce düşük bir olasılıktır. Seçmenler stratejik oy vermeyi öğrendiler. Buna göre davranarak bu oyunu bozarlar” dedi.
Yüksel Taşkın sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı: “Bir de şunu hayal edin; demokratik ittifakın da aynı listeden seçimlere girdiği ve bunu demokrasi için matematik bir zorunluluk olarak seçmene kabul ettirebildiği bir seçeneği düşünün. Zor ama imkânsız değil. Aslında muhalefetin kazanması da demokrat olabilmesine ve böylece kapsayıcılığı yakalayabilmesine bağlı…”
AKP- MHP ittifakının Türkiye’ye kazandıracağı bir şey olmadığını yineleyen Taşkın “Dediğim gibi bu ittifak eski Türkiye’dir ve bu ülkeye vereceği bir şey yoktur. Bizzat bu ittifakın doğal üyeleri oldukları sanılan ‘sağcı’ seçmenlerin bir kısmı bu oyunu bozar ve statükocu cepheye karşı umudun ittifakına destek verirse Türkiye o zaman düzlüğe çıkabilir. Bunun olabilmesi için sakin ve sağduyulu bir ortam gerekiyor. Afrin gibi operasyonlar da milliyetçi galeyanı gündelik hale getirip tartışmayı boğma işlevi görmektedir.
Ortak aklı mı kullanacağız yoksa dışlayıcı bir duygusallıkla birbirimizi yok saymaya devam mı edeceğiz? Ortak aklı ve umudu harekete geçirebilenlerin kazanabileceği bir dönem bu aynı zamanda….” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.