İşçilerden kadro hakkı için mücadele çağrısı
İzmir'de belediye işçileri daha güvenceli bir iş için kadro beklerken hüküm giymiş olmak ve emeklilik gibi gerekçelerle işsiz kalacak.
Metehan UD
İzmir
Hükümetin KHK ile getirdiği taşeron düzenlemesiyle birlikte belediyelerde çalışan yüz binlerce işçi, kadro dışında kalmanın yanı sıra, işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. İşçiler kadroya geçmeyecekleri halde güvenlik soruşturması ve sınav sürecine tabi tutulurken, sadece İzmir’de bu nedenle işsizlikle karşı karşıya kalacak işçi sayısının 2 bin 500’ü bulacağı bildiriliyor. Koşulsuz şartsız kadro için mücadeleye hazır olduklarını dile getiren işçiler, sendikaları göreve çağırdı.
İzmir Büyükşehir Belediyesinde en az 70 işçi, Bornova Belediyesinde çalışan en az 100 işçi, Bayraklı Belediyesinde çalışan en az 120 işçi, Karşıyaka Belediyesinde çalışan en az 80 işçi hüküm giymiş olmaları veya emekliliğe hak kazanmış olmaları gerekçe gösterilerek başvuruları kabul edilmedi. Taşeron işçilerin yoğun olarak çalıştığı Buca, Konak ve Çiğli gibi belediyelerin başvuru sonuçları ise daha açıklanmadı. Verilen ret kararları sadece belediye bürokratlarının ilk incelemelerinin sonucunda alındı. İzmir Valiliği temsilcilerinin de bulunacağı güvenlik komisyonu soruşturmalarının sonucunda bu sayının belediyelerin genelinde 2 bin 500’ü bulması bekleniyor. Başvurusu kabul edilmeyen işçiler için yeni bir çözüm bulunmazsa 2 Nisan’a kadar iş sözleşmeleri feshedilecek. İşçiler ise ret kararlarına itirazlarını yapıyor. Komisyonun önümüzdeki hafta nihai kararı vermesi bekleniyor.
‘HÜKÜMET BİR KEZ DAHA ALDATTI’
Giymiş olduğu hüküm gerekçe gösterilerek başvurusu kabul edilmeyen Genel-İş üyesi bir işçi şunları söyledi: “Hükümet bir kez daha işçileri aldattı. Bizi kadroyu almak bir yana bu sefer elimizdeki işimizi alıyorlar. İşçiler kendi içinde keşke bizi taşeronda bıraksalarmış diye düşünüyor. 21 yıl önce işlemiş olduğum suçtan dolayı başvurum kabul edilmedi. Zamanaşımı diye bir şey. Bir cumhurbaşkanı, vekil ceza alıp gelip seçilebiliyorsa biz neden işçi olamıyoruz. Hükümlü işçilerin topluma kazandırılması gerekirken, neden bir daha suça itiliyor. Biz milletvekillerine durumu anlattık ama onlar bu konuyu gündeme getirmekten kaçındılar. Biz itirazlarımızı yaptık. Şimdi eyleme geçeceğiz, gerekirse valilik gerekirse belediye önünde eylemlerimiz olacak. Gerekirse Ankara’ya gideceğiz. Biz çoluk çocuğumuzu sokakta bırakamayız. Elimizden ne geliyorsa yapacağız. Biz yıllarımızı verdik bu işe bir anda bırakıp gidemeyiz. Sendikaların da bu konuda bir an önce ortak adım atması gerekiyor.”
‘EMEKLİ MAAŞI İLE NASIL YAŞAYALIM’
Prim günlerini doldurduğu ve emekliliğe hak kazandığı için işten çıkarılacak bir işçi de “Emekli olmayı ben de isterdim ama ne ben ne de diğer belediyelerde çalışan diğer işçi arkadaşlarım keyfinden şimdiye kadar emekliliğini başlatmadı. Şimdi bile aldığımız maaşımızla yaşayamıyoruz, emekli olduğumuzda alacağımız 1200 lirayla nasıl yaşayabilelim? Yine çalışmaya mecbur kalacağız ama o zaman da iş bulamayacağız. Kim bizim yaşımızdakilere iş verir. Hepimizin ya okuyan çocuğu ya da kredisi var. Emeklilik maaşı zaten insanca yaşanabilecek seviyede olsa biz neden emekliliği tercih etmeyelim. Bu da düzenlemenin adaletsiz bir yönü. Hem bize sormadan KHK ile bu düzenlemeyi getirdiler hem de işsiz bırakacaklar. İşçilerin nasıl geçindiğini düşünen yok” diye konuştu.
YÜZLERCE İŞÇİ DE İHALE ŞARTNAMESİNE TAKILDI
Yüzlerce taşeron işçinin kadro için yapmış olduğu başvuru ise işe girdikleri ihalenin şartnamelerinden dolayı kabul edilmedi. Gerekçe olarak ihalelerinin, 696 sayılı KHK’nin kapsamına girmemesi ve personel alımına dayalı hizmet alımı kapsamı olmadığı gösterildi. Bu durumda sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU’da 1000’e yakın işçi bulunuyor. Bu işçiler ihaleleri bitene kadar çalışmaya devam edecek.
İhale şartnamesine takılan işçiler kendilerinin de belediyelerin asli işlerini yaptıklarını dile getirerek belediye şirketlerine geçmenin hakları olduğunu savundu. Başvurusu geri çevrilen işçiler “Hükümetin kadro düzenlemesi eksik ve adaletsiz. Kadronun şartsız olarak bütün işçileri kapsaması gerekiyor. Bunun yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediyesi ihalelerle oynama yaparak bize Ali Cengiz oyunu oynadı. Bu sosyal belediyeciliğe uymuyor. Bizim desteklenmemiz gerekirken üvey evlat muamelesi yapıldı. Biz onlardan fazla bir şey talep etmedik. İş garantisi, ihaleden kurtulmak, örgütlü çalışma, sosyal haklarımızı alabilmek evimize biraz daha huzurlu gidebilmek için bizim de belediye şirketine geçmemiz gerekiyor. Bunun mücadelesi sadece verdiğimiz itiraz dilekçeleri ile sınırlı kalmayacak, gereken mücadeleyi vereceğiz” dedi.