'Burası duyguların ve hayallerin ön planda olduğu yer'

Fatma Sibel GÜL
İzmir

İzmir’in Aliağa gibi bir sanayi bölgesinde bir grup öğrenci bir araya gelerek tiyatro ile nefes almaya çalışıyorlar. Belediyenin onlara sunmuş olduğu nikâh salonunda ve dar bir sahnede nikâh masasının eşliğinde provalarını gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bu çalışmaların sonucunda ise yılda sadece bir kere büyük bir gösteri yapabiliyorlar. En küçüğünün 13 ve en büyüğünün 17 yaşında olduğu tiyatro grubundan yirmiye yakın arkadaşla olan sohbetimizde tiyatronun onlar için ne ifade ettiğini konuştuk.

Tiyatroya nasıl başladıklarını sorduğumda genellikle arkadaş tavsiyesi üzerine olduğunu söylediler. Zaten bu tarz faaliyetlerde mutlaka birilerin ya tavsiyesi ya da el uzatması ile harekete geçen bir toplumuz. “Neden böyle?​” diye soracak olursanız da insanların kendilerini geliştirmek için hiçbir şartın elverişli olmadığından olabilir. Tiyatro ve benzeri faaliyetler bir sır gibi saklanmakta sanki, hele ki aktivitelerin kısıtlı olduğu bir sanayi bölgesini düşünürsek. 

'TİYATRO ÖZGÜRCE HAYAL KURMAYI ÖĞRETTİ'

Tiyatro kültürüne adım atmış olan arkadaşlarımız hayatlarında çok şeyin değiştiğini anlattılar. Başta özgüven sahibi olduklarını; empati kurmayı öğrendiklerini, bir insanın nasıl dinleneceğini, özgürce hayal kurmayı ve olaylara karşı nasıl bir bakış açısıyla bakabileceklerini öğrendiklerini anlattılar. En güzelini ise “Burası, duyguların ve hayal dünyasının ön planda olduğu yer, burada insanlar duygularıyla karar veriyor.” diyerek Hilal özetliyor.

Konu tiyatro olunca dizi ve sinemalardan bahsetmemek olmaz. Ana akım medyanın insanlar üzerinden yapmış olduğu primden şikayet etmekteler. Hele ki her dizide empoze edilmek istenen kadının ezilmişliği, çaresiz bırakılışı ve görmüş olduğu şiddetten herkes gibi bıkmış durumdalar. Sinema ve dizilerin reyting uğruna her şeyi denediklerini yapılan işin kalitesinin göz ardı edildiğini ifade ettiler.