Yüksek yerden gelen oyun
Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri 'önüne sunulanı yapmak zorunda olan' arkadaşlarına konu hakkında ne düşündüklerini sordu.
Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrencileri
Kocaeli Üniversitesi
Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde "yüksek yerden gelen emir" ile 18 Mart Çanakkale Zaferi'ne dair birtiyatro oyunu çıkartılacak. Baktığımızda anayurt savunusunu konu alan bir tiyatro oyunu iyi, güzel, hoş gözüküyor ancak oyunun çıkış süreci öğrenciler açısından ne yazık ki verimli değil. Geçtiğimiz dönemde apar topar ortaya çıkan oyun için Sahne Sanatları Bölümü'nün Sahne Tasarımı Anasanat Dalı öğrencilerine bir maket yaptırılması ile başladı aslında bu süreç. Oyun metni öğrencilere sunulmadan yapılan maket bu günlerde gerçek halini alır durumda. Artık oyun dekoru yapım aşamasında ancak öğrencilerin derslerden muaf sayıldığı, okulun kapanış saatinden sonra çalışmak için izinlerin onaylandığı ve daha da önemlisi öğrenciye hiçbir fikrin sorulmadığı, tırnak içerisinde önüne sunulanı yapmak zorunda olduğu bir süreçten geçiyor fakülte öğrencileri. Bizler de madem böyle bir durum söz konusu, fakülte arkadaşlarımıza konu hakkında neler düşündüklerini soralım dedik.
Oyunculuk bölümünden bir öğrenci
Türkiye'de güzel sanatlarda vekonservatuardaki öğrenciler ne yazık ki çok fazla istedikleri gibi projeler sunamıyor ya da yaptıklarıçalışmaları sunamıyor. Bu hemen hemenheryerde aynı. Hocaların doğru ya da net fikirlerine göre çalışmak ve ilerlemek zorundalar fakat bu bahsettiğimiz durumbunun birazdahaileri versiyonu. Çünkü burada okul yönetiminin iki üç bölümebirden bir dayatması söz konusu. Ne oyuncular,ne tasarımcılar, ne yazarlar hiçbirşekilde “Buprojedeçalışmak istiyor mu, istemiyormu?” sorusuile karşılaşmadı.Bunun zorakiyapılmasıhoş değil.Fakat çok bilindik bir kalıp "emir büyük yerden" Bu yüzdendurum bu. Oyuncu oynayacak, tasarımcıtakdiye verileni yapacak, yorumunuhiçbirşekilde söyleyemeyecek.
'DERSLERE GİRMEK İSTİYORUZ'
Bizler çalışmada yer aldığımıziçinderslerden muaf sayılıyoruz fakatbizlerdersegirmek istiyoruz. Bu açığınasıl kapatacaklar? Belki de bunu hiç yapmayacaklarve sahne sanatlarıbölümünüaskıya alacaklar. Şuanaçısından yapacak pek bir şeyimiz yok fakat en azından sonraki seneler için böyleşeylerin yaşanmasını önlemek aslındabizimamacımız.Sadece birer materyaliz, işe yarayacak şekilde oyuna gireceğiz. Sonrasında 27 Mart Dünya Tiyatro Günü var mesela. Biz orada seçtiğimiz,bize bir şey katacağınainandığımız, kendi ürettiğimiz birşeyler çıkartacağız. Şimdi 18Mart'ta; evet bir değer belki de ama bizim öğreneceğimizbirşey yok. Oyunculuk namına çok fazla bir şey katmayacak çalışma bakımından bizlere. Tasarım bölümüiçin daha da ekstrembir durumvaranladığımkadarıyla.Onların oyun metnine dair bir bilgisi olmadığı için onlara verilen tasarımı yapmakdurumundalar. Hocalarımızın da bu duruma çok sıcak baktığını düşünmüyorum.
OYUN METNİ OLMADAN DEKOR TASARIMI
Sahne Tasarımı bölümünden bir öğrenci
Elimizde oyun metni olmadan maket ya da dekor yapmamız çok zor bir şey aslında. Tasarıma görebir metinçıkartacaklar herhalde. Sembolik şeyler bir araya getirilerek bir sahne tasarımı ortaya çıkartıldı. Sorun gerçekten bir şeylerin çok anidensöylenmiş olmasıbelki de. Hiçbirşeyden haberimiz olmadan, rektör istediği için aniden çıktı böyle bir şey.
DAYATILANI DEĞİL KENDİ ÜRETİMİMİZİ ORTAYA KOYMALIYIZ
Yazarlık bölümünden bir öğrenci
Fakülte çatısı altına girmek kişiyi ilgi duyduğu alanda profesyonel olarak düşünmeye, hareket etmeye ve bu çizgi içerisinde gerekli tepkileri verebilmeye hazırlamakdeğil midir? Profesyonellik çizgileri dahilinde kişiye seçim hakkı sunulması gerektiği inancındayım. Özellikle bizler bugün ve yarın tiyatro yapmaya devam edeceksek öncelikle verilen işi özümsemeyikavramamızgerekiyor. Önümüze sunulan iş milli duygularımızla birlikte sanatsal zevklerimize de hitap edecek olursa seve seve bu işikabul ederiz. Fakat yaklaşım biçimi mecburiyet barındırıyorsa, bireyselliğimizi kısıtlıyorsa, ne kadar duygularıma dokunuyor olursa olsun bizlere seçim hakkı sunulmuyorsa ister istemez bu işin karşısında isteksiz bir tavır takınırız.
Bizlere verileni olduğu gibi icra ettiğimiz, özgünlüğümüzü, üretkenliğimizi bir kenara koyduğumuz bir fakülte değil; kendi yarattıklarımızı, üretkenliğimizi ortayakoymaktan yanayız. Bu yüzden tüm fakülte arkadaşlarımızı birlikte hareket etmeye, taleplerimizihep birliktedile getirmeye davet ediyoruz.