22 Şubat 2018 20:04

Genç işçiler memleketin gidişatını endişe ile izliyor

Aydın YİĞİT
Adana

Bir yanda sınır ötesine yapılan bu operasyonla Suriye’de süren savaş üzerinde söz sahibi olmanın yolları aranırken bir yandan da bu süreçte hükümet tarafından memleketin içerisi de dizayn edilmek isteniyor. Adana’da genç işçilere konuya dair mikrofon uzattık ve çalışma koşullarına, memleketin gidişatına dair kaygılarını dinledik.

‘İYİYE GİTMİYORUZ GALİBA’

İlk durağımız Obalar Caddesi’ndeyiz. Burası Adana’da her sabah binlerce tekstil işçisinin arşınladığı bir yol. 07.00-08.00 saatleri arası işçilerin kimisi bisikletle kimisi yürüyerek işbaşı yapmak üzere yola koyuluyor. İsim vermemek şartıyla birkaç şey söylemek isteyen 16 yaşındaki bir işçiyle görüşüyoruz. Öncelikle “Hayat nasıl gidiyor, işten memnun musun, okul durumun nedir?​” diye soruyorum. Ortaokulu bitirdikten sonra açık liseye geçtiğini ve 1 yıldır tekstilde çalıştığını söylüyor. Nedenini ise okulun sıkıcı olduğunu anlatarak açıklıyor ama haftanın 6 günü çalışmanın da zor olduğundan bahsediyor. Haftanın bazı günleri okul bazı günleri iş olsa daha rahat hissedeceğini söylüyor. Memleketin gidişatını, Afrin operasyonunu sorduğumda ise bu işlerle pek ilgilenmediğini söylüyor. “Hiç olmazsa duymuşsundur, bir fikrin vardır” dediğimde; “Sen ne düşünüyorsun abi? İyiye gitmiyoruz galiba” diyor. 

‘GERİSİNİ SEN DÜŞÜN’

İşe yetişmek için giden başka bir işçiyle daha yol boyunca yürüyerek röportaj yapmaya başlıyoruz. Çalışma ve yaşam koşullarından başlıyor anlatmaya. 27 yaşında olduğunu ve 13 yıldır tekstilde çalıştığını söylüyor. “Bu kadar yılda bir araba bile alamadık, gerisini sen düşün.” diyerek ücretlerin düşük olduğunu söylüyor. “İşçi olmak zor, peki memleketin gidişatını, Afrin Operasyonu’nu nasıl değerlendiriyorsun?​” diye soruyorum. “Operasyonu desteklemiyorum. İyi bir şey olmayacak sonunda. Asıl mesele ise operasyon ile içerisi bölünüyor resmen. Hükümet etrafını temizliyor gibi geliyor. Muhalif partileri, sesleri kısıyor. Bu yüzden gidişatı iyi bulmuyorum.” diyor. 

Öğle arasında, bir sonraki durağımız olan Metal Sanayii’ndeyiz. Kıyafetindeki yağ lekelerinden işçi olduğunu anladığım bisikletli genci durduruyorum. 9. sınıfta öğrenciyken 2 sene sınıfta kalmış ve en azından meslek sahibi olabilmek gayesi ile metal sanayiinde işe başlamış Samet. 5 aydır çalışıyor ve 1200 lira maaş alıyor. Şimdilik durumdan memnun söylüyor. Memlekette olan bitenle arasının nasıl olduğunu soruyorum. “Her akşam haberleri mutlaka izliyorum. Savaş çıkacak gibi geliyor.” diyor. “Nasıl yani? Operasyon sınır ötesine yapılıyor.” dediğimde Samet, bu operasyonu desteklediğini ama bu gidişatın memleketin içerisinde de savaş çıkarabileceğini ve bunu istemediğini söylüyor. “Operasyonu neden destekliyorsun? Hem kimle kim savaşacak içeride?​” sorularıma ise; “Abi o kadarını düşünmedim ama hem hükümete güveniyorum hem de oradaki terör bitecek gibi geliyor bu operasyondan sonra.” cevaplarını vermesinin ardından bisikletini atölyesine doğru sürmeye devam ediyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşmesi görüşmeleri dün başladı. Ek iş yapmadan geçinemez hale gelen işçilerin temel talebi yoksulluk sınırının üzerinde ücret. Kamuda 4 ayrı kuşaktan savunma sanayi işçilerinin aktardığı deneyimler de taleplerin ancak birlik olup, mücadeleyi göze alınca kazanılabildiğini gösteriyor.

Ücretler yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın

Vergi kesintileri yüzde 15’le sınırlı tutulsun

İkramiye ve ek ödemeler vergi kesintisi dışında bırakılsın

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Mardin’de kayyım 3 ayda 301 işçiyi işten attı.

Evrensel'i Takip Et