Devlet sırrı
Dünkü Taraf Gazetesi’nin 10. sayfasının hemen hemen tamamı yeni yayımlanan bir Yönetmelik üzerinden askeri harcamaların denetlenememesi konusuna ayrılmış ve AKP Hükümeti’nin askerlerle anlaşarak, askeri vesayeti bu konuda (denetlenememe konusunda) devam ettirdiği kanaati açıklanmış. Fakat, yayımlanan Yönetmelik ile Taraf Gazetesi’nin tartıştığı konu farklı. Taraf’ın haberinde duyurduğu yönetmelik “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat ile İlgili Kamu İdarelerine Ait Devlet Mallarının Denetimi Sonucunda Hazırlanan Raporların Kamuoyuna Duyurulmasına İlişkin Yönetmelik” isimli bir yönetmelik. Bu yönetmeliğin isminden de anlaşılacağı gibi savunma, güvenlik ve istihbarat ile ilgili kamu idarelerine ait devlet malları denetlenemez demiyor. Yönetmeliğin isminden de anlaşıldığı gibi, denetlenen bu kurumlarla ilgili raporlar kamuoyuna duyurulamaz deniyor. Hemen hemen bütün devletler ordu, polis ve istihbarat teşkilatındaki silah vb. araç gereçlerinin sayısını ve niteliğini kamuoyuna açıklamaz. Asıl tartışılması gereken konu, TBMM tarafından denetlenemeyen bir kurumun kalmaması ve denetleme sonucu çıkacak yasaya aykırı durumların yargı denetimine tabi (askeri yargı değil elbette) olması ve ordu, polis ve istihbarat teşkilatlarının yasa ve hukuk dışı operasyonlar yapmasının önlenmesidir. Bugüne kadar, halka karşı operasyonlar yapan bazı devlet kurumlarının (pek çoğu açığa çıkmasına rağmen) yasadışı eylemleri yargılanıp cezalandırılamamıştır. Başta kontrgerilla denilen örgütlenmenin eylemleri olmak üzere, JİTEM, MİT, Özel Harekat Dairesi, Özel Kuvvetler, içinde Abdullah Çatlı, Mehmet Ali Ağca gibi MHP’lilerin yer aldığı ve örtülü ödenek vd. devlet parası ile finanse edilen organizasyonların çalışma ve eylemleri titizlikle gizlenmiştir. Kontrgerillaya önceleri ABD tarafından para verildiği, 1974’lerde ABD’nin parayı kesmesi sonucu örtülü ödenekten buraya para aktarıldığı Başbakan Ecevit tarafından açıklanmıştır. Yine örtülü
ödenekten İsrail’den Uzi marka suikast silahları alındığı, bu silahların Abdullah Çatlı ve diğerlerine dağıtılıp faili meçhul cinayetlerin işlenmesinde, Kürt işadamlarının öldürülmesinde kullanıldığı da Susurluk Skandalı ertesinde açığa çıkmıştır. Başbakan Tansu Çiller’in örtülü ödenekten bir dolandırıcıya para aktarması ile de Başbakanların örtülü ödeneği seçim çalışmaları dahil her türlü işlerinde yasadışı kullandığı anlaşılmıştır. Bugün, Suriye iç savaşında Esad muhaliflerine T.C. Devleti’nin hangi kurumunun para, silah, eleman desteği sağladığı iddiaları ve bu iddiaları doğrulayan bazı emareler, Susurluk Skandalı ile ortaya çıkan faaliyetlerin başka bir biçim ve boyutta devam ettiğini göstermektedir. “Devlet sırrı” denerek, yargı dahil her türlü denetim dışında bırakılan muhalif yurttaşları öldürme faaliyetine son verilmesi, emperyalistlerin taşeronluğunu üstlenerek yurt dışında gizli operasyonlara girişilmesinden vazgeçilmesi tartışılması ve talep edilmesi gereken bir husustur.
Evrensel'i Takip Et