'TTB Bildirisinin arkasındayız'

Tıp Fakültesinden bir öğrenci
Dokuz Eylül Üniversitesi

Tıp Öğrenci Kolu şimdiye kadar Türkiye'de olan her toplumsal olaya duyarlılıkla yaklaşmış, çeşitli eylemlerde bulunmuştur. Halk sağlığı, tıp eğitimi, sağlık sistemleri konusunda çalışmalar yürütmektedir. Son iki, üç yıllık süreçte savaşın son bulması, barışın hakim kılınması en önemli amacımızdır. Biz TÖK olarak TTB bildirisinin arkasındayız. Bu süreçte TTB iktidarın tutumundan farklı bir tutumda olmasından dolayı hedef haline getirildi. Fakat bu onurlu duruşuyla da aydınların, sanatçıların, STK'ların ve emek ve meslek örgütlerinin desteğini almış oldu. Böylece barış cephesini de tepkisel olsa da yekvücut haline getirmiş oldu. İktidarın saldırıdaki ana amacı TTB'nin etkinliğini azaltmak, TTB'nin Nisan'da olacak oda seçimlerinde kendisine destek veren odakları güçlendirmek olduğunu düşünüyorum. Zaten bu süreçten sonra söylenenler ve yapılanlarla birlikte Sağlık Bakanlığı da odaların etkisini azaltacak yönetmelikleri gerçekleştirmek istemektedir. 

TÖK NE YAPIYOR?

Peki bizler Dokuz Eylül üniversitesi’nde neler yapıyoruz? Öncelikle TÖK'te çalışmak isteyen her tıp öğrencisi TÖK'ün manifestosunu ve yıllardan gelen kültürünü benimsemesi şartıyla çalışma yürütebilir. TÖK'ün bir yereli olarak kendi bültenimizi çıkarıyoruz, kitap tartışmaları düzenliyoruz, açığa alınan akademisyenler ile dayanışma halindeyiz. Toplu olarak bir tiyatro gösterimine gittik, TÖK'ün Ankara’da yapılan Güz Okulu’na ve Ata Soyer Güz Okulu’na katıldık. 

Son olarak eklemek istediğim her ne kadar gündemden uzak tutulsa da trans birey Diren Coşkun bir tutsak olarak ameliyat hakkı gasbedildiğinden açlık grevine başlamıştır. Biz TÖK olarak Diren Coşkun'un sağlığa ulaşım hakkının bir an önce tanınmasını talep ediyoruz.