Taş ve Aksoy'un yargılandığı davada tahliye çıkmadı
Aralarında gazeteci Murat Aksoy ve müzisyen Atilla Taş'ın da bulunduğu 29 kişinin yargılandığı davada tahliye çıkmadı. Duruşma 7 Mart'ta ertelendi.
Cansu PİŞKİN
İstanbul
"FETÖ'nün medya yapılanmasında yer aldıkları" iddiasıyla gazeteci Murat Aksoy ve müzisyen Atilla Taş'ın da aralarında bulunduğu 19'u tutuklu 29 medya çalışanının “örgüt üyeliği” ve “darbe teşebbüsü” suçlamasıyla yargılandığı davada tahliye çıkmadı.
Çağlayan’daki İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları hazır bulundu. Duruşma, dava kapsamında yargılanan sanıkların esas hakkındaki beyanları ile devam etti. Dava kapsamında, Murat Aksoy, Atilla Taş, Cihan Acar, Bünyamin Köseli, Davut Aydın, İbrahim Balta, Ali Akkuş ve Muhterem Tanık tutuksuz olarak, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Habip Güler, Hanım Büşra Erdal, Ufuk Şanlı, Cuma Ulus, Mutlu Çölgeçen, Ahmet Memiş, Ünal Tanık, Muhammet Sait Kuloğlu, Yetkin Yıldız, Yakup Çetin, Seyid Kılıç, Mustafa Erkan Acar, Hüseyin Aydın, Abdullah Kılıç, Oğuz Usluer ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu tutuklu olarak yargılanıyor. Said Sefa ve Bülent Ceyhan hakkında ise yakalama kararı bulunuyor.
SAVCI MÜTALAASINDA CEZA TALEBİNDE BULUNMUŞTU
Geçtiğimiz celse mütalaasını veren savcı, Murat Aksoy, Gökçe Fırat ve Muhterem Tanık'ın “örgüte yardım” suçundan cezalandırılmasını, Fırat'ın tahliye edilmesin, Atilla Taş'ın da aralarında bulunduğu 23 sanığın ise “örgüt üyeliği” suçundan cezalandırılmasını talep etmişti. Taş ve Aksoy'un aralarında bulunduğu 13 sanık 31 Mart 2017'de tahliye edildikten sonra “darbeye teşebbüs” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlamalarıyla yeniden tutuklanmıştı. Haklarındaki yeni soruşturma ile devam eden dava birleştirilmişti. Savcı, "darbeye teşebbüs" ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlamaların yöneltildiği sanıkların bu suçtan beraatine karar verilmesini de istemişti. Savcı mütalaasında, haklarında yakalama kararı bulunan Said Sefa ve Bülent Ceyhan’ın dosyasının da ayrılmasını talep etmişti.
‘HİCAP DUYUYORUM’
Kapatılan Zaman gazetesi muhabiri Cihan Acar esas hakkındaki beyanında, Cumhuriyet Savcısı Murat Çağlar’ın hazırladığı iddianamede tarafına yöneltilen suçlamaların 10 tweet ve 3 haberden oluşan “delillere” dayandığını söyledi. Basın ve ifade özgürlüğü ile ilgili 2 saat içinde atmış olduğu 10 tweetin delil olarak sayılmasını eleştiren Acar, “O 2 saati hayatımdan çıkarsak bu suçlamayla karşı karşıya kalacak mıydım? Ya da imzamla çıkmış 3 haberi çıkarsak yine suçlanacak mıydım” diye sordu. Acar, “örgüt evliliği yapmaya çalıştığı” yönündeki iddiaları da eleştirerek, “Kızlarla yakınlığım oldu ama şansım pek yaver gitmedi. İddia makamının benimle ilgili en büyük delili evlilik konusu. Genç, bekar bir adamım; bir talimat üzerine evlenecek kadar aklımı ve kalbimi ipotek ettirmedim. Çok şükür elim yüzüm düzgün. O kadar kızla görüştüm ne oldu örgüt içi evlilik mi yaptım? Hala bekarım. Çapkınlık işlerini burada konuşmaktan hicap duyuyorum” dedi.
‘DELİLLER SABİT DEĞİL, BERAAT İSTİYORUM’
Özgürlüğü korumanın da kazanmak kadar çaba istediğini söyleyen Acar, vareste tutulmasına rağmen hakkında en ufak şüphe kalmasın diye mahkemeye geldiğini anlattı. Kamu yönetimi okumasına rağmen gazeteci olduğunu anlatan Acar, “Sırtımda makinamla ülkenin dört yanını gezdim dolaştım. Kısa zamanda değerli ödüller kazandım, tehditler de aldım ama yasalara ve vicdana güvendim. Samimiyetin bam telinden sizlere seslendim” diyerek suç işlediği yönünde toplanan delillerin sabit olmadığını söyledi. Acar, beraatini talep etti.
‘ABESLE İŞTİGAL’
Acar’ın avukatı Mustafa Söğütlü de, müvekkilinin örgütten talimat almadığını, ortada bir talimat varsa bunun da editör ya da istihbarat şefindenden aldığı mesleki talimat olduğunu kaydetti. Söğütlü, “İddianamedeki haberler de röportaj ve rutin denilen haberlerdir. Algı çerçevesinde haber yaptığı iddiası abesle iştigaldir” diyerek Acar’ın beraatini talep etti.
‘TAHLİYE DEĞİL BERAAT İSTİYORUM’
Esas hakkında beyanlarda bulunan gazeteci Gökçe Fırat Çulhaoğlu savcının mütalaasına itiraz ederek, “Suç vasfının değilmesini kabul etmiyorum, olmayan şeyin vasfı değişemez. 1 buçuk yıldır hukuksuz tutukluyum. Tahliye değil beraat istiyorum” dedi. FETÖ ile mücadeleyi başlatan ilk insan olduğunu iddia eden Çulhaoğlu, “Paralel devlet tabirini ilk ben kullandım ve adını koyduğum örgütün üyesi yaptınız. Ben bu kavramı kullanmasaydım ne diyeceklerdi?Bana borçlu olan Türkiye bu erken tespitin bedelini ödetiyor. Hem sosyalist, hem Atatürkçü hem milliyetçiyim. Adalet ve beraat istiyorum. Ben Avrupa’ya başvurmadım çünkü doğru kararı Türk mahkemesinin vereceğine inanıyorum. Kendimi Türk adaletine teslim ediyorum” şeklinde konuştu.
Sanıkların esas hakkındaki savunmalarının ardından kararını veren mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar vererek, duruşmayı 7 Mart'ta erteledi.