Barış bildirisi dağıtan EMEP üyeleri tahliye edildi
İstanbul'da barış bildirisi dağıttıkları gerekçesiyle tutuklanan EMEP üyeleri Neslihan Karyemez ile Bilal Karaman, ilk duruşmasında tahliye edildi.
İstanbul İkitelli’de Emek Partisinin (EMEP) Afrin operasyonuna karşı barış çağrısı yapan bildirisini dağıttıkları için ‘Terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla tutuklanan 4 buçuk aylık hamile Neslihan Karyemez ile Bilal Karaman hakkında tahliye edildi. Bir sonraki duruşma 10 Temmuz 2018'e ertelendi.
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi' nde görülen duruşmaya sanıklar, avukatları ve sanık aileleri katıldı. Savunmalara geçilmeden önce her sanık için 3 avukat sınırlaması getirildi. İddianame okundu. Karyemez'in avukatı Mustafa Söğütlü, " Derhal beraatini talep ediyorum. Eleştiri hakkına dayalı muhalefet yapma, bir bildiride sanıkların üzerine atılan suçun oluşması imkansızdır. Bildiri dışında da delil yoktur. 5 buçuk aylık hamile olan müvekkilim ve bebeğin sağlığı tehlikededir. Çocuğun gelişimi takip edilememiştir" dedi.
Avukat Yıldız İmrek, "Emek Partisi kurulduğundan beri barış politikası gütmüştür. Siyasi partilerin siyasi faaliyetleri tartışılamaz. Ortada delilde yoktur" diye konuştu.
Sanık Neslihan Karyemez Emek Partisi üyesi olduğunu belirterek, "Partimizim hazırladığı bildiriyi halkla paylaştım. Bildiriyede baktığımızda atfedilen suçu barındırmıyor. Suç ve suç unsuru yoktur. Dolayısıyla işlediğim bir suç yoktur. Ben bildiriyi okudum. Bildiri 'izin vermeyelim' başlıklı bildiridir"dedi. Karyemez'e bildiride yazılan "Afrin IŞİD' ten temizlendi" sözlerinin değerlendirilmesi istendi. Karyemez' in avukatı böyle bir sorurunun mahkeme tarafından sorulamayacağını söyledi.
Bilal Karaman ise, "Yasadışı bir şey söz konusu değildir. Anayasa çerçevesinde hazırlanan bildiriler dağıtılmıştır. Bildiri parti merkezinden örgütlere gönderildi. Ben bildiriyi okudum. Bildiri içerisinde terör örgütü propagandası yapılmıyor. Siyasi bir partinin iktidara eleştirisidir" diye konuştu.
DAVA ÖNCESİ AÇIKLAMALAR YAPILDI: BARIŞI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Çağlayan'da bulunan İstanbul adliyesi önünde bir araya gelen Emek Partisi üyeleri, Karyemez ve Karaman için dava öncesi basın açıklaması gerçekleştirdi.
Emek Partisi İstanbul İl Örgütü’nün çağrısıyla adliye önünde bir araya gelen EMEP üyeleri "Barışı savunmak suç değildir", "Arkadaşlarımızı serbest bırakın" dövizleri taşıdı. Açıklamaya Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Genel Başkan Yardımcısı Nuray Sancar, EMEP MYK üyesi Metin İlgün, Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, Emek Partisi üyeleri, Halkevleri üyeleri, Elektrik Mühendisleri Odası, Harita Mühendisler Odası, Gıda İş ile Cam Keramik Sendikasının yanı sıra Çağlayan tekstil işçileri de katıldı.
Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan dava öncesi yaptığı açıklamada, Bugün görülen davanın adli ve hukuki bir dava olmadığını, siyasi bir dava olduğunu vurgulayarak; “Çünkü siyasi iktidar OHAL uygulamalarını, siyasi özgürlükleri kısıtlamak adına kullanırken şimdi de Afrin operasyonuyla birlikte kısıtlı olan hak ve özgürlükleri tamamen ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Neslihan ve Bilal arkadaşımız partimizin Afrin operasyonuna dahil kararını eleştiren, bu operasyonun arkasından gelebilecek uygulamalara karşı halka uyaran bildiriler dağıtırken gözaltına alındılar ve tutuklandılar. Gözaltına alınmaları ve tutuklanmaları siyaset hakkının engellenmesi anlamına gelmektedir. Sadece Neslihan ve Bilal'in siyaset hakkı engellenmemiş aynı zamanda bir siyasi partinin de siyaset hakkı engellenmiştir" diye konuştu.
Gürkan, "Çok uzun süredir Afrin operasyonuna dair kimin eleştirisi olursa bu karara karşılaştığı muamele ya gözaltı ya da tutuklanma olmaktadır. Bugün de bu tutuklulardan Neslihan ve Bilal'in duruşmasına gireceğiz. Hükümetin almış olduğu Afrin kararı başından itibaren yanlıştır. Biz bu yanlışlığa en başından itiraz ettik. Halka bu operasyonun faturası çok acı bir şekilde yansıtılacaktır. Siyasi iktidar kahramanlık hesaplarını bizim evlatlarımız üzerinden yapmaktadır. Daha şimdiden orada yaşamını yitiren askerlerin sayısı 32’yi geçmiştir. Evlatlarımız üzerinden siyasi iktidarın kahramanlık destanı yapmasına izin vermeyeceğiz. 2018 bütçesi savaş bütçesi olarak düzenlendi. Savaş bütçesi halka yoksulluk, işsizlik olarak yansıdı. Sarayın bütçesinde ise bir değişiklik yoktur"dedi.
Operasyon kararının milli birlik için yapıldığının iddia edildiğini belirten Gürkan, "Tam tersine bu operasyon ile birlikte kutuplaşma giderek arttı. Milli birlik ve beraberliği sağlamadığı gibi halk içersinde, işçi ve emekçiler arasında bölünmeyi körüklemektedir. Bu operasyon kararı ülkemizde bölünmeye neden olmaktadır. Bölgeye barış ve demokrasi gelecekse oradaki halkların kendi kararıdır. Barışı savunmaya devam edeceğiz kararlıyız. Neslihan ve Bilal üzerindeki hukuksuzluzluğun da son bulacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
'ADİL YARGILAMA HAKLARI ELLERİNDEN ALINDI'
Av. Mustafa Söğütlü de dava süreci hakkında şunları aktardı: " Neslihan ve Bilal siyasi partiler kanununa göre kurulmuş Emek Partisi’nin broşürlerini dağıtılırken 'terör örgütü propagandası' yapmak iddiasıyla tutuklandılar. Burada yargılananın Neslihan ve Bilal olmadığını Emek Partisi olduğunu biliyoruz. Aslında Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmede savaş çağrısı yapmak yasaklanmıştır. Barışın propagandasını yapmak serbest bırakılmıştır. Son süreçte barışın propagandasını yapan müvekkiller tutuklanmıştı. Son derece hukuksuz ve keyfi bir uygulamadır. Dağıtılan bildiride de sadece barış savunulmuştur. Müvekkillerimizin ifade özgürlükleri ellerinden alınmıştır. Adil yargılanma hakları da ihlal edilmiştir. Tutuklandıklarına itiraz dilekçelerimizin hiçbiri yetkili mercilere gönderilmemistir. Neslihan ve Bilal’i, 11 Sulh Ceza Hakimliği tutuklamıştır ama itiraz dilekçemizi ilgili sulh ceza incelemememistir. Itirazlarımız bile incelenmemiş, keyfi bir uygulama yapılmıştır."
NE OLMUŞTU?
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Edip Şahiner’in hazırladığı iddianamede “Afrin operasyonunun işgalcilik anlamına geldiği belirtilerek söz konusu terör örgütünün ülkemize yönelik cebir, tehdit ve şiddet içeren eylemleri meşru gösterilmiş” ifadeleri kullanılmıştı. Yine yasal faaliyet yürüten siyasi bir partinin bildirisini dağıttıkları için “Terör örgütü propagandası yapmak”la suçlanan Karyemez ve Karaman hakkında hazırlanan iki sayfalık iddianamede, bildirinin EMEP’e ait olduğu belirtilmemiş, Karyemez ve Karaman’ın Avukatı Mustafa Söğütlü de bu durumu “Savcı, siyasi parti faaliyetini engellemiş görünmemek için parti ismini yazmaktan bilerek kaçmış” şeklinde yorumlamıştı. (İstanbul/EVRENSEL)