28 Şubat 2018 00:54

Özel: Bu politikalar bitmeden iş cinayetleri son bulmaz

Sarp Plastik’te çalışırken iş cinayetinde yaşamını yitiren öğretmen Songur’un ailesini ziyaret eden Özgür Özel, 'Politikaların sonu gelmeli' dedi.

Paylaş

Dilek OMAKLILAR
Manisa

Atanmadığı için Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Sarp Plastik’te çalışan ve iş cinayetinde yaşamını yitiren Sosyal Bilgiler Öğretmeni Hasan Songur’un ailesine ziyarette bulunan ve başsağlığı dileyen CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, hem Sorgun’un ölümüyle hem Manisa’daki iş cinayetleriyle ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu. Hasan Songur’un ölümünde tam bir Türkiye gerçeği olduğunu belirten Özel, “Bu son olsun diyeceğiz ama bu politikalar değişmeden son olmayacak. Önce bu politikaları Türkiye’ye dayatanların sonunun gelmesi gerekiyor” dedi.

HASAN’IN ÖLÜMÜ TÜRKİYE’NİN GERÇEĞİ

Manisa’nın uzun süredir iş cinayetleriyle tartışılan bir yer olduğunu ifade eden Özel, Sorgun’un ölümü sonrasında açığa çıkanın çok acı bir tablo olduğunu vurguladı. Özel, “Bu seferki hepimiz için Türkiye için de çok sarsıcı oldu, biraz daha kazıyınca altından tam bir Türkiye gerçeği çıkıyor. Bir FETÖ ile mücadele özensizliği var. Geçmişte çalışmış olduğu bir işletme kayyuma devredilmiş olduğu için, o işletmeden kendi rızasıyla ayrılıp sözleşmeli öğretmenlik yaparken sözleşmesinin iptal edilmesi söz konusu” dedi.

‘ÜRETİM BASKISIYLA SENSÖR İPTALİ’

Sorgun’un borçla aldığı bir cep telefonuna haciz gelmesine karşılık 20 gün önce, eğitimiyle ilgisi olmayan bir yerde bir vasıfsız işçi statüsünde işe başladığını hatırlatan Özel, “Aslında kullandırılan alet operatörlük gerektiren bir alet, onun eğitimini almadan, sertifikası olmadan onun başına geçirmişler. Tabii Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin raporunu da görmek gerekiyor ama bizim aldığımız duyumlar, birim zamanda daha çok iş üretsin diye aletlerinin sensörlerinin iptal edildiği” dedi.

PATRON VE İSG UZMANI İLİŞKİSİ

Daha önce kendisinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Komisyonu üyesi olduğunu hatırlatan Özgür Özel şöyle devam etti: “Cumhuriyet Halk Partisi olarak o komisyonda defalarca şunu söyledik. İş güvenliği uzmanlarının maaşını işverene ödettirmek demek, iş güvenliği uzmanına görevini tam yaparsan işinden olursun demek. Biz bunun kamu tarafından uygulanmasını savunduk. Ama illa kendinize göre, liberal ekonomiye göre, bir iş yapacaksanız bunun da çaresini bulmuş ülkeler var. Hiç olmazsa iş güvenliği uzmanlarını bir havuzda toplayın, parayı bir havuzda toplayın; ama görevlendirmeyi sistemsel olarak yapın. Ama bunu kabul etmediler. Bunun en önemli acılarından bir tanesi bu.”

Bir başka sorunun da Türkiye’de mevzuattan çok uygulama ve uygulamanın denetlenme eksikliği olduğunu söyleyen Özel, “Bu da maalesef iktidarın siyasetle, sanayinin siyasetle, sermayenin birbirlerini besleyen ilişkilerinden kaynaklanıyor. Bu davaya özel bir şey söylemek için erken ama şunu biliyoruz, nerede bir iş güvenliği ihmali varsa orada görevini yapmayan iş güvenliği uzmanı, denetleme görevini yapmayan mühendisler ve denetlemeden önce haberdar olunan ve tedbir alınan durum var. Bazı yerlerde duyuyoruz sensörün üzerine yara bandı yapıştırıyorlar ama denetlemenin geleceği zaman yara bantlarını söküyorlar” diye konuştu.

BU POLİTİKALAR DEĞİŞMELİ

Bu iş cinayetinde de “kader” söyleminin olduğunu dile getiren Özel, “Baskıdan kaynaklı Hasan’ın arkadaşları yas dahi tutamadı. ‘Ölen öldü siz işinize bakın’ demişler, bu kabul edilecek bir şey değil. Maalesef fıtrat dendiği gibi ölen öldüğüyle kalıyor, kalanların sermayeye ve iktidara yeniden köle olmaktan başka şansları olmuyor. Bir sonraki iş kazasını bekliyorlar. Maalesef böyle, işsizlik ve açlıkla terbiye edilen bir işçi sınıfıyla karşı karşıyayız” dedi.

Sorgun’un ölümünün, atanamayan öğretmenlerin, ‘FETÖ’ mücadelesinde haksızlığa uğrayanların, Hükümetin OHAL’i bahane ederek yarattığı tüm mağdurların ölümü olduğunu vurgulayan Özel, “Bu son olsun diyeceğiz ama bu politikalar değişmeden bu son olamayacak maalesef. İlk önce bu politikaları üretenlerin, bunları Türkiye’ye dayatanların sonunun gelmesi gerekiyor. Ondan sonra bunun sonu olsun” dedi.

İŞÇİYİ İŞÇİYE DÜŞMAN EDİYORLAR

Manisa’daki fabrikalarda sendikalaşma faaliyetinin de sorununa değinen Özel, “Bugün Manisa’da herhangi bir fabrikada sendikalaşma faaliyeti içine giren kişiye dışarıdaki 6 bin iş başvurusuyla tehdit ediyorlar. İnsanlar artık sendikal faaliyet yürüten arkadaşlarının ‘Bizi de ekmeğimizden edeceksin’ diye jandarmalığına soyunmuş durumdalar. ‘Bu bölümden bir kişi sendikalı olsa hepinizi işten atarım’ diyor. Sendikal faaliyet yürütmeye çalışan birisine ‘Sen benin çocuğumun ekmeğiyle oynama’ diyecek kadar, işçiyi işçiye düşman edilmiş bir süreci yaşıyoruz. Bu kadar korkunç bir süreç, sendikal mücadele tarihinde yoktur Türkiye’de” diye ifade etti.

ÖNCEKİ HABER

TÜGVA şimdi de hadis çizimi istiyor

SONRAKİ HABER

Alevi dernekleri: Kardeşçe yaşamanın yollarını aramalıyız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa