Hasan Songur'un ölümü fabrika önünde protesto edildi
Ataması yapılmayan öğretmen Hasan Songur’un iş cinayetinde ölmesi çalıştığı fabrika önünde emek ve demokrasi güçleri tarafından protesto edildi
Ataması yapılmayan öğretmen Hasan Songur’un iş cinayetinde hayatını kaybetmesi Songur’un hayatını kaybettiği fabrika önünde, Manisa Emek Demokrasi Platformu ve Organize Sanayi işçileri tarafından protesto edildi.
Manisa Organize Sanayi girişinde bir araya gelen kitle yürüyerek Sarp Plastik önünde "Hasan Songur'un katili Enjeksiyon makinesi değil patronun kâr hırsıdır. Asıl Sorumlular yargılansın!" pankartı açarak basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel de katıldı.
'Sermaye çarkında ölmek istemiyoruz', 'Hasan'ın katili patron devlet birliği', 'Kader, kaza değil cinayet bu' sloganları atan kitle adına açıklamayı Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Metin Demirel okudu.
Demirel, "İş Cinayetleriyle Mücadele Gününde olmak tarihin ilginç bir tesadüfü olsa gerek. Öğrendik ki Hasan Songur Sarp Pastik'te çalışıyor ama Deltaş taşeron şirketinin işçisi imiş. Yani taşeronun taşeronu. Taşeron çalışma şekli zaten insan onuruna yaraşır bir çalışma şekli değildir" diyerek, Hasan'ın ölümünün cinayet olduğunu vurguladı.
İşçi ölümlerinin birleşik bir mücadeleyi zorunlu kıldığını belirten Demirel, "işveren ve sermaye ağzı ile konuşup ölümleri meşrulaştırma çabaları son bulmalıdır. Üniversite mezunu genç öğretmen adaylarının kadrolu ve güvenceli olarak atanması ile, iş güvenliği ve sendikalı bir şekilde çalışma ortamı talebi ile aynı taleptir. İş güvenliği önlemlerinin alınmadığı ölümcül çalışma koşullarında çalışmak zorundaki işçinin mücadelesi ve kamu emekçilerinin mücadelesi iç içedir. Tercihini emekçilerin güvenceli çalışmasından yana değil işverenlerin daha fazla kâr etmesinden yana yapan iktidarın bu adımları, ölümleri önlemek yerine artıracaktır"dedi.
"İşçiler, kamu emekçileri ve ezilenler artık sermayenin gerçekleri göstermeme çabasını boşa düşürmelidir" diyen Demirel, "Sınıf mücadelesine inanan ileri bilinçli işçi ve kamu emekçileri insiyatif alarak mücadelenin önünü açmalıdır. Başka bir kurtuluş yolu yoktur. Emeği ile geçinen milyonlarca işçi kamu emekçisi ve bütün toplum duruma müdahale etmelidir. Kurtuluş emekçiler olarak bizlerin elindedir"şeklinde konuştu.
‘DİKTA REJİMİNE KARŞI ORTAK MÜCADELE’
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise, "Eğitim verdik diyorlar yalan. Soma'da da 301 kişinin 46'sı henüz işe gireli 3 gün olan gençlerdi. Eğitim de görülüyorlardı. Burada da eğitim verdik diyorlar, açıkça söylüyoruz yalan. Böyle bir makinenin operatörü olmayan Hasan'ın eğitimi yetmezdi. Hasan'ın eğitimi çocuklara ders öğretmek içindi. Ama Hasan mahkum edildiği o açlık içinde o aletin başına geçti ve geçisişinin 20. gününde Hasan'ın üzerine bu emek sömürüsünün 400 tonluk ağırlığı çöktü. Hasan'ın üzerine çöken ve hepimizin üzerinde olan sistemin yüküdür. İki şeyin rengi olmaz, biri işçinin alın teri, iki anaların gözyaşının rengi. Alınteri Kürtün, Türkün, Alevinin, Lazın, Çerkezin farketmez, alnının terinin karşılığını alamayanlar garibanlardır. Ama Türkiye'de akan gözyaşlarının sahibi fakir analardır, iş cinayetlerinde onların çocukları ölür, Afrin'de onların çocukları ölür. Bu fabrikaları sisteme uyum göstermiş birbiriyle dayanışma haklinde Hasanların emeğini sürdüren ve Adalet ve Kalkınma Partisinin sömürüsüne güç veren birlikler yönetir, bizim evlatlarımız yiter. Bu ölümleri durdurmak ölenleri değiştirmekle değil, öldürenleri değiştirmekle mümkündür" dedi.
İşçi sınıfı, emekçiler, emeği sömürülenler için tarlada, madende, okulda, devlet dairesinde, fabrikada da olsa ortak bir mücadelenin önemli olduğunu vurgulayan Özel, "Bu sadece parti meselesi, siyasi bir mücadele değil ezenlere karşı ezilenlerin varlık yokluk mücadelesidir. Bütün emekçilere bütün ezilenlere bu Saray rejimine karşı bu dikta rejimine karşı birlikte olmaya mücadeleyi örmeye önümüzdeki ilk fırsatta mevcut iktidarı alaşağı edip, halkın ve emeğin iktidarını kurmaya davet ediyorum. Kurtuluş burdadır" dedi.
'GÜÇLÜNÜN HAKLI DEĞİL, HAKLININ GÜÇLÜ OLMASI LAZIM'
Basın açıklaması ardından konuşan Hasan Songur'un ağabeyi Feyzullah Songur, "Biz Hasan Songur'un davasını bir ailevi dava olarak görmüyoruz. Biz bunu Türkiye'nin davası olarak görüyoruz. Ülkede artık bazı şeylerin değişmesi gerekiyor. Güçlünün haklı değil, haklının her zaman güçlü olması lazım." dedi.
Diğer ağabey Orhan Songur ise, Hasan Songur'un sosyal medya haesabından paylaştığı sözü söyleyerek, "Öğretmenim ama ne iş olsa yaparım demişti Hasan, bu Türkiye'de gelinen halin özetidir. Başka Hasan Songurlar ölmesin artık" diye konuştu.
Öte yandan gazetemize hukuki süreci de aktaran Orhan Songur, "Hasan'ın ailesi olarak fabrika aleyhine davacıyız. Sorumluların cezalandırılmalarını istiyoruz. Savcılık soruşturması bittikten sonra davanın takipçisi olacağız. Hakkımızı, Hasan'ın hakkını sonuna kadar arayacağız"dedi. (Manisa/EVRENSEL)