8 Mart 2018 20:11

Koç Üniversitesi’nde zam festivali

Koç Üniversitesi’nden bir öğrenci

Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde açıkça belirtildiği üzere vakıf üniversitelerinde, vakfın üniversiteden kâr gütme amacı olamaz, çoğu üniversitede de harcamaların birçoğunun vakıf tarafından karşılandığı söylenir. Peki, öğrencilerinden astronomik ücretler talep edip bir yandan da burslu öğrenci sayısını yıldan yıla kısan Koç Üniversitesi’nde durum nedir?

Pahalı yemekler, shuttle ücretleri, ev kirasını aşar boyutta ücretleriyle yatak eklenerek kişi sayısının artırıldığı yurt odaları, temel hakları hizmet olarak sunmayıp öğrenciyi müşteri yerine koyarak şirketvari işletilen üniversite içindeki firmalar, burslu öğrencilerin yemek harcamalarını bile karşılayamayan burslar...

ÖZGÜR AKADEMİ KAÇ PARA?

Rektörün her fırsatta dile getirdiği gibi akademi gerçekten “özgür” mü?

OHAL’de akademik özgürlük ne durumda? Akademik baskılar, öğrencileri ve çalışanları fişleyen özel güvenlik, özellikle sinmeyen hocalar ve öğrenciler üzerindeki idari baskı, bu baskıdan payını alan öğrenci kulüplerinin faaliyetlerini kısıtlama ve sansür komitesi...

Bu yaşananların ardından öğrencilerin kampüsler arası giriş çıkışlarına getirilen kısıtlama, bardağı taşıran damla oldu. Ardından ortak taleplerle bir araya gelen öğrenciler ısrarcı olduklarını idareye gösterdiler ve bu haklı protesto meyvelerini eylemden kısa süre sonra kampüsler arası giriş çıkıştaki yasağın kaldırılmasıyla verdi.

ÖĞRENCİLER NE DİYOR?

Öğrenciler ise çoğunlukla taleplerin, okul bileşenlerinin üzerinde ortaklaşabileceği talepler olduğu kanaatindeler. Okulda ilk senesi olan bir arkadaşımız özellikle yemek ve shuttle ücretlerinin kendisini zorladığını dile getiriyor ve öğrencilerin bu durumlara sessiz kalmasından yakınıyor. İdarenin üstten indirme kararları böylece daha rahat alabildiğini söylüyor.

Aynı arkadaşa üniversiteden beklentileriyle üniversitede karşılaştıklarının örtüşüp örtüşmediğini soruyoruz. Öncelikle halktan daha soyut, çevresine karşı daha duyarsız bir öğrenci kitlesi beklediğini söylüyor ama bir şekilde mücadele eden öğrencilerle, hocalarla karşılaştıkça bu konuda biraz yanıldığını ve önyargılı olduğunu ekliyor. Burada hemen lafa girip ekliyoruz, “Gezi Ayaklanmasında da bu şekilde apolitik, duyarsız diye nitelendirilen bir kitle başı çekmedi mi?​” Arkadaşımız tebessüm ederek karşılık veriyor, idare ve rektörlüğe dair ise akademik ortamın bu kadar baskı altında ve idare tekelinde olacağının aklına bile gelmeyeceğini söylüyor.

“Koç ailesinin Türkiye’deki tekellerden biri olduğu konusunda şüphem yoktu ama üniversitenin de bu denli şirketvari bir yapıda işletileceğini düşünmemiştim” diyerek söze devam ediyor. Son olarak eylemle ilgili düşüncelerini sorduğumuzda, bu eylemin bir şeylerin başlangıcı olacağını düşündüğünü söylüyor. Eyleme katılmayanların da tepki gösterenleri, ses çıkaranları gördükçe umutlanacağını ve okuldaki tepkiselliğin de bu şekilde büyüyeceğine inandığını söyleyerek lafı bitiriyor.

İŞ BULMAYA YARAYAN BURS

Başka bir arkadaşa en büyük şikayetini sorduğumuzda “okuldan aldığım bursun yemek ücretini karşılamaya yetmemesi” diye yanıtlıyor. “Kitaplarımı ücretsiz alabiliyorum, yurtta ücretsiz kalabiliyorum ve bunlara rağmen verilen burs yemeklerin pahalılığı sebebiyle yemek ücretini karşılamıyor” diyor. Çözüm olarak hafta sonları çalıştığını da ekliyor. Birçok arkadaşının kitaplara ve yurda da ücret ödediğini söyleyerek onların daha da zorlandığını belirtiyor.

“Okulda bu konularda şikayetler uzun zamandır varken böyle bir tepkinin bu zamana kadar olmamasını neye bağlıyorsun?​” diye soruyoruz. “OHAL’in üniversiteye yansımaları” diye cevaplıyor. 

Son olarak ona da eyleme dair görüşlerini soruyoruz. Uzun zamandır okulda bu kadar farklı çevreden insanın bir araya gelmediğini söylüyor. “Okulun OHAL politikalarından haberdar olan herkeste soruşturma açılır korkusu hakimdi, bu korku duvarının delinmesi açısından eylem önemliydi.” diyor ve herkesin inancını artırdığını ifade ediyor. “Fabrikada, okulda, sokakta ve her yerde bu sömürü düzenine karşı mücadelenin her zaman var olacağına inanıyorum” diyerek sözlerini bitiriyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yasak çuvala sığmıyor

Yasak çuvala sığmıyor

KAMUAR’ın hesaplamalarına göre son bir yılda meyve fiyatları yüzde 154.5, sebze fiyatları yüzde 116.5, gıda fiyatları ortalama yüzde 70 arttı. Hane halkının bir yıl sonrası için enflasyon beklentisi yüzde 59’u, işçilerinki ise yüzde 62’yi aştı. Emekçiler için bıçak kemikte! Yasak, tutuklama, işten atma tehdidi işçilerin harekete geçmesini durduramıyor.

Has Çuval 37 ülkeye ihracat yapıyor.

İstanbul Sanayi Odası nın ikinci en büyük 500 listesinde.

Has Çuval'ın iki fabrikasında 600 işçi fiili greve katıldı

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et