'Özgürlük ve can güvenliği istiyorum'
Tuzla'dan genç kadınlar yaşadıkları sorunlara, taleplerine ve 8 Mart'a dair yazdılar.

'BİRLİKTE AŞAMAYACAĞIMIZ HİÇBİR SORUN YOK'
Serap CAN
Tuzla
Evde, okulda, sokakta, durakta, fabrikada hayatımızın hemen her alanında “bugünü de başıma bir şey gelmeden atlattım” demeden geçiremez olduk. Yaşadığımız mahallede mutlaka 1-2 olayla karşılaşmadan günü bitiremiyoruz. Birine selam vermeyelim “bizim fabrikada ustabaşı, işçiler arasında yaptığı ayrımcılığı gayet rahatlıkla söylüyor”, “Haberin var mı? Şurada şu kadına kocası şunları yapmış” , “bilmem şu okulda çocuğu öğretmeni taciz etmiş”. Bitmeyen olaylar silsilesi suratımıza her defasında tokat gibi çarpıyor. Ne yazık ki, midemizi bulandıran olaylar karşısında başımızı yastığa rahatça koyup uyuyamaz hale geldik. Her geçen gün daha fazla çirkinleşen söylemleriyle, bizleri toplumdan soyutlamak için çıkardıkları yasalarla ve istismarı meşrulaştıran iğrenç fetvalarıyla bugün ülkeyi yönetenler, kendi zihniyetlerini ortaya koyuyorlar. Tarih boyunca -oy hakkından eşit işe eşit ücrete, çalışma sürelerinin kısaltılmasından kreş hakkına kadar bedeller ödeyerek kazandığımız- tüm haklarımızı sanki kendileri vermişler gibi yasalarda yaptıkları değişikliklerle tırpanlamaya devam ediyorlar. Bir araya gelmememiz birlikte hareket etmememiz için her türlü ayrımcılığı, kutuplaşmayı söylemleriyle, medyada kullandıkları dille; kısacası, ellerinde bulunan bütün olanaklarıyla kullanıyorlar.
KORKMASI GEREKEN BİZLER DEĞİLİZ
Geçmişten günümüze tarihin her döneminde, kadınların baskılar karşısında birlikte mücadele ederek elde ettiği kazanımlara baktığımızda gücümüzün ne kadar büyük olduğunu biliyorlar ve bu güçten korkuyorlar. Ve buradan da görüyoruz; korkması gerekenin bizler değil, onlar olduğunu. Tarihimizden de öğrendiklerimizle birlikte bu sene de 8 Mart’a giderken her zamankinden daha yüksek sesle sokaklarda, okullarda, meydanlarda yani bulunduğumuz her alanda gereken her türlü kutuplaştırmaya, ayrıştırmaya, yok saymalara, tüm cinsiyetçi söylemlere karşı taleplerimiz etrafında birleşip haykırmalı ve yılmadan kesintisiz mücadelemizi sürdürmeliyiz. Çünkü kadınların birlikte aşamayacağı hiçbir sorun, hiçbir güç yoktur. Kadın var edendir, kadın üretendir yani kadın güçlüdür. Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü! Yaşasın kadın dayanışması!
'ÖZGÜRLÜK VE CAN GÜVENLİĞİ İSTİYORUM'
Sude DANACI
Tuzla
Bu mektubu lise öğrencisi genç bir kadın olarak yazıyorum. Yazmamın sebebi ülkemizdeki kadınların evde, okulda, sokakta maruz kaldığı gerek fiziksel gerek psikolojik şiddete, tacize, baskıya dikkat çekmektir. İstiyorum ki; giyeceğim kıyafete, yürüyeceğim sokağa, gezeceğim saate başkaları değil, toplum değil, ben karar vereyim. Dışarı çıktığımda yanımda mutlaka bir erkek olmak zorunda olmasın, yürürken arkama bakmayayım. Kısacası, tüm kadınlar için özgürlük ve can güvenliği istiyorum. Hatırlatmak isterim, Eylül ayında internetten sipariş vererek rahatlıkla aldığı silahla arkadaşım olan Helin Palandöken’i katletmişti caninin biri. Maalesef Helin gibi bizim de başımıza böylesi bir şeyin gelmesi an meselesi. Bunların bir kez daha yaşanmaması için bireysel silahlanmaya, iyi hal indirimlerine karşı çıkmak istiyorum. Kadınlara ve çocuklara yapılan tüm şiddet, taciz, öldürme cezasız bırakılmasın ve karşılığı olsun. Küçük kız kardeşim ve tüm çocuklar için güzel bir gelecek ve güvenlik istiyorum. Türkiye’de her iki kadından biri şiddete maruz kalıyor. Aynı şekilde çocuk istismarı yüzde 700 arttı. Bunlar, bu ülkenin utanç rakamları. “Daha fazla kadın ölmesin, daha fazla çocuğun geleceği karartılmasın” diyerek tüm taleplerimizle birlikte 8 Mart’ta birleşelim, mücadele edelim. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun.
Evrensel'i Takip Et