Bütün renklerimizle alanlardayız
Biz üniversiteli kadınlar 8 Mart'ın tarihini unutturmamak için bir araya geliyoruz.
Kadın Çalışmaları Topluluğu
Hacettepe Üniversitesi
161 yıl önce 8 Mart’ta New York’ta bir dokuma fabrikasında uzun çalışma saatleri ve düşük ücret sebebiyle 40.000 işçi kadın greve çıktı. Grevi engellemek isteyen patron ve polis birleşerek kadınları fabrikaya kilitledi ve çıkan yangında 129 kadın yanarak can verdi. 1910 yılında 2. Enternasyonal’in bu günü ölen işçi kadınlara ithafen Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilan etmesinden bu yana, kadınlar her sene 8 Mart'ta talepleriyle ve bütün renkleriyle alanlarda oldular.
8 MART’IN FIRSATLAR GÜNÜNE DÖNÜŞMESİ
Gelişen kapitalizm 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün sadece “Kadınlar Günü” olarak anılmasına ve bu günün bir “alışveriş çılgınlığına” dönmesine sebep olmuştur. Kadınlar gününe özel el ve ayak bakım ürünlerinde yüzde elli indirim, saç maşalarında özel fiyatlar, yemek kitapları tam da bugüne göre. Ücretsiz defileler, takı atölyeleri ve daha birçoğu biz kadınlar için. 8 Mart'a bu "fırsatlarla" giren biz üniversiteli kadınlar 8 Mart'ın tarihini unutturmamak için bir araya geliyoruz. Bunun ilk adımı olarak da 8 Mart'ı ve yapacağımız etkinlikleri konuşmak için bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantıda, yapacağımız etkinliğin amacını, 8 Mart'a nasıl bir dönemde girildiğinin vurgulanması olarak belirledik. Yaptığımız toplantıda genç kadınların en çok üstünde durduğu konular istismar ve kadına yönelik şiddet sonucu öldürülen kadınlardı. İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesine gelen 115 çocuğun hamileliğinin üstünün örtülmeye çalışılması, Diyanet’in “9 yaşındaki kız çocukları evlendirilebilir” açıklaması, daha önceden AKP milletvekili adayı olan Vahdettin İnce’nin 13 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilebileceğini savunması genç kadınlar olarak bizlerin öfkelenmesine sebep olurken çevremizde istismar mağduru olan çocuklar olabileceğini ve onlara nasıl yardım edebileceğimizi konuştuk.
8 MART VE İSTİSMAR
Hem üniversitemizde bu konuya dikkat çekmek hem bilinçlenmek için etkinliğin temasının “İstismar ve 8 Mart” olması fikrinde ortaklaştık. Çünkü biliyoruz ki çeşitli yasalarla ve fetvalarla çocuk istismarını meşrulaştırmaya çalışan zihniyet kendini hukuksal, toplumsal veya psikolojik herhangi bir temellendirmeyle var edemez, edemeyecektir. Bu yüzden “çocuk istismarına dur” demek ve üniversiteli kadınların sesini alanda da duyurmak için Kadın Çalışmaları Topluluğu ve Kuir Araştırmaları Topluluğu ile birlikte Ankara Kadın Platformu'nun 4 Mart Pazar günü düzenlediği mitinge katılmaya karar verdik. Akademik eşitsizliğe, tacize, şiddete ve istismara karşı seslerimizi yükselterek bir arada olmaya devam edeceğiz.