09 Mart 2018 18:56

2018 tarım destekleri çiftçide hayal kırıklığı yarattı

2018 yılında yapılacak tarımsal destek çiftçinin beklentisinin altında gerçekleşti, dışa bağımlılığı azaltmaktan uzak kaldı.

Paylaş

2018 yılında yapılacak tarımsal destek kapsamında gübre desteği değişmezken, mazot desteğinde yapılan artış enflasyonun altında kaldı. Fark ödemesi (prim) desteği sadece bakliyatta artırılırken, tohumculukta yem bitkileri dışında artış yapılmadı.

Hayvancılıkta damızlık küçükbaş hayvan ile buzağı, malak desteklerine artış yapılmadı. Tek olumlu gelişme  2017 yılında kaldırılan besi hayvanı kesim desteğinin bu yıl yeniden verilecek olması.

MAZOT DESTEĞİ ENFLASYONA EZİLDİ

Bakanlar Kurulu kararına göre 2018 yılında çiftçilere verilecek mazot desteği aspirde yüzde 5, çeltik ve pamuk, kanola, kuru soğan, yaş çay, fındık ve yem bitkilerinde yüzde 7, yağlık ayçiçeği, soya fasulyesi, dane mısır ve patateste yüzde 8, buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikalede yüzde 11 artırıldı.

Enflasyonun üzerinde artış yapılan ürünler ise sadece nohut, mercimek ve kuru fasulye. Bu ürünlerde yaklaşık yüzde 23 oranında artış yapıldı.
Destek rakamlarını değerlendiren aynı zamanda ziraat mühendisi olan CHP Milletvekili Orhan Sarıbal şu tespiti yaptı: “Hükümet hâlâ ‘Çiftçinin kullandığı mazotun yarısı devletten’ diyor. 2018 yılı merkezi yönetim bütçesinde tarımsal destekleme ödemeleri için 14 milyar 514 milyon lira ayrılmış olup, bunun 1.9 milyar lirası mazot desteğidir. Tarımda 3 milyar litre mazot kullanılmakta olup değeri 15.6 milyar liradır. Buna göre hükümetin vereceği mazot desteğinin çiftçinin kullandığı mazot bedeline oranı sadece yüzde 12 seviyesinde”.

Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli kapsamında fark ödemesi (prim) verilen 17 üründen sadece kuru fasulye, nohut ve mercimekte artış yapılırken diğer 14 üründe artış yapılmadı.

2017 yılında kaldırılan besi hayvanı kesim desteği bu yıl yeniden verilecek. Buna göre, bakanlık kayıt sistemlerine kayıtlı, yurt içinde doğmuş ve besi süresini tamamlamış erkek sığırları (manda dahil) mevzuatına uygun kesimhanelerde kestiren yetiştiricilere, 1-200 baş için (200 dahil), hayvan başına 250 liraya kadar bakanlıkça belirlenen fiyat üzerinden destekleme ödemesi verilecek. Öte yandan damızlık küçükbaş hayvan ve buzağı, malak desteklerine artış yapılmadı. Buna karşılık hastalıktan ari işletme desteğinde bir miktar artış yapıldı. Ayrıca çiğ süt üretenlere yapılacak destekleme primi bakanlık tarafından belirlenecek.

HÜKÜMET TARIM KANUNUNA UYMUYOR

2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesine göre “Tarımsal destekleme için Bütçeden ayrılacak kaynak, milli gelirin yüzde birinden az olamaz” denilmesine rağmen aradan geçen 12 yıllık dönemde tarım destekleri milli gelirin yüzde 0.5’ini geçmedi.
2018 yılı merkezi yönetim bütçesinde tarımsal destekleme ödemeleri için 14 milyar 514 milyon TL ödenek ayrılmasını değerlendiren Orhan Sarıbal şunları söyledi: “Orta vadeli programın (OVP) 2018 yılı GSYH hedefi yaklaşık 3.5 trilyon lira. Yani tarıma en az 35 milyar lira destek verilmeli. Oysa verilecek olan destek 14.5 milyar lira. Yani Tarım Kanunu’nun emrettiğinden 20 milyar lira eksik. Desteğin GSYH içindeki payı yüzde 0.42’ye başka bir ifade ile binde 4’e düşmüş durumda.”

YEREL TOHUMLAR ÖLÜME TERK!

2018 yılı tarımsal destekleri sertifikalı (hibrit) tohumları koruma altına alırken binlerce yıllık üretim kültürünü bugüne taşıyan yerel tohumlar ise destekten yoksun bırakılarak adeta ölüme terk edildi. Tarım devriminin başlangıcına ev sahipliği yapan Anadolu topraklarındaki 10 bin yıllık üretim kültürü, küresel şirketlerin denetimindeki kısır tohumlara yenildi.

Bakanlar Kurulunun kararında, buğdaydan mercimeğe, arpirden ayçiçeğine onlarca üründe sertifikalı (hibrit) tohumlara destek verilirken yerel tohumlara tek bir kuruş bile destek verilmemesi dikkat çekiyor.

Açıklanan destekleri yetersiz bulan ziraat mühendisleri odası (ZMO) bunun tarımdaki dışa bağımlığı azaltacak ve üretimi teşvik etmekten uzak olduğu görüşünü savunuyor.  Orhan Sarıbal ise, “Çiftçiden desteği esirgeyen hükümet gümrüksüz ithalat kararları ile tarım ürünü satan ülkelerin çiftçisini ve yandaşı olan ithalat lobilerini desteklemektedir” tespitini yapıyor. (EKONOMİ SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

ABD'deki gazi evinde rehine krizi: 4 ölü

SONRAKİ HABER

MİT’in 10 Ekim katliamından önceki raporu Meclis gündeminde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa